Abdulbaki Oral Ağabey’den gençlere öğütler

Genç kardeşlerimize aklıma geldiği kadarıyla önce şunu söylemek isterim. “Hüsn-ü zan büyük bir sermayedir.” Hüsn-ü zandan hiçbir zaman sorumlu olmayız, aksine hep artıda oluruz. Ama suizanda bulunursak onun bir adım sonrası gıybettir. Suizandan fersah fersah kaçınız. Olmayan bir şey söylediyseniz o zaman zaten iftira olur. Bunlardan da çevremizi ifsad eden fitne oluşur. Hüsn-ü zanda bulunmak gibi bir güzellik varken suizanla ne işin olur kardeşim.

İkinci olarak söyleyeceğim; “Müslümanın niyeti amelinden üstündür.” İyilik olarak yapmadığım bir şey bile amel defterinde yarın karşına çıkacak. Niyetimizi hep iyileştirelim ve iyi niyetlerimizi büyütelim. Mesela en küçük şeyde bile niyetimizi devamlı kontrol edelim. Bir örnek vereyim; Komşunuz hasta olduğu zaman ‘ben ona gitmezsem gücenir’ diye düşünmek niyeti bozmak demektir. ‘Allah rızası için ben hasta ziyareti yapacağım‘ diye düşünün. Kısacası zerreden küreye niyetinizi sağlam tutun.

Yol vermezler

Üçüncü olarak söyleyeceğim; “Biz birbirimizi sevmeden bize yol vermezler.” Ben bir Müslüman kardeşimi sevemiyorsam kusuru kendimde aramam lazım. Çünkü Allah’ın kulu, peygamberin ümmeti olma şerefine nail olmuş. Toplumsal sıhhatimiz için “Birbirinizi sevmedikçe gerçek mümin olamazsınız” hadisi şerifi çok önemli bir ölçü koymaktadır. Şah-ı Nakşibend Hazretleri bir hayvan geçerken elini bağlar, yol verirmiş. Bize ne oluyor da bir diğer kardeşimizi beğenmiyoruz?

Dördüncü olarak söyleyeceğim; “Hizmetsiz kazanç olmaz.” Bu yolun büyükleri gayrimüslimlere hizmet etmişler, hayvanata hizmet etmişler, hayvanlardan himmet beklemişlerdir. Hayvanat zikirde bizden üstün değil midir? Biz bütün yaratılmışlara hizmet ettikçe büyüyeceğiz. Hizmet yaptıklarımız bizi ister takdir etsin ister tekdir etsin, biz işimize bakacağız. Alacağımızı Rabbimizden tahsil etmeyecek miyiz, almayacak mıyız? Hizmette sınır da olmaz sinir de olmaz. Allah için yapıp ecrini Allah’tan alacağız. Arif birisi Zilzal Suresi’ndeki “Zerre kadar hayrınızın da zerre kadar şerrinizin de mükâfatını ve mücazatını alacaksınız” ayetini okuduğu zaman “Bu sure bana yeter” diyor.

Beşinci olarak söyleyeceğim; Ubeydullah-ı Ahrar Hazretleri’nin “Varidatımız sarfiyatımız kadardır” sözüdür. Bu sözden anladığımız, mal olarak, beden olarak ne kadar sarf edersek ne kadar hayra harcarsak Rabbimiz bize o kadar verecek demektir. Bu durum hep tecrübe ile sabit olmuştur. Ubeydullah-ı Ahrar Hazretleri malum kendisinden birisi karnını doyurmasını istediği zaman verecek bir şey bulamayınca lokanta sahibine gidip sarığının tülbentini çıkarıyor ve “Bu temizdir, bunu bulaşıkta kullanırsınız, bu garibi doyurur musunuz?” diyor.

Garip Adnan

Daha sonra ise bolluk zamanında verdiği öşür afakı tutuyor. Çalıştırdığı 700 ırgat var ama medresedeki 3 tane yatalak hastaya kendisi bakıyor. Baktığı hastaların hastalıkları kendisine geçtiği halde hizmetten geri durmuyor. Zamanımızda böyle fazilet örnekleri yok değil elhamdülillah. Haymanalı Ömer ağabeyimiz vardı. Vefatından sonra yeğeni anlatmıştı.

Bir gün giyecek, yeni iç çamaşırı ve nevresim takımlarını alarak yeğenine “Garip Adnan epeydir görünmüyor gel bir bakalım” diyerek onun yaşadığı kulübeye gidiyorlar. Bakıyorlar ki Adnan hastalanmış kendisine bakacak durumda değil. Ömer ağabey yeğenine “sen dışarıda bekle” diyerek kollarını sıvayıp Adnan’ı güzel bir temizledikten sonra giydiriyor ve karnını doyurup istirahat etmesini sağlıyor. Bunu yaptığı zaman bu insan 70 yaşın üzerindeydi. Büyüklerimizin devamlı tavsiye ettiği “Bugün bir yetim başı okşadınız mı, bugün bir kardeşinizin derdine merhem oldunuz mu?” sözleri hep bizleri böyle hizmetlere teşvik içindir.

Altıncı söylemek istediğim önemli husus ise; “Ümitleri kırmamak bir mü’minin şiârı olmalıdır.” Bir zat, “Ümidi kırmamak nasıl olur?” diye etrafına sorduğunda kendisine, “filan yerde bulunan âlim zata gidip bunu öğrenebilirsin” diyorlar. O zat, gittiği âlimi bir köpeği doyururken buluyor. Kendisine selam veriyor ama âlim selamına mukabelede bulunmuyor.

Bir müddet sonra köpeğin karnı doyunca o muhterem zat bütün vücuduyla dönerek “Ve aleykümselam muhterem kardeşim hoş geldin, sefalar getirdin. Önce hakkını helal et selamına geç mukabele ettim. Sebebi ise bu hayvancağız karnını doyuruvermem için gelmişti. Eğer sana dönecek olup seninle meşgul olursam onun ümidini kırmış olacaktım” diyor. İnsanların sizden bir ümidinin olabilmesi sizin için ne büyük şereftir. Bu hususta ince davranabilmek ancak ariflere has özelliklerdendir.

Sabırda sebat

Yedinci söylemek istediğim husus; “Sabırda sebat edebilmek çok önemli bir irade ister.” Amelleri, sevapları işlemek için gayret göstermek de sabır, günahlara düşmemek için çekinmek de sabırdır. Esmâ’ül hüsna’nın sonu sabırla bitiyor. Her hadisâta sabırla yaklaşmak bizim imtihanı güzel vermemizi sağlayacak şeydir.

Sekizinci söylemek istediğim; “Kibir, gurur, enaniyet kansere benzer bir illettir.” Bunlar tam anlamıyla şeytan amelidir. Yunus ve Hud Suresi tefsirinde “Bir kimseye kendisini kardeşinden daha üstün olarak görmek günah olarak yeter” buyruluyor. Cimri cennete girmez meğer Enbiya olsa/ Cömert cehenneme girmez meğer eşkıya olsa. Yunus Emre Hazretleri bir beytinde ne kadar güzel söyler;

Yetmiş iki buçuk millete bir göz ile bakmayan
Halka müderris ise de Hakka asidir.

Dokuzuncu söylemek istediğim husus; “Siz benim adıma günah işlemediniz ben sizin adınıza günah işlemedim. Günahsız ağızla birbirimize dua edelim.” Sadır, gönül geniş olduğu zaman bunların hepsi kolaylaşır. Bizim düşmanlığımız günahkâra değil günahadır. Ali Fuat Başgil’in Gençlerle Başbaşa kitabından 2 bin adet alıp etrafımdaki gençlere dağıtıyorum. Bu vesileyle söylemiş olayım; gençler o kitabı mutlaka okusunlar. Son olarak söyleyeceğim şey bizi okuyan kardeşlerimizin büyük bir lütfu ilahi içinde olduklarını bilmelerini isterim. Lütfu ilahinin içinde bulunup nimetin kadrini bilememek bizleri bedbahtlığa götürür.

Kaynak: Altınoluk Dergisi, Sayı: 401-402 Selman Tan imzalı mülakattan kısmi olarak iktibas edilmiştir.

Abdulbaki Oral

İrfanDunyamiz.com

Altın Öğütler ↗

Hayatınızı değiştirecek birbirinden faydalı altın öğütler okumak için tıklayın.

Dua Defteri ↗

Gönüllerin pasını silen birbirinden güzel dualar okumak için tıklayın.

Şunlara Gözat

Yüz yüze iletişimde on altın kural…

Yüz yüze iletişim; doğrudan, aracısız bir iletişimdir. Bu iletişim iki kişi arasında olabileceği gibi, bir …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.