أعوذ بالله من الشيطان الرجيم
بسم الله الرحمن الرحيم
قَدْ اَفْلَحَ مَنْ تَزَكّٰىۙ ﴿١٤﴾وَذَكَرَ اسْمَ رَبِّه۪ فَصَلّٰىۜ
Bizleri yoktan var eden, varlığından haberdar eden, bizlere iman ve İslam nimetini ikram eden Yüce Rabbimize, sonsuz hamd u senalar olsun.
Onun habibi sevgili peygamberimiz Hazreti Ahmed i Muhammed Mustafa sallellahu aleyhi ve sellem Efendimiz’e salât ve selam olsun.
Allah Teala Hazretleri’nin rahmeti, bereketi, yardımı hepimizin ve hepinizin üzerine olsun. Kurban bayramımız hayırlara, bereketlere vesile olsun. Cenab-ı Hak bu güzel bayram sabahında hepimizi affettiği, cennetini ikram ettiği kullarından eylesin.
Muhterem Mü’minler!
Müslümanların iki bayramından bir tanesi olan Kurban Bayramını elhamdülillah şu anda idrak ediyoruz. Ramazan-ı Şerif Bayramımızı bir müddet önce Rabbimize şükürler olsun ki idrak etmiştik. Mevlamız bize bir güzellik daha yaşattı, bizleri bir bayrama daha ulaştırdı. Cenabı Mevla vermiş olduğu bu güzel nimetlerin şükrünü eda etmeyi cümlemize nasip eylesin. Nankörlük etmekten bizleri muhafaza eylesin.
Fahri Kainat, İki Cihan Güneşi Peygamber Efendimiz sallellahu aleyhi ve sellem Mekke-i Mükerreme’den Medine-i Münevvere‘ye hicret ettiğinde oradaki insanların cahiliye döneminden kalma bir takım bayramları kutladığını gördü. Mihrican ve Nevruz adında iki bayramı kutlarlardı.
Efendimiz İslam’ın ilkeleri ile birlikte, ahkamı ile birlikte nasıl ki onların gündelik hayatlarını değiştirdiyse, Allah’ın emriyle vahiyle, tanzim ettiyse aynı şekilde onların bayramlarını da İslâm’a göre düzenledi ve buyurdu ki: Allah celle celaluh size kutuladığınız bu Mihrican ve Nevruz bayramlarından daha hayırlı İki bayramı hediye etmiştir.
Bunlardan bir tanesi Fıtır Bayramıdır, yani daha çok bildiğimiz adı ile Ramazan Bayramı‘dır. İkincisi ise Îdül Udhuyye yani Kurban Bayramı‘dır. bu iki bayram müminlere Rabbimizin bir hediyesidir ve ikramıdır kıymetli müminler.
Fakat bu bayramlarımızı ismi ile ifade etmeliyiz. Zaman zaman duyuyoruz Ramazan Bayramı’na, şeker bayramı dendiğini duyuyoruz, bu doğru bir tabir değildir. Toplumumuzdaki bu yanlışı da düzeltmeliyiz.
30 gün boyunca Allah için yemeden içmeden geri duran, teravihi ile zekâtı ile filtresi ile, diğer ibadetleri ile 30 gün boyunca Allah’a yaklaşmaya çalışan kullar, bu 30 günün sonunda Rabbimizin ikramı olan bayramla sevinirler. Onun ismi Ramazan bayramıdır.
Îdül udhuyye yani Kurban Bayramı da et bayramı değildir. Çünkü biz et yemek için bayram yapmıyoruz. Kelimeler çok önemlidir, kelimeler bir halkın, bir toplumun, bir milletin karakterini yansıtır, kültürünü yansıtır, inancını yansıtır. Onun için kullandığınız kelimelere çok dikkat etmeliyiz kıymetli din kardeşlerim!
Kurban ne demektir?
Kulu Rabbine yaklaştıran demektir, kulun Rabbine yakınlaşması demektir. Yani bizler bugün Allah’ın izniyle üzerine vacip olanlar ya da nafile olarak kurban kesmeye niyet eden mü’minler olarak hayvanlarımızı keserken aslında Hazreti İbrahim aleyhis selam gibi Rabbimizin emrine boyun eğmiş, İsmail peygamber gibi, teslimiyeti Rabbimizin önünde göstermiş olacağız.
İşte bu şükür gününde, bu bayram gününde şu duygular içinde Rabbimiz’e dua edeceğiz değerli kardeşlerimiz.
“Allah’ım sen bana bu dünyada sağlık sıhhat verdin, yaşama imkanı verdin, evlat verdin, aile verdin, torun verdin, özgürlük verdin, nice nimetler ikram eyledin, para verdin, ev verdin, araba verdin, yazlık verdin, kışlık verdin, ben de senin vermiş olduğun nimetler karşısında bir şükür ifadesi olarak, sana kurban kesiyorum Ya Rabbi!
Allah’ım bana verdiğin bu dünyalıklar kalbimde değildir. Ben evimin tapusunu kasaya koydum, paralarını cebime koydum, arabamın anahtarını askıya bıraktım, bunların sevgisini kalbime yerleştirmedim Allah’ım. Ben Sana kul olabilmek için, gayret gösteriyorum Ya Rabbi. Namazımla, orucumla ,zekatımla ibadetlerimle kul olma çabasındayım.Bak bunun göstergesi olarak da bugün Senin emrine itaat ediyorum ve kurban kesiyorum Ya Rabbi!”
Aslında o kurbanımızın kanını akıtırken, onunla beraber, içimizdeki günah kirlerini de akıtmaktır asıl mesele. Hayvanın kanı akarken içimizdeki dünya sevgisini de kalbimizden çıkartmaktır, kurban ibadetinden maksat kıymetli mü’minler.
İşte böylece yapılan bir kurban ibadeti kulu Rabbine yaklaştıran bir ibadet olacaktır. Değilse sadece bir tören gibi, herhangi bir faaliyet gibi olur. Kurban geldi hayvan kesildi, derileri verildi, etleri dağıtıldı, kıyma kuşbaşı yapıldı, biraz hane halkına komşuya verildi, kalanını dolaba koyuldu. Bundan ibaret midir kurban?
Hayır değerli mü’minler, bundan ibaret değildir. Müslümanın hayatı bu kadar basit değil. Müslümanın her günü önemli, İslam’ın her hükmünü sosyolojik açıdan, psikolojik açıdan, hangi açıdan bakarsanız bakın, İslam toplumuna, insana, doğaya faydası olan hükümlerdir, faydası olan ibadetlerdir.
Yüce Mevlam bu manayı, bu ruhu idrak ederek, kurban ibadetimizi yerine getirebilmeyi cümlemize nasip eylesin. Cenab-ı Hak ibadetlerimizi göstermelik olarak yapıp da ibadetlerin şuurundan uzak kalmaktan bizleri muhafaza eylesin.
Şimdi bayram sabahındayız, vaazın başında okuduğum ayet-i kerimelerin mealini sizlerle paylaşayım.
Âla Suresi 14. ayette Yüce Mevlamız buyuruyor ki:
قَدْ اَفْلَحَ مَنْ تَزَكّٰىۙ ﴿١٤﴾وَذَكَرَ اسْمَ رَبِّه۪ فَصَلّٰىۜ
Günahlarından temizlenip arınan, Rabbinin adını zikr eden ve Rabbine kulluk eden kurtuluşa ermiştir.
Hepimiz aciz kuluz, insanız, etten kemikten bir bedene sahibiz, nefsimiz var. Bir yanda şeytan var, bir yanda şeytanlaşmışlar var. Onun için her an imtihan halindeyiz ve bu imtihanda zaman zaman yanlış şıkları işaretlediğimiz, vakidir. Fakat Rabbimiz bize o kadar acıyor, o kadar merhamet ediyor ki bize tövbe imkanı veriyor. Tövbe kapısı son nefese kadar açıktır elhamdülillah.
Kıymetli kardeşlerim, aziz mü’minler!
Bayram sabahı temizlenme sabahıdır, arınma sabahıdır, arefe günü arınma günüydü, bu sabah, bu gece yapılan dualar Allah’ın izniyle kabul olur. Onun için hepimiz can u gönülden tövbe edelim.
“Ya Rabbi insanların bildiği ya da bilmediği, aşikare yada gizli, fakat Sence malum olan, büyük ya da küçük bütün günahlarımızı affeyle!
Bu duaya bu kadar mı âmin… Bu dua büyük dua, daha büyük bir âmin bekliyorum sizden. Canlı olalım, heyecanlı olalım muhterem mü’minler. Bugün bayram sabahındayız, gönüllerimizin Hak aşkıyla coştuğu sabahtayız.
Bir daha aynı duayı yapacağım, ama aynı amini istemiyorum, daha gür bir amin istiyorum. Gönlünüzdeki o coşkuyu şu caminin kubbeleri de duysun inşallah.
“Ya Rabbi aşikare ya da gizli, insanların bildiği ya da bilmediği, büyük ya da küçük fakat Sence malum olan günahlarımızı affeyle.”
Allah razı olsun, evet olacak inşaallah, daha iyisi de olacak.
Muhterem mü’minler!
Son nefesimize kadar tövbe kapısı açık, onun için hatalar işleyebiliriz, kusurlarımız olabilir, ama mutlaka tövbe edelim.
Camilerde Arapça olarak bir hadis-i şerif yazar, çok camide vardır, özellikle tarihi camilerde de vardır, yeni camilerimizde de vardır.
Accilû bi’s salâti gablel fevti ve accilû bi’t tevbeti gablel mevti.
“Vakit geçmeden namaz için, ölüm gelmeden tövbe için, acele ediniz” buyuruluyor değerli kardeşlerim Onun için namaz vakti geldiğinde bütün işimizi gücümüzü bırakmalı, o an işimiz gücümüz, namaz olmalı kıymetli mü’minler.
Bir hata işlediğimizde, namaz vardı kılmadık, vakit geçti oldu ya! Hata ettik, kusur ettik, uyuyakaldık bir eksiğimiz oldu, kusurumuz oldu ya da unutuverdik namazı kılamadık. İnsanlık hali… Zekatımızda eksiklik oldu, bir parçasında belki kusur oldu. Orucumuzda da eksik olabilir, helalden yememiz gerekiyor belki ondan olabilir. Allah muhafaza harama kaçtı din kardeşimiz… Haramdan uzak durmamız lazım oldu ya, belki harama düştü… Ne yapacak? Ümitsizliğe düşmeyecek mü’min.
وَلاَ تَيْأَسُواْ مِن رَّوْحِ
“Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyiniz” buyuruyor ayet-i kerimelerde Yüce Mevlamız. Onun için her daim tövbekar olacağız, af talep edeceğiz.
Rabbimiz Ğafurdur, çokça günahları af edendir, Rahimdir çok esirgeyendir, bağışlayandır, Rabbimizin affına merhametine sığınacağız kıymetli mü’minler. İşte bu bayram sabahında böyle hep birlikte sizlerle duamızı yaptık, tövbemizi etmiş olduk.
وَذَكَرَ اسْمَ رَبِّه۪ فَصَلّٰىۜ
“Rabbinin adını anan ve namaz kılan, Rabbine kulluk eden de, kurtuluşa ermiştir” buyuruyor ayeti kerimede Mevlamız.
Bakınız Cenab-ı Allah biz kullarına karşı o kadar merhametli ki ayetlerde bizlere ne yapıyor, müjdeler veriyor, aynı şekilde Peygamberimiz sallellahu aleyhi ve sellem de hadisi şeriflerinde biz ümmetine müjdeler veriyor.
Size bir hediyem var!
Şimdi ben bu bayram sabahında düşündüm, cemaatimize nasıl hediye verebilirim diye, öyle ya bayram hediyeleşme günüdür.
Peygamber aleyhis selam buyurdu ki:
تَهَادُوا تَحَابُّوا
“Birbirinize hediye verin ki, sevginiz artsın.”
Ben şimdi bayram namazına gelen bütün cemaate maddi ölçüsü olan bir hediye almaya kalkışsam buna gücüm yetmez, ben de dedim ki bu aziz cemaate güzel bir hadis-i şerif hediye edeyim. Olur mu? Makbul müdür? Makbuldür değil mi? Hocanın vaizin hediyesi böyle olur, değerli mü’minler.
Peygamber Efenndimiz sallellahu aleyhi ve sellem hem Buhari’de hem de Müslim’de geçen müttefekun aleyh dediğimiz sahih bir hadis-i şerifinde buyuruyorlar ki:
سَبْعَةٌ يُظِلُّهُمُ اللَّهُ فِى ظِلِّهِ يَوْمَ لاَ ظِلَّ إِلاَّ ظِلُّهُ
“7 grup mümin vardır ki hiçbir gölgenin olmadığı kıyamet gününde Arş-ı Rahman’ın gölgesinde gölgeleneceklerdir.”
Kıyamet gününü düşününüz, insanlar dünyada işlemiş oldukları amellerin hesaplarını veriyorlar. Zamanını nerede geçirdin, gençliğini nerede heba ettin, paranı hangi yolda harcadın, enerjini hangi yolda sarf ettin, namazını kıldın mı, zekatını verdin mi, kurbanını kestin mi, orucunu tuttun mu, kul hakkına riayet ettin mi, annene babana itaat ettin mi, evlatlarına iyi bir ebeveyn olabildin mi, komşu hakkına riayet ettin mi, Allah’ın kitabını okudun mu, Rabbini tanıdın mı, Peygamberini tanıdın mı?
Değerli mü’minler işte o vakitte, suallerin edildiği ve her dakikadan her saniyeden hesaba çekileceğimiz o kıyamet gününde, bazı insanlar bu suallerden dolayı suallere eksik cevap vermekten ya da sualleri boş bırakmaktan dolayı o denli sıkıntı içerisine girecek ki göbeklerine kadar terleyecekler. Bazıları olacak ki boğazlarına kadar kan ter içerisinde kalacaklar.
Kimilerine amel defteri sağından verilecek onlar ashabul yemin olacak ,cennetle müjdelenecek. Kimilerine ise amel defteri sol elinden verilecek yada daha kötüsü sırtından verilecek onlar da ashabuş şimal olacak ve cehennem ateşine gidecekler.
Ya Rabbi biz bu dünyada çakmak ateşine bile dayanamıyoruz, cehennem ateşinden bizleri muhafaza eyle! Ya Rabbi bize firdevsini, naimini, cennet,ni ,nimetlerini ikram eyle… âmin
İşte bu kıyamet sahnesinde bu zorlu dakikalarda 7 grup var ki diyor Peygamber aleyhis selam onlar özel misafirler. hani bu dünyada viaypi misafirler oluyor ya, özel bölümler oluyor ya, gölgeliklerde yağmur yağmaz, soğuk gelmez, kışın sıcak olur, yazın serin olur özel bölgeler vardır.
İşte kıyamet gününde de özel misafirler olacak. Tabirimi mazur görünüz viaypi misafir olacak, anlaşılsın diye ifade ediyorum.
7 grup misafir, kimdir onlar?
1. الإِمَامُ الْعَادِلُ
Adaletli önder, adil lider.
Mahallede adil muhtar ,ilçede adil kaymakam, ilde adil vali, ülkede adil bir başkan, evde adaletli bir baba, adaletli bir koca, adaletli bir aile reisi, iş yerinde elemanlarına karşı adil olan bir patron…
İdare ettiği kişileri Allah’ın adaleti ile idare eden bir müdür, üç kişiyi bile idare etse, iki kişiyi bile idare etse, mutlaka adaletle hükmeden bir mü’min yarın kıyamet sabahında arşın gölgesinde gölgelenecek 7 grubun birinci kısmıdır.
Hazreti Ömer radıyellahu anh, adalet deyince Peygamber aleyhis selam’dan sonra akla gelen sahabe-i kiramın büyüğü… Bir gün yanına bir misafir geldi, Hazreti Ömer yanındaki bir mumu söndürdü yeni bir mum yaktı. Misafiri bu durumu şaşkınlıkla karşıladı ve sordu:
“Ey Ömer ikisi de aynı işi görüyor, ikisi de burayı aydınlatmak için, niçin onu söndürdünüz de, bunu yaktınız?”
Hazreti Ömer radıyallahu anh Efendimiz buyurdu ki:
“Az önce kullandığım mum devlet işlerinde kullandığım mumdu. Fakat şu anda siz benim şahsi misafirimsiniz, size kendi cebimden, kendi paramla aldığım mumla birlikte sizi misafir etmek istiyorum. Onun için bu mumu yaktım” dedi.
Yüce Mevlam hepimize bu adalet duygusunu nasip etsin. Şunu unutmayınız adalet herkese eşit davranmak değildir, adalet; herkese hak ettiği gibi davranmaktır. 50 kiloluk adama yarım ekmek vermek, 100 kiloluk adama yarım ekmek vermek değildir adalet, herkese hak ettiği gibi davranmaktır.
2. وَشَابٌّ نَشَأَ فِى عِبَادَةِ رَبِّهِ
Peygamber aleyhis selam buyurdular ki; arşın gölgesinde gölgelenecek ikinci gurup gençliğini Allah’ın yolunda geçirmiş bir yiğittir.
Aynı Musab bin Umeyr gibi, aynı Abdullah İbni Mesud gibi, Zeyt bin Harise gibi… Hayatının en güzel zamanını,17- 18 yaşını 25- 30 yaşını Allah yolunda cihad ederek geçirmişlerdir.
Hani Afrin’de şehid olan bir yiğidimiz vardı, Nurullah Seçen… 2018 yılında Afrin‘de şehid olan bu kardeşimiz ne diyordu biliyor musunuz? “Ölürsek cennet bizim, kalırsak devlet bizim” diyordu. Rabbim ona şehadet makamını lütfeyledi inşaallah.
İşte bu inançla, gayretle, tembellikle değil, günahlar içerisinde değil, haramlar içerisinde zihni sarhoş olmuş, kalbi kendinden geçmiş nereye gittiğini bilmeyen, ne yaptığını bilmeyen, kimin peşine takıldığından habersiz gafil bir genç değil, ne yaptığını biliyor, hedefi var, ideali var, Allah yolunda her anının kıymetini biliyor.
Rabbim bize böyle gençlik nasip eylesin. İşte bu gençte yarın arşın gölgesinde gölgelenecek.
3. وَرَجُلٌ قَلْبُهُ مُعَلَّقٌ فِى الْمَسَاجِدِ
Bir adam düşününki kalbi cami ile birlikte atıyor, ezan okunduğunda, hayyales salah, hayyalel felah, haydin namaza, haydin felaha, haydin huzura diye, minarelerden çağrı geldiğinde, her şeyini bırakıp koşa koşa camiye giden bir adam.
İşte bu yiğit adam da beş vakit namazını camide kılmaya çalışan, bir vakit bulduğunda bir boşluk bulduğunda, hemen camiye gelip abdest alıp iki rekat tahiyyatül mescit namazı kıldıktan sonra iki rekat şükür namazı kıldıktan sonra, Kur’an-ı Kerim’i açıp caminin bir köşesine geçip bir Yasin-i Şerif okuyan, geçmişlerinin ruhuna mülk Suresi okuyan, bir tespih eline alıp vaktini boş beleş işlerle değil, dünyaya ve ahirete faydası olmayan malayani ile değil, vaktini camide geçiren bir yiğit de yarın arşın gölgesinde gölgelenecek inşaallah.
4. وَرَجُلاَنِ تَحَابَّا فِى اللَّهِ اجْتَمَعَا عَلَيْهِ وَتَفَرَّقَا عَلَيْهِ،
İki insan düşünün kalpleri sevgi dolu, iki mü’min, bir araya geliyorlar, sohbet muhabbet ediyorlar ve birbirlerinden ayrılıyorlar. Kavga gürültü yok, birbirini kırmak incitmek yok, saygısızlık yok, birbirleriyle hoş bir muhabbet, Allah’ın adını anıyorlar, Kur’an okuyorlar, hadis okuyorlar, yada muhabbet ediyorlar ama güzel bir muhabbet…
İşte bu iki kişi Allah için birbirini sevdiğinden dolayı, Allah için kol kola girip, camiye cuma sohbetine geldiğinden dolayı, yarın arşın gölgesinde gölgelenecektir inşaallah.
Değerli kardeşlerim onun için birbirimizi Allah için sevelim. Mü’minler birbirine kin, nefret, intikam duyguları beslemesin ki bu müjdeye erelim.
وَرَجُلٌ طَلَبَتْهُ امْرَأَةٌ ذَاتُ مَنْصِبٍ وَجَمَالٍ فَقَالَ إِنِّى أَخَافُ اللَّهَ.5
Bir insan düşünün ki zina teklifi ile karşı karşıya kalmış, hem de çok güzel, çok yakışıklı, şanlı şöhretli bir kişi tarafından zina teklif ediliyor kendisine. Nefis azmış, şeytan bir yandan, nefis bir yandan, yoldan çıkartmaya çalışıyorlar. İşte tam da böyle bir esnada o yiğit nefse, şeytana değil de Allah’a ve Peygambere uyuyor,
إِنِّيَ أَخَافُ اللّهَ
“Ben Allah’tan korkarım, ben harama asla meyil etmem” diyor ve bu çirkin teklif karşısında geri duruyor, aynı Hazreti Yusuf peygamber gibi…
İşte bu yiğit adam da kendini haramdan, zinadan, günahtan koruduğu için yarın arşın gölgesinde gölgelenecek.
6. وَرَجُلٌ ذَكَرَ اللَّهَ خَالِيًا فَفَاضَتْ عَيْنَاه . مُتَّفَقٌ عَلَيْهِ
Bir adam düşünün ki şöyle sessiz bir ortamda, kimseciklerin görmediği bir yerde, günahlarını hatırladı, estağfurullah estağfurullah ,estağfurullah dedi. Allah Allah dedi, La ilahe illallah dedi, bir tespih çekti, bir zikir çekti, bir Kur’an okudu ve Allah için gözyaşı akıtmaya başladı.
Ağlıyor, işte insanlar görsün diye, insanlar bilsin diye, gösteriş olsun diye değil de Allah için gözden akıtılan yaş, yarın cehennem ateşini söndürecektir biiznillah.
Bu altıncı grup mü’min de tenhada Allah’ın adını anıp da,hatalarından dolayı gözyaşı akıtan mü’mindir. Kalbi katılaşan, kalbi kararan, kalbi günahlarla kir tutmuş, pas tutmuş insan, gözyaşı akıtamaz. Eğer böyle bir halimiz varsa bir an evvel çare bulalım kıymetli müminler. Yüce Mevlam gözyaşı akıtabilmeyi nasip eylesin.
7. وَرَجُلٌ تَصَدَّقَ أَخْفَى حَتَّى لاَ تَعْلَمَ شِمَالُهُ مَا تُنْفِقُ يَمِينُهُ
Bir kişi sadaka veriyor, yardım yapıyor, fakire, fukaraya, Kur’an kursuna, Kur’an talebesine vs. Çeşme yaptırılacak, bir iş yaptırılacak, yetim var, muhtaç var, yolda kalmış var, akraba var, komşu var, yardım edecek, para verecek, zekat verecek, kurban verecek, erzak verecek, her neyse, böyle bir yardım yapacak.
Ama bu yardımı yaparken, o kadar gizli yapacak ki sağ elinin verdiğini sol eli görmeyecek kadar gizlice bu yardımı yapacak. İşte bu mü’min de yarın kıyamet gününde arşın gölgesinde gölgelenecektir diyor Peygamber Efendimiz.
Onun için yaptığımız bir amelin illa bir fotoğrafını çekmemize gerek yok, dernektir, vakıftır, resmi bir kuruluştur, bir kişiye hesap verirsiniz, o mecburdur. Biz şimdi resmi görevliyiz, zaman zaman mecburen fotoğraf çekmemiz gerekiyor, ama sizlerin fotoğrafsız ibadetleriniz de olsun.
Mecburiyet dışında, kimseciklerin bilmediği sadece Rabbimizle aranızda olan, hatta hanımınızın, hatta çocuğunuzun dahi bilmediği, sadece Rabbinizle aranızda olan amelleriniz olsun. İnsanların ortak olmadığı güzel sadakalarınız olsun, onlar bizim kurtuluş reçetelerimiz olacaktır inşaallah.
Özetle
Bu bayram sabahında istedim ki sizlere böyle bir hadisi şerif hediye edeyim, bayram günüdür hediyeleşmek güzeldir, bizim de hediyemiz ilim olsun, bizim de hediyemiz hadis-i şerif olsun diye düşündüm.
Şimdi bu 7 gurubu tekrar bir sayalım. Sondan gelen kardeşlerimiz de duymuş olsunlar.
Yarın kıyamet gününde arşın gölgesinde gölgelenecek 7 grup kimlermiş?
- Adaletli lider.
- Gençliğini Allah yolunda geçirmiş bir yiğit.
- Kalbi mescitlerde olan, camilerde olan bir mü’min.
- Allah için birbirini seven iki mü’min.
- Zina teklifi karşısında ben Allah’tan korkarım diyen kişi.
- Tenhada Allah’ın adını anıp da gözyaşı akıtan müslüman.
- Sağ elinin verdiğini sol eli görmeyecek kadar gizlice sadaka yapan, hayır hasenat yapan mü’min.
Yüce Rabbim bu yedi gurubun tamamından olabilmeyi bize nasip eylesin. Cenabı hak bu amelleri bizlere kolay eylesin.
Kıymetli mü’minler!
Sohbetimizin sonuna yaklaşırken, sizlere bir duyurum var. Camimizde yapılan hizmetlere sizin de katılmanızı istiyoruz. Gençlerimizle, yaşlılarımızla, kadınıyla erkeğiyle, bakınız her gün öğlen namazı öncesi ve yatsı namazı öncesi camimizde ilmihal dersleri sohbetleri yapıyoruz.
Camimize sahip çıkalım, bu hizmetlere sohbetlere sahip çıkalım. Bakınız hayaldi gerçek oldu, zincirler kırıldı, Ayasofyamız açıldı elhamdülillah. Eğer camilere sahip çıkarsanız, sabah namazına gelirseniz öğle ve yatsı namazı öncesi sohbetlerine gelirseniz, Kudüs’ün de zincirlerinin kırıldığı günleri göreceğiz inşaallah.
Filistin’in, Doğu Türkistan’ın tamamen özgür olduğunu göreceğiz inşallah. Ama camiye sahip çıkmazsak, sohbete sahip çıkmazsak, dine sahip çıkmazsak, kitabımıza sahip çıkmazsak, o zaman elinizdeki nimetler kaybolur son pişmanlık da fayda vermez.
Bu duygu ve düşüncelerle hepinizi Allah’ın selamı ile selamlıyorum.
Şehidlerimize Yüce Rabbim şehadet makamını lütfeyleyip rahmetiyle muamele eylesin. Şehidlerimiz canlarını feda ediyorlar, biz burada rahat rahat sohbet yapalım diye. Mehmetcik, polisimiz askerimiz, mit personelimiz, bütün güvenlik güçlerimiz, sınır boylarında ve sınır dışında nöbet bekliyorlar şu anda.
Rabbim attıklarını isabetli eylesin. Ordumuzu havada karada ve denizde muzaffer eylesin inşallah.
Biz de boş durmayacağız, buradayız, burası da cephedir. Unutmayın, en büyük savaş, nefis ile olan savaştır, nefsimizi yendiğimiz gün düşmanları da yeneceğiz inşaallah.
Yüce Rabbim Kurban Bayramımızı hayırlara, bereketlere vesile eylesin. Gönlünüzdeki hayırlı isteklerinizi lütfeylesin. Bayram namazına geldiniz, sohbete iştirak ettiniz, Yüce Mevlam hacca gitmeyi, Arafat’ta vakfe yapmayı, bayram sabahını Kabe-i Muazzama’da geçirmeyi de hepimize nasip eylesin.
Bayramınız mübarek olsun. El Fatiha.
Mustafa Çınar/ İrfanDunyamiz.com
İrfan Mektebi ↗
Sevdirici, müjdeleyici üslupla yazılmış hayata dair yazılar okumak için tıklayın.
Gönül Dünyamız ↗
Gönül insanlarına dair bam telinize dokunacak yazılar okumak için tıklayın.