Ailenin şifası gönül dilidir…

Gönül dili muhatabımızın kalbine, ruhuna, zihin dünyasına dokunmaktır. Bu dokunuşta ilme, irfana, hikmete ve tasavvura dayalı bir yol takip etmenin önemli olduğu açıktır. İlimden ve irfandan beslenmeyen düşünceler insanlığın sorunlarına çare olamaz. Eğitimi eğitim olmaktan çıkaran, okulu okul olmaktan çıkaran da irfansızlıktır.  

Gazali; “Bilgi; hüküm ve hikmet sahibi olanın elinde nurdur, hikmetten yoksun olanların elinde nardır.” diyerek bilginin, toplumsal ilişkilerdeki yönlendirmelerdeki çift yönlü oluşuna dikkat çekmiştir. Zira, nur aydınlatır ve nar ise yakar. Çocuklarımızı, gençlerimizi yakan toksik düşüncelerden sakındırarak, zihin dünyalarını aydınlatan ilimle buluşturmak temel sorumluluğumuzdur.

Hikmetli kalkınma

Hikmetten yoksun bir kalkınma, toplumun yozlaşmayan kısımlarının da çürümesiyle neticelenir. Muhammed İkbal der ki: “Basiretin elinde yeterli güç olmasa dahi, ahlaki davranışta yükselme olur; fakat bu yaşayan bir medeniyetin temellerini atmaya yetmez. Aynı şekilde, güç ve iktidar basiret ve ahlaktan yoksun olursa, bu insanlık için yalnızca felaket getirir.”

İçinde yaşadığımız bu haz ve hız çağında basiret ve ahlaktan yoksun küresel güçlerin, dünyayı nasıl bir fesada ve felakete doğru sürükledikleri ortadadır. Bizler neslimizi bu felakete karşı ilmi, irfanı ve hikmeti esas alan donanımlı bir tasavvurla güçlendirmek durumundayız. Müslüman bir toplumun küresel güçlere karşı “cihad” anlayışı ile ayakta durabileceğini de fark etmeliyiz.

O halde bizler akl-ı selim, kalb-i selim ve zevk-i selim ile geleceğimizin teminatı olan çocuklarımıza, gençlerimize kısa yoldan köşe dönmeyi değil, öze dönmeyi öğretmeliyiz. Öze dönüş; dilimizi taçlandıran sözü ve aklımızı taçlandıran dili en güzel şekilde kullanmakla mümkündür. İlim, irfan ve tasavvur ile bütünleşen o dili yakalayabilirsek yozlaşmanın da önüne geçebiliriz.

Aile faktörü

Her insan; bir eşe, bir aileye, bir yuvaya, bir sükûnete ihtiyaç duyar. Her insan; sevgiye ve ilgiye, bilgiye, huzura ve şefkate kısaca donanımlı bir yuvaya, aileye ihtiyaç duyar. Aile; kişiliğimizin, inancımızın ve yaşam tarzımızın şekillendiği bir eğitim yuvasıdır. Aile olmak, Rabbimizin ayeti kerimede yaptığı teşbih ile birbirine elbise olmaktır.

Elbise gibi örtücü, elbise gibi koruyucu, elbise gibi güzelleştirici, elbise gibi uyumlu olmaktır. Bu yüzden aile bir ilişki alanı değil, çok yönlü bir iletişim alanıdır. Kur’an, ailenin temelinin meveddet ve rahmet kelimeleri üzerine inşa eder. Meveddet sevgidir, muhabbettir, aşktır. Rahmet ise merhamettir, şefkattir, nezakettir.

Başından sonuna meveddeti yani gönlündeki sevgiyi seslendirebilmek ve en zor anlarda kalbindeki rahmetin sıcaklığını hissettirebilmek, işte yapılması gereken budur. Gönül dilinin hâkim olduğu bir yuvada, aile içi şiddetten bahsedilemez. Çünkü böyle bir ailenin içi dışı rahmet olur. Birbirlerine merhametle bakan insanların olduğu bir yerde aile içi sorunlar azalır.

Gönül dili

Hüseyin Öresin’in veciz ifadeleriyle de anlattığı gibi; gönül dilinin yer ettiği bir ailede rahmet konuşur, şiddet susar. Gönül dilinin yer ettiği bir ailede sevgi konuşur, nefret susar. Gönül dilinin yer ettiği bir ailede dostlar konuşur, düşmanlar susar. Gönül dilinin yer ettiği bir ailede bilek gücü değil, yürek gücü konuşur. Öyleyse nefret ve öfke dilinin dikenlerini birbirimize batırmak yerine birbirimize gönül dilinin çiçeklerini ikram edelim.

Gönül dili, kalb dilidir. “Kalbten kalbe yol vardır” kutlu sözünün ruh dünyamızdaki çağrışımı, paha biçilmez değerdedir. Sözün gücü, gönül dilini güçlendirir, taçlandırır ve ona katma değer katar. Gücün sözü karşısında, sözün gücü her türlü tahakkümü bertaraf eder. Zira sözün gücü, zihin dünyamızın kilidini açan ve yepyeni ufuklar kazandıran karakteristik bir özelliğe sahiptir.

Sözün gücü, basireti bağlı insanların basiretini açarak yepyeni bir dünya kazandırır. Hikmetle, irfanla ve tasavvurla taçlanan “sözün gücü” karşısında, “gücün sözü” tuz buz olur. Sözün gücü, gönülden gelen ve gönül dilini yapılandıran karakteristik bir özelliğe sahiptir. Gönül dili, köklü iletişimin anahtarıdır. Gönül dili ailede açılmış yaraların ilacıdır. Gönül dili ailenin şifasıdır.

Prof. Dr. Şemsettin Dursun/ İrfanDunyamiz.com 

Çocuk Eğitimi ↗

Çocuk eğitimini batılı pedagojiyi esas almadan işleyen yazılar okumak için tıklayın.

Aile Okulu ↗

Mutlu evlilik ve huzurlu aile konusunu ele alan seçme yazılar okumak için tıklayın.

Şunlara Gözat

Kemal Efendi Samsuna neden gitmiş?

1981 senesinde Rizeli merhum İsmail Efendi’nin Hanımı Bafra’da yatılı bir kız medresesi açtı. Öğrenciler medreseye çarşafla …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.