İmam-ı Birgivi’nin okuduğu dualar

İmam-ı Birgivi’nin gündelik hayatını okuduğunuzda, bizim çokça ihmal ettiğimiz birçok unutulan sünneti hatırlayacak ve Efendimiz aleyhis selatü ves selam’ın okumayı tavsiye buyurduğu birçok dua ve zikir ile karşılaşacaksınız.

Meşhur veli Birgivi uyandığı zaman şöyle derdi: “Bizi öldürdükten sonra dirilten ve bize ruhlarımızı tekrar döndüren Allah’a hamdolsun! Ölümden sonra dirilince O’nun huzuruna varılacaktır” Elbisesini ve ayakkabısını giyerken, heladan çıkarken, mescid-i şerife ve evine girerken sağı ile başlardı.

Helaya girerken solu ile başlar ve şöyle derdi: “Allah’ım! Pislikten ve pis şeylerden sana sığınırım.” Ayak yolundan çıktıktan sonra şöyle derdi: “Bana eziyet veren şeyi benden gideren ve bana faydalı olanı bende bırakan Allah’a hamdolsun.”

Ezana icabet ederdi

Her sabah ezanına ve diğer ezanlara lisanı ile icabet eder (müezzinden sonra. tekrarlar), sonra salavat-ı şerife getirir, daha sonra da şu ezan duasını okurdu: “Allah’ım, sen şu değişiklik kabul etmeyen davetin ve kıyamete kadar devamlı olan namazın Rabbisin. Sen Muhammed aleyhis selama el-Vesileyi (Cennette bir konak) ve üstün dereceyi ver ve O’nu kendisine va’dettiğin Makam-ı Mahmud (herkesin öveceği şefaat makamı)’a gönder. Şüphe yok ki sen va’dinden dönmezsin.”

Sabah ezanına icabet, salavat ve duadan sonra misvaklenirdi; diğer vakitlerde de aynı şekilde hareket ederdi. İstincanın ve abdestin dua ve edeplerine riayet eder, terk etmezdi.

Sonra sabahın sünnetini evinde; “Kul ya eyyühe’l-kafirun …”  ve “Kul huve’llahu ehad .. !’ ile kılıp sonra farzda okuyacağım tekrar ederdi. Zira imarnet ederdi.

Mescide sağ ayak ile girerdi

Sonra evinden solu ile çıkıp vakar ile gidip mescid-i şerife sağı ile girer, farzı cemaat ile kılar, Duha namazına kadar orada otururdu. Selamdan sonra üç kere “Esteğfirullah” bir kere de şöyle derdi: “Allah’ın hoş görmediği şeylerin hepsi için O’ndan mağfiret diliyorum. Allah’ın yasak ettiği şeylerin hepsi için O’ndan mağfiret diliyorum. Kendisinden başka hiçbir ilah olmayan yüce Allah’tan mağfiret diliyorum. O diri ve her şeyi koruyandır. O’na dönüyorum. O’ndan tövbe ve mağfiret istiyorum ki tövbeyi kabul eden ve kullara acıyan O’dur. Gönlümü İslam’a açan ve beni Hazreti Muhammed’in (salat ve selam O’na olsun!) ümmetinden kılan Allah’a hamdolsun. Ya Allah’ım bildiğim halde sana şirk koşmaktan sana sığınırım. Bilmediklerimden ötürü senden affedilmeyi dilerim. Muhakkak ki sen bütün gizlileri bilicisin.”

Sonra bir kere de şu seyyidu’l-istiğfar duasını okurdu: “Allah’ım! Sen benim Rabbimsin! Senden başka hiçbir ilah yoktur. Sen beni yarattın. Ben senin kulunum. Gücüm yettiği müddetçe sana verdiğim söz üzereyim. Yaptığımın şerrinden sana sığınırım. Üzerimdeki nimetlerini itiraf ediyorum. Bunun yanında günahı­ mı da itiraf ediyorum. -Sen bilirsin Ya Rab!- Günahlarımı bağışla. Muhakkak ki günahları sen bağışlarsın.”

Her zaman Allah’a sığınırdı

Sonra şöyle derdi: “Her hareket eden şeytandan ve zararı dokunan her gözden Allah’ın tam kelimelerine sığınırım.”

Ondan sonra yedi kere şöyle derdi: “Allah’ım beni Cehennem’den koru!”

Ondan sonra üç kere şunu okurdu: “Yüce Allah’ı bütün noksan sıfatlardan tenzih ederim. Ve O’na hamd ederim.”

Sonra üç kere şöyle derdi: “Ya Rab! Benimle ve yarattıklarından herhangi biriyle sabaha çıkan her nimet yalnızca sendendir. Senin hiçbir ortağın yoktur. Hamd de sana, şükür de sanadır. Ben o Allah’ın ismiyle (işlerime başlıyorum), ki, O’nun ismiyle beraber olunca ne yerde ne gökte hiçbir şey zarar veremez. O işiten ve bilendir.”

Sonra şöyle derdi: “Ya Rab! Bile bile şirk koşmaktan sana sığınırız. Bilmediğimiz şeyler için senden mağfiret dileriz.”

O’nu tesbih ederdi

Ondan sonra euzü besmele ile Ayete’l-kürsi’yi okur; sonra da otuz üçer kere sübhane’llah, elhamdülillah ve allahü ekber derdi.

Sonra on kere de şöyle derdi: “Ulihiyyette tek olduğu halde- Allah’tan başka hiçbir ilah yoktur. O’nun hiçbir ortağı yoktur. Mülk O’nundur; hamd de O’nun içindir. O hayat verir ve öldürür. Ve O, ölmeyecek diridir. İyilik ancak O’nun elindedir. O her şeye gücü yetendir.”

Sonra üç kere şöyle derdi: “Ya Rab! Hazreti Muhammed sallellahu aleyhi ve sellem’e ve O’na uyanların hepsine rahmet eyle, selamet ve bereket ver. Yüce, en üstün ve çok bağışlayıcı olan Rabbimi bütün noksan sıfatlardan tenzih ederim. Ey rahmet edenlerin en merhametlisi! (Duamı kabul et.)

Mağfiret dilerdi

Sonra şöyle derdi: “Ya Hayyu ya Kayyum, ey gökleri ve yeri yoktan var eden, ey büyüklük ve ikram sahibi, ey kendisinden başka hiçbir ilah olmayan! Sen bütün noksan sıfatlardan münezzehsin. Muhakkak ben haksızlık edenlerden oldum. Ya Rab, Ya Rab, Ya Rab, bizim faydalı ilim ve salih amelimizi artır. Ya Rab, kalplerimizi dinin ve sana itaat hususunda kararlı kıl. Ya Rab, bizi, ana-babamızı, hocamızı, bize iyilik etmiş olanları, kendilerine haksızlık etmiş olduğumuz kimseleri, mü’min erkek ve kadınları mağfiret et. Ya Rab, bizi sana yaklaştır. Sevdiğin razı olduğun işlerde bizi muvaffak eyle. Bizi şeytanın şerrinden, kötülüğü emreden nefsin şerrinden ve yarattığın şeylerin hepsinden koru. Ey Rabbimiz dünyada da, ahirette de bize bir iyilik ver ve bizi Cehennem azabından koru. Ya Rab, biz senden dünyada ve ahirette nefsimiz, çoluk-çocuğumuz ve malımız hakkında af, afiyet ve sağlık isteriz. Ya Rab, zamanımız idarecilerine ve hakimlerine adalet ve insaf ver. Ya Rab Hazreti Muhammed sallellahu aleyhi ve sellem’e ve O’na uyanların hepsine rahmet, selamet ve bereket ihsan eyle. Ve hamd alemierin Rabbi olan Allah’a mahsusdur.”

Bundan sonra kırk kere şöyle derdi: “Ya Hayyu, Ya Kayyum, Ey kendisinden başka hiçbir ilah olmayan (Allah, sana yalvarıyorum).”

Yasin okurdu

Sonra Yasin-i şerifi ve iki hizb okur iki rek’at kuşluk namazı kılar, ders günü ise altı kitaptan ilim nakleder ve ders okuturdu.

Sonra dört rek’at kılardı. Duha namazını hep altı rek’at kılardı.

Bundan sonra önce sol ayağım atarak mescitten çıkıp sekinet ve edeple evine giderdi.

Yine o muttakiler imaını (Birgivi) merhumun güzel adetlerinden biri de savm-ı Daviid’a devam etmesiydi. Yani bir gün yer bir gün oruç tutardı. -Efdal olan budur-

Binaenaleyh evine varınca, oruçlu olduğu gün değilse, bulunandan yiyip, ders günü değilse, ders yerine altı kitabı mütalea ederdi. Noksan gelirse İmam Gazali’nin İhyau’l-ulum’undan veya başka kitaplardan her ders yerine birer sayfa mütalea eder, yahut, mühim mevzularda kitap tasnifı ile meşgul olarak Din-i Mübin’i ihya ve şer’i hükümlerin zihinlere yerleşmesine ve icra edilmesine çalışırdı.

Kayyule sünnetini uygulardı

Sonra kayyule uykusuna yatardı. Yine O hidayet nurunun evrad-ı şeriflerinden biri de her gün bir günlük namazı kaza etmesiydi. Sünnetleri evinde kılardı. -Sünnet olan budur-

O güneşler güneşinin güzel adetlerinden biri de şöyle idi: Öğlen, ikindi ve yatsı namazından sonra yalnızca euzü besmele çekerek yukarıda geçen duayı sonuna kadar okurlardı. Öğle namazından sonra ta ikindiye dek kitap ve risale te’lif ve tasnifi ile meşgul olurdu.

Oruçlu değil ise, ikindiden evvelce yemeğini yer, ikindiden sonra akşama kadar faydalı ilimlerden ders okuturlardı. Akşam namazından sonra üç selam ile altı rek’at namaz kılarlardı. –Bu namaz Evvabin namazıdır. Ve müstehab namazlardandır– Sonra sabah namazında okudukları duayı sonuna kadar okurlardı. -Fakat duada “Esbaha” ( =sabahladı) yerine “Emsa” ( = akşarnladı) derdi. Zira sabaha münasib “Esba.- ha” olduğu gibi akşama münasib de “emsa” dır. Hadis-i şerifte de böyle varid olmuş tur. Sonra oruçlu ise yemek yerlerdi.

Nafile namaz kılarlardı

Vird-i şeriflerinden biri de şöyle idi: Yatsı namazından sonra iki ile dört rek’at namaz kılarlardı. Devamlı olarak okudukları ezkar-ı Kur’aniyye ise şöyle idi: Her gece yatsı­ dan sonra sure-i mülk’ü, amenerresulü, (Bakara suresi’nin son iki ayeti), Kul huve’l-lahü ehad’i, Kul euzü birabbi’n-nas’ı okurd. Bunların hepsini üç kere okurlardı.

Cuma gecesi Kehf ve Dühan surelerini de okur sonra kıbleye karşı sağ eli üzerine yatıp “Ya Rabbi, senin isminle yanımı yere koyuyorum. Ve ancak senin isminle kalkarım. Allah’ım senin ismini anarak uyanır ve uyurum. Kıyamette ancak senin huzurunda haşr olunacağız” deyip ve nice zikirler dahi okuyarak saadetle uyurlardı.

Sonra yine o merhum ve mağfur şeyh’ul-islam ve’l müslimin hazretleri saadetle uyandıklarında evvelki gibi derlerdi: “Bizi öldürdükten sonra dirilten ve bize ruhlarımızı tekrar döndüren Allah’a hamdolsun! Ölümden sonra dirilince O’nun huzuruna varılacaktır.”

Teheccüd sünnetini eda ederlerdi

Sonra kalkar misvaklenir ve abdest alır, teheccüdü kılarlardı. Sonra bir saat kadar çeşitli zikirlerle ve yüce mevlaya münacaat, rica, tazarru, niyaz, tevbe-i nasuh ve halisane istiğfarlarla meşgul olurlardı. Daha sonra vakit varsa istirahat ve sabah namazına kuvvet için bir miktar uyuyup sonra Allah’ın yardımıyla uyanıp evradı olan değerli ibadet ve adetlerine devam ederlerdi.

Hatta o kadar ehemmiyet verirlerdi ki, zikredilen ibadet, ezkar ve evrad’dan az bir şey, hastalık ve kuvvetli bir şer’i özür olmadan geçmiş olsa, onu kaza ederlerdi.

Not: İmam-ı Birgivi’nin talebelerinden Mevlana Hocazade Efendi‘nin yazmış olduğu “Evrad-ı Birgivî” risalesini Kuşadalı Ahmet Efendi tercüme etmiş olup bu tercümeyi Prof. Dr. Ahmet Turan Arslan Hoca sadeleştirerek; “İmam Birgivî ve Günlük Hayatı” başlığı ile İlim ve Sanat Dergisi, Haziran 1988 sayısında yayınlamıştır. Bu yazı o makaleden iktibas edilmiştir.

Prof. Dr. Ahmet Turan Arslan/ İrfanDunyamiz.com

Dua Defteri ↗

Gönüllerin pasını silen birbirinden güzel dualar okumak için tıklayın.

Altın Öğütler ↗

Özenle derlenmiş birbirinden faydalı öğütler okumak için tıklayın.

BENZER YAZILAR

Şunlara Gözat

Abdullah bin Mes’ud gerçek bir kahramandı…

Elimizdeki kaynakların bildirdiğine göre Hazreti Dâvûd aleyhis selam, babasının en küçük oğludur ve çobanlık yapmaktadır. …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.