YAZARLAR VE HOCALAR GRUBU YAZIŞMALARI
Konu: Cemaate devamın önemi
03.02.2018
Cemal Abdullah Aydın: İlk hesaba çekileceğimiz amelin gün içinde en son aklımıza gelen vazife olmaması dileğiyle… “Kıyamet gününde kulun hesaba çekileceği ilk ameli onun namazıdır. Eğer namazı düzgün olursa, işi iyi gider ve kazançlı çıkar. Namazı düzgün olmazsa, kaybeder ve zararlı çıkar. Şayet farzlarından bir şey noksan çıkarsa, Azîz ve Celîl olan Rabb’i: ‘Kulumun nâfile namazları var mı, bakınız?’ der. Farzların eksiği nafilelerle tamamlanır. Sonra diğer amellerinden de bu şekilde hesaba çekilir.” (Tirmizî, Mevâkît 188. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Salât 149; Nesâî, Salât 9) 08:11
Erol Erdoğan: Selamün aleyküm hocalarm. “Sürekli aynı camide cemaatle namaz kılan birisi, camiye gelmediği zaman, cami cemati “acaba ne oldu, hasta mı oldu?” diye o kişinin evine topluca ziyarete gidermiş.” Anlatılan bu durum Peygamberimiz dönemine mi ait, sonraki dönemlere mi? Ya da var mı böyle bir uygulama? Devam ediyor mu? 11:03
Mehmet Keskin (YECVA): Ayni hassasiyetle olmasa da kısmen devam ediyor. Bir cami imam hatibi olarak cemaatimle birlikte bu güzelliğin kaybolmamasına özen gösteriyorum. Bu şekilde yapan imam arkadaşlarımın olduğunu da biliyorum. 11:10
Cemal Abdullah Aydın: Maşallah tebarekallah. 11:11
Erol Erdoğan: Bu konuyu işleyen bir metin, kaynak, makale var mı? 11:14
Muhammet Kurtcephe: Aleykum selam. Çevremde bu uygulamaya hiç rastlamadım. Çevremde cemaat camiye gelmeyen komşularına, “hayırdır buradan taşındın mı” diye soruyor. İşin aslını ben de merak ettim? 11:17
Cemal Abdullah Aydın: Efendimiz sallellahu aleyhi ve sellem’in ashabından bazısı bir süre gelmeyince onları sorduğuna dair rivayet var diye öğrenmiştim. Hadis kaynağını bulursam paylaşırım inşallah. 11:19
Recep Songül: Konu sahabe/ selef dönemine aittir. Hatta namazın ilk tekbirini kaçırdıklarında ya da namaza gidemediklerinde birbirlerine taziyeye gittikleri yönünde rivayetler var. 11:21
Cemal Abdullah Aydın: Şu rivayetten Efendimiz salellahu aleyhi ve selle’in ashabını zaman zaman sorup kontrol ettiği anlaşılıyor: Ubey bin Kab radıyellahu anh dedi ki: Bir gün Rasulullah sallellahu aleyhi ve sellem bize sabah namazını kıldırdıktan sonra: “Filan kişi var mı?” diye sordu. “Hayır” dediler. “Peki filan var mı?” Yine: “Hayır” dediler. Arkasından şöyle buyurdu: “Şüphesiz bu iki namaz (yatsı ve sabah namazları), münafıklara en ağır gelenleridir. Eğer bu iki namazda neler olduğunu bilseydiniz, dizleriniz üzerinde emekleyerek dahi olsa yine bu namazlara gelirdiniz. Muhakkak birinci saf meleklerin saf tutması gibidir. Eğer onun ne kadar faziletli olduğunu bilseydiniz ilk safta durmakta birbirinizle yarışırdınız. Şüphesiz bir kişinin bir diğeriyle birlikte namaz kılması tek başına namaz kılmasından daha üstündür. İki kişi ile namaz kılması tek bir kişi ile birlikte namaz kılmasından daha üstündür. Namaz kılanların sayısı çoğaldıkça aziz ve celil olan Allah da onu daha çok sever.” [Ahmed, Müsned, V, 140; Ebu Davud, I, 152; Nesâî, II, 104; İbn Huzeyfe, II, 370; İbn Hibban, Sahih, III, 350; Hafız ed-Dimyati, Hadislerle Amellerin Sevabı, çev. M. Beşir Eryarsoy, Bilimevi Basın Yayın, 3. bs., İstanbul 2009, s. 74.) Hadisi şerifte sorduğu kimselerin münafık olduğu manası çıkarılmamalı tabi. 11:27
Ahmet Ağırakça: Bugün aynı hassasiyeti gösteren ve birbirlerine merhamet ve şefkatle yaklaşan bir cami cemaati daha biliyorum. Mardin’de Quba camii cemaati çok yakın zamana kadar böyle bu durumlara karşı hassasiyetle davranıyorlar. Babamın bir sabah namazında camiye gidememesinden dolayı camii çıkışı cemaat hep birlikte evine gelmişti. Hasta olup olmadığını, hayatta olup olmadığını öğrenmeye gelmişlerdi. Yaşlı olduğundan dolayı bugün sabah namazına gelmedi acaba hasta mı oldu demişlerdi ve onun hatırını sormuşlardı. Dört ay önce vefat eden babam rahmetli bunu hep anlatırdı. Bu olay Mardin’de dört yıl öncesinde meydana gelen bir hadiseydi. Aynı hassasiyeti imam Abdullatif Bilgin cemaati ile böyle bir hassasiyeti hep yaşamış ve yaşatmıştır, ancak maalesef bu imamın o camiden alınması da mahalle halkını üzmüştür. Bu adeti ve güzel ameli sürdüren cami cemaatinden Allah razı olsun. 11:33
Cemal Abdullah Aydın: İslam ülkelerinde böyle fakülteler var cidden. 11:07
Osman Gülşen: Ben bu uygulamayı ilk görev yaptığım köyde uyguladım ve çok da güzel tepkiler aldım. Görev yaptığım camilerde hala daha uygulamaya gayret ediyorum. Bunu Boyabat imam-Hatip Lisesinde okurken Yakup Öztürk Hocamız (Şu an Nevşehir il müftüsü) özellikle tavsiye etmişti. Allah kendilerinden ve sizlerden razı olsun. Böyle hassas bir konuyu gündeme tanıdığınız Allah sizlerden razı olsun. Selam ve hürmetlerimle muhterem hocalarım. 11:42
Mustafa Asım Küçükaşçı: Hâtem-i Esam: “Bir vaktin namazını cemaatle edâ edemeyince beni yalnızca Ebû İshak tâziye etti. Hâlbuki bir çocuğum ölse, beni on binden fazla kişi tâziye edebilirdi. Çünkü insanlar nezdinde dînî musibetler, dünyevî musibetlerden daha hafif görülmektedir.” (Gazâlî, İhyâ, I, 136) 11:49
Recep Songül: Cemaatle namaz, sahabe efendilerimizin en önemli gördükleri bir sünnetti. Efendimiz’in bu konuya verdiği ısrar ve önemi çok iyi biliyorlardı. Çünkü Efendimiz âmâ bir sahabenin özür sahibi olmasından dolayı izin istemesi üzerine; “Ezan sesini duyuyor musun” sorusunu sormuştu. Sahabe; “Evet duyuyorum” cevabını verince; “Senin için bir mazeret yoktur” cevabı vererek sahabe efendimize izin vermemişti. Bundan dolayı sahabe efendilerimiz namaza gelmemeyi “ya nifak ya büyük bir musibet ya ciddi bir hastalık ya da vefat olma ihtimali olarak değerlendiriyor ve hemen olayı öğrenmeye çalışıyorlardı. Çünkü namaz dinin direği ve kıyamet günü sorulacak ilk soruydu..! Bir Arapça makalede konu bu anlamda güzelce ele alınıyor. Sahabe ve seleften efendilerimizin birbirlerine bu konuda taziyeye gittikleri rivayetlerini içeren konu detaylı bir şekilde işlenmiş. 11:55
Yazarlar ve Hocalar Platformu
İrfanDunyamiz.com
Yazarlar ve Hocalar Whatsapp Grubu’nun Diğer Yazışmaları