Zahmetsiz kolay bir iş var mı diye şöyle bir düşündüm. Lütfen siz de bana yardımcı olun. Böyle bir iş varsa bana haber verin. “Falanca iş kolay” dediğinizi duyar gibi oluyorum. Bir de gidip o mesleği yapana soralım. Ben öyle yaptım.
Önce öğretmenleri dinledim. Öğrenciler ve velilerden yakındılar, dertleri çok fazlaydı. Sonra doktorlar ile konuştum, “Aman sakın ha!” dediler; “Bizim neler çektiğimizi bir düşün, her gün eve kendimizi zor atıyoruz.”
Polisler; “Problemli insanları ile uğraşıyoruz. Her kesimin sıkıntılı insanları bize geliyor başka iş ara” dediler. Askerler; “Karşıdan baktığın gibi kolay değil bizim işimiz, zor, her an ölüm tehlikesi ile yaşıyoruz” dediler.
Patron olsam işçi derdim olacak. İşçi olsam patron derdim olacak. Müteahhit olsam inşaatların eksikleri derdim olacak. Esnaf olsam müşteri ile uğraşmak zor olacak. Otobüs şoförü olsam gecesi gündüzü bellisiz sabahlara kadar çile dolu.
En iyisi imam hatiplik dedim, Çok kolay iş camide görevli olduğunda namazı kıldırdığın zaman iş bitiyor. Kur’an kursunda hoca ol, talebeyi okut akşam efendice evine dön. Birde o camianın içine baktım hiçte göründüğü gibi kolay değilmiş. İmam Efendiye bir dokun bin dert dinle. Mihrap bir manada savaş yeri hiç kolaylıkla savaş olur mu?
Onları dinleyince; “En iyisi çalışmayıp evde oturmak” diye düşünüyor insan. Bu defa evde problemler başlar. Şöyle bir düşündüm dünyada problemi olmayan hiç bir insan, hiç bir iş, hiçbir yer olmadığını gördüm.
Hay Allah az kalsın unutacaktım. Dünyanın en büyük dertlerini, çilelerini, aile sıkıntılarını peygamberler çekmişler. Ben Müslümanım cennete talibim. Kalkmış cenneti dünyada aramaya başlamışım.
Hiç sağı solu, şu mesleği bu mesleği araştırmaya gerek yoktur. Raftaki Kur’an’ı elime aldım okudukça anladım ki dünyada problemsiz ev, iş, eş hiç olmamış ve olmayacak.
Sahabeler birbirleri ile karşılaşınca Asr Suresi’ni niçin okurlarmış şimdi anladım. Dostlar dünyada kolaylık yoktur. Çalıştığınız işinizi seviyorsanız karşınızdaki problemler ile imtihan olduğunuzu unutmadan yaşarsanız,
Şu uzun gecelerde yaratana dertlerimizi açma adına başımızı secdeye koyalım. Haftada bir kaç kez hasta ziyareti yapalım. Huzurevlerini gezelim dertli insanları dinleyelim. Etrafımızdaki bir hayır kuruluşunda görev alalım. İnanın sıkıntılarımızın basit şeyler olduğunun farkında oluruz.
Hani derler ya, herkesin bir derdi var benimkisi bambaşka. Her zorlukla beraber bir kolaylık olduğunu hatırlatan İnşirah Suresi’ni anlamaya çalışalım,
Unutmayalım ki altın sarrafın eline geçmeden önce çok büyük ateşlerde yandı cüruftan ayrıldı sonra değerini buldu. Dertlerimiz bizim cürufumuz misali nefsimizi terbiye eder gerçek kişiliğimizi ortaya çıkartır.
Allah gülleri dikenli yaratmış diye şikayet edeceğine, dikenler arasında gül yaratmış diye şükretmek lazım. Sabır, sabır, sabır vesselam
Geylani Akan/ İrfanDunyamiz.com
- Sami Efendi’nin havlusunu tutardım…
- İnsan nasıl mutlu olur?
- Güzel gören güzel düşünür…
- Hazreti Abbas ve mustaz’aflar…
- İyilik terapisi ne demektir?