Bilmiyorum farkında mısınız?

Bugün gece biraz rahatsızlandım. Bir anda moralim sıfır oldu. Ne cüzdanımdaki param aklıma geldi, ne de başka şeyler… İlk aklıma gelen sıhhatim oldu. Eyvah sıhhatim elimden gidince başkalarına muhtaç nasıl yaşarım. Hastalık bütün vücudu sarınca ben o eski ben olur muyum? Bu ve buna benzer şeyler düşündüm.

Bir yandan bunları düşünürken bir yandan da çantamı hazırladım. Çünkü Ramazan programları için bugün Avrupa’ya gitmem gerekiyordu. Evdekilere dedim ki: “Hiç bir yere gidecek durumda değilim. Keşke yurt dışındaki arkadaşlara söz vermeseydim.”

Görelim neyler

Sabaha kadar uyumadım. Sabahın ilk ışıklarıyla saatlerce önce havaalanına gitmek için yola revan oldum. Hava alanına gidinceye kadar moralimi yüksek tutmak için kendime nasihat ettim. Mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler dedim. Seyahatte sıhhat vardır gibi olumlu düşünceler telkin ettim kendime.

Nihayet yavaş yavaş normal hale gelmeye başladım. Havaalanında eski dostlardan bazıları ile karşılaştım. Derken az önce içerisine düştüğüm düşünceleri unuttum. Geceki o hasta hallerim neydi öyle? Sabahki moralsizliğim, evden çıkmak istemeyişim; hepsi de geldi geçti. İnsanoğlu sürekli halden hale geçiyor. Geçtiğimiz halleri de sürekli unutuyoruz.

Tıpkı şunu unuttuğumuz gibi. Ham maddemiz olan topraktan meyveler gıdalar oluşuyor. Biz onları yiyoruz ve vücudumuzda basit bir suya dönüşüyor. Rabbimiz; “Sizi önemsenmeyen bir sudan yaratmadık mı?” (Mürselat, 20) buyurarak bize bunu hatırlatıyor. Biz tabi bunun gibi aklımızın idrak etmesi zor olan birçok şeyi sıradanlaştırmışız. Halden hale geldiğimizi unutmuşuz. Toprak gıdaya, gıda suya, su alakaya, alaka mudgaya sonra kemiğe ve ete ondan sonra deriye,

Şu derimizde ne ince sırlar var. Soğuğu ve sıcağı o hissediyor, güzelliğimizi, halimizi, yaşlılığımızı onda görüyoruz. Hatta kimilerinin ellerine baktığınızda işçi olduğunu anlıyorsunuz. Bu deri üzerine hiç düşündünüz mü? Vücudumuzdaki bütün organlar onun koruması altında yaşıyor.

Niçin yazıyorum?

Şu anda uçakta giderken her gün mutat olarak okuduğum cüzümüzü bitirdim. Her gün bir cüz okumaya nasıl mı başladım? Yıllar önce bir hocamızın yazdığı bir yazı beni çok etkilemişti. Hocamız her gün takvime göre bir cüz okuyormuş, Yani ayın birinde birinci cüzden başlayıp ay sonunda hatim yapıyormuş.

Demek ki hocamız yazısını kalem ile yazarken yüreğini de ortaya koymuş ki bu bizi çok etkiledi o yazıyı okuduğum yıldan beri cüzümü okumadan yatağıma giremez oldum. Demek ki insan bir yazı okuyup o vesile ile yıllarca sürdürdüğü güzel bir geleneğe sahip olabiliyor. Benim de bir insana faydam dokunur mu diye yıllardır kitaplarımdan hiçbir ücret almadan bir şeyler yazmaya çalışıyorum.

Uçakta bugünkü 24. cüzü bitirince biraz da manasına baktım. Fussilet Suresi’nin mealini okuyunca ruhum coştu. Sanki ilk defa okuyormuşum gibi etkilendim. Uzunca okuyunca yoruldum. Bir müddet gözlerimi dinlendirdim normal hale gelince yazı yazmak aklıma geldi. Madem hastayken iyileştim, eski halimi unuttum; bu konuyu yazayım istedim.

Bir kararda

Evet kardeşlerim insanın bir kararda durması mümkün değildir, Saniye hatta salise içerisinde hayal edemediği durumlar başına gelebilir. Afetler, felaketler, musibetler bir tarafta dursun en küçük görünen bir hastalık belirtisi bile her şeyi altüst edebilir. Bunları bilmeyen yoktur fakat insan çok unutkandır. Elimizde olan nimetlerin kıymetini bilelim diye ben de evvela kendime sonra da sizlere hatırlatma yapıyorum.

Elhamdülilah yazı ile uğraşırken uçağımız inişe geçti. Yine bir sohbet için Avrupa’dayız. Bu gibi programlara gelirken her zaman ilk günkü gibi heyecanlanırım. Rabbimin bana ikram ettiği bu nimetin hakkını veremeyeceğimi biliyorum. Bir yandan dua ederim boyun bükerim bir yandan da notlarıma bakarım.

Yıllardır bizi diyar diyar gezdiren nedir bilmiyorum. Ne ilmim, ne makam, ne şöhret hiç bir şeyim yok.
“Heza min fadli Rabbi“ sırınca Rabbimin lütfundan başka ne olabilir diye düşünüyorum. Ya Rabbi şu mübarek ramazan ayında. Şu cuma gününde kimlerin duası kabul ise bu acizin duasını da onların içerisine kat da kabul eyle.

Bu Ramazanı özellikle ülkemizin ve tüm İslam aleminin huzur ve selameti için hayırlı kıl. Afetlerde vefat edenlerin makamı cennet eyle. Yaralılara acilen şifalar nasip eyle. Kederli gönülleri mahzun etme. Vatanımız için hileleri olanlara fırsat verme. Ve tüm insanlığın kurtuluşu ve hidayeti için ülkemizin yeniden özüne dönmesini ve bunlar için vesile olmasını nasip eyle.

Geylani Akan/ İrfanDunyamiz.com

İrfan Mektebi ↗

Sevdirici, müjdeleyici üslupla yazılmış hayata dair yazılar okumak için tıklayın.

Gönül Dünyamız ↗

Gönül insanlarına dair bam telinize dokunacak yazılar okumak için tıklayın.

Şunlara Gözat

İz bırakan mal müdürü Neşet Özerdem

Bir mal müdürü düşünün, Türkiye’nin çeşitli yerlerinde görev yapmış ve her gittiği yerde iz bırakmış. …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.