Yaşlı adamın eşi evde tereyağı yapıyordu, kocası ise her gün yakınlarındaki bakkala götürüp satıyor, onunla geçiniyorlardı.
Bakkal adamın getirdiği tereyağını hiç tartmıyordu.
Ancak bir gün acaba dedi, adam gittikten sonra tereyağını tartıya koydu, 900 gram olduğunu görünce çok öfkelendi ve yarın geldiğinde bunun hesabını sorar bir daha da ondan alışveriş yapmam diye düşündü.
Ertesi sabah yaşlı adam elinde tereyağı içeriye girdi.
Bakkal sert bakışlarıyla:
“- Bir daha senden tereyağı almayacağım” dedi.
Yaşlı adam üzülerek:
“- Efendim bir yanlışım mı oldu?” dedi.
Bakkal,
“- Efendim senin bana verdiğin tereyağını tarttım 900 gram geldi ayıp değil mi bu yaptığın?” dedi.
Yaşlı adam utanarak başını yere eğdi ve:
“- Efendim bizim terazimiz yok, sizden bir kilo şeker almıştık onu tartı olarak kullanıyoruz” dedi.
Bakkal utancından ne yapacağını şaşırdı.
İrfanDunyamiz.com
Yayın Yönetmeni Notu: Dürüst insanlar hayatlarının bazı dönemlerinde suçlansalar da er geç dürüstlükleri ortaya çıkacaktır. İşte bu kıssadaki tereyağı satan adamın dürüstlüğü de nihayetinde ortaya çıkmıştır. Aynı şey hilebazlar için de geçerlidir. Hileli işler yapanların ve insanları aldatanların durumu da er geç ortaya çıkacaktır. Tıpkı kıssadaki bakkal örneğinde olduğu gibi. İyi veya kötü ne yaparsak yapalım bir gün kendi niyetimizle yüzleşmek zorunda kalacağımızı unutmamalıyız. Halkın arasındaki “dürüst insan hayatta kazanmaz” gibi söylemlere de inanmamalıyız. Çünkü dürüst insan bir kere en başta Hak katında kazanmıştır. İşte en üstün kazanç da budur zaten.