Son Osmanlı alimi: Muhammed Ali Sabuni!

Muhammed Ali Sabuni, Abdulfettah Ebu Gudde gibi birçok alimin doğum yeri olan Halep‘te dünyaya gelmiştir. Bu şehirde yetişmiş ve ilkokul ve ticaret lisesi gibi okullara devam ettikten sonra babası Cemil Sabuni‘nin eğiliminden etkilenerek kendisini dini eğitime vermiş, kaptırmıştır.

Ailesi bir ulema hanedanıdır. Şeyh Ataullah Sabuni ve Şeyh Ahmet Sabuni, Sabuni ailesinin yetiştirdiği diğer alim fertler arasındadır. Şer’i ilimlere merakından dolayı Külliyet-i Şer’iyye olarak da anılan Hüsreviye Medresesi‘ne geçiş yapmıştır. Eğitim süreci içinde akranlarına fark attığından Vakıflar İdaresi tarafından burslu olarak Ezher’e gönderilmiştir.

Son Osmanlı

Burada Muhammed Ali Sabuni için Osmanlı alimi deyimini kullandık. Elbette ruhunu ve tarzını kastettik. Yoksa 1930 yılında dünyaya geldiğinde Suriye Birinci Cumhuriyet günlerini yaşıyor ve Fransız mandası altında bulunuyordu. Osmanlı yıkılalı neredeyse 10 kusur yıl olmuştur.

Kendisinin son Osmanlı alimi olarak takdimi onun mizacını ilgilendirdiği gibi aynı zamanda ruhunu ve tarzını da yansıtmaktadır. Bu tarzın başında Ehl-i Sünnet bağlılığı gelmektedir. Hoca klasik anlamda Sünni ekole bağlı birisidir ve bundan milim şaşmamıştır.

İkincisi, 28 yıl Suudi Arabistan‘da yaşamasına rağmen kimliğinden hiç taviz vermemiş ve tasavvufa meyilli olmuş ve yatkın durmuştur. İstanbul’da Mahmut Ustaosmanoğlu ve Ürdün‘de yine sufi eğilimli Ratip Nablusi ile ortak fotoğrafları onun bu sufi eğilimini ortaya koymaktadır.

Osmanlı 1918 tarihinde sona ermemiştir. Dikey ve siyasi olarak o tarihte sona erse de yatay olarak kitleler arasında yaşamaya devam etmiştir. Görgü ve adab-ı muaşeret, gelenek olarak hala yaşamaya da devam etmektedir. Sabuni hoca da yatay düzeyde veya ilmi gelenek içinde Osmanlı’yı yaşatan alimlerden birisiydi.

Muhammed Ali Es Sabuni- Mahmud Ustaosmanoğlu

Feyz aldığı alimler

İlmi birikimini ilk önce doğduğu kent olan Halep’te edinmeye başlamıştır. Osmanlılardan kalma Husreviyye Medresesi‘nde dönemin mümtaz alimlerinden şer’i ve dini ders almıştır. Bunlar arasında ünü, şehir hatta Suriye duvarlarını aşanlar da vardır. Bunların en başında Muhammed Ragıp Tabbah gelmektedir.

Şeyh Muhammed Said el İdlibi, Şeyh Ahmet Şemma, Şeyh Muhammed Necip Hayyata, Şeyh Muhammed Zeynelibadin El Cezbe, Şeyh Muhammed Salkini, Şeyh Muhammed Es’ad Abacı, Şeyh Abdullah Hammad, Şeyh Muhammed Naci Ebu Salih ve diğerleri gelmektedir. Şer’i derslerin yanında modern ilimlere dair eğitim de almıştır. Bu meyanda matematik, fizik; kimya, coğrafya ve İngilizce de öğrenmiştir.

Hayatının durakları

1930 yılında doğan Muhammed Ali Sabuni, 1949 yılında Hüsreviye Medresesi‘nden mezun olmuştur. Bu mezuniyetten sonra Vakıflar İdaresi okulda başarısını dikkate alarak onu burslu olarak Mısır’da el Ezher‘e göndermiş ve orada Şeriat Fakültesine intisap etmiştir. 1952 yılında Şeriat Fakültesi‘nden mezun olmuş ve sonra lisansüstü eğitim almış ve 1955 yılında Alimiyet rütbesiyle Ezher’deki yüksek eğitimini tamamlamıştır.

1955 ile 1962 arasında Halep’de lise ve dengi okullarda İslami terbiye maddesini okutmuştur.

Baasçıların iktidara el koymalarından bir yıl evvel, 1962 yılında yapılan seçimlere milletvekili adayı olarak katılmış çok çalışmasına rağmen seçimlerde milletvekili seçilememiştir. Halepli Züheyr Salim Bey son meşru seçimler olan 1962 yılında aday olan Muhammed Ali Sabuni Hoca’nın sokak sokak dolaşarak halkın desteğini almaya çalıştığını hatırlıyor

1962 yılındaki bu hayal kırıklığının ardından Muhammed Ali Sabuni, eğitmen olarak Suudi Arabistan‘a gider ve burada 28 yıl kalır. Mustafa Sıbai gibi siyasette başarılı olamasa da eğitim de başarılı olmuştur. Belki de en verimli dönemi Mekke dönemidir. Hoca burada birçok telif esere imza atar ve 57 kadar kitap yazar. Bunlardan büyük kısmı tefsir ve Kur’an ilimlerine dairdir ve bazı tefsirlerin özetlenmesi şeklindedir.

Hicaz günleri

Prof. Dr. Ali Erbaş- Muhammed Ali Es Sabuni

Hicaz‘da ve Mekke‘de Kral Abdulaziz Üniversitesi‘nde iken Kabe-i Muazzama‘da İslami dersler okutur ve hac mevsiminde hacılara fetvalar verir. Ümmü’l Kura Üniversitesi, kendisinden bazı eserlerin tahkikiyle ilgili çalışma yürütmesini ister. İlmi Araştırma ve İslami Mirasın Canlandırılması Merkezinde istenilen çalışmaları yürütür.

Ebu Cafer en Nahhas‘ın Maani’l Kur’an adlı çalışmasını tahkik eder. Tahkikini 6 ciltte tamamlar. Bilahare Rabıta’tül Alem el İslami bünyesinde çalışmaya başlar. Kur’an ve Sünnet’te İlmi İ’caz Heyeti bünyesinde danışman olarak görev yapar. Burada birkaç yıl danışman sıfatıyla bulunur.

Bu sürede halkı da unutmaz ve onlara yönelik olarak davet çalışmalarında bulunur. İki yıl boyunca 600 bölümlük Kur’an tefsiri yapar ve bunları kayda geçirir. Adeta Muhammed Mütevelli Şaravi‘nin Kur’an-ı Kerim tefsirini hem ekrana hem de kağıda dökmesi gibi Muhammed Ali Sabuni de aynı yöntemi takip eder. Suudi Arabistan televizyonunda gösterilmek üzere bu çalışmasını hicri 1419 yılında tamamlar.

1431 yılında yani 2007 yılında, Uluslararası Dubai Kur’an-ı Kerim Ödülü Düzenleme Kurulu kendisini yılın adamı seçer ve ödül verir. Kurula göre Muhammed Ali Sabuni ödülde istenen bütün kriterleri karşılamaktadır. Bu ödül töreninde Muhammed Ali Sabuni kendisini Kur’an hizmetine adadığını ifade etmiştir. Keza İslam ve Müslümanlara hizmet için ömrünü İslami ilimlerin okunması ve okutulmasına vakfettiğini de kaydetmiştir.

Selefin bakiyesidir

Muhammed Abduh Yemani de bir konuşmasında Sabuni’nin bütün takdirlerin üzerinde olduğunu ve sessizce, sıdk, sabır ve inançla çalışan bir adam olduğuna dikkat çekmiştir. Kendisinin geniş yüreklilikle çalışmalarına yöneltilen eleştirileri kabul ettiğini ve insanların eza ve cefasına katlandığını, mukabele etmediğini de hatırlatmıştır. Ezcümle şunları söylemiştir: Bu zat ilme hizmet etmiş ve geçmiş dönemlerde rastladığımız ulema tipine uygun, benzer davranışlar sergilemiştir. Kısaca derildiği gibi ‘bakiyyetü’m seleftir’ yani selefi salihinin son örneklerindendir.

Yemani’nin müspet tanıklığı da kendisine neden ‘son Osmanlı alimi’ dediğimizi teyit eden niteliktedir.

Kısaca Halep’ten sonra ilk önce Ezher-i Şerife gitmiş ve burada Şeriat Fakültesini bitirmiştir. Ardından Halep’e dönerek bir dönem öğretmenlik yapmış ve ardından Mekke’ye giderek burada 28 yıl ilmi faaliyetler yürütmüş ve ilim talebelerine hizmet etmiştir. Kısaca hayatı Halep’i saymazsak Mısır, Suudi Arabistan ve Türkiye ekseninde geçmiştir.

Son menzil

Son menzili de Yalova-Çınarcık ve Türkiye olmuştur. Suudi Arabistan‘da iken Yalova-Çınarcık’tan ev alan Muhammed Ali Sabuni Hoca önceleri yazları buraya gelirken Arap Baharı sonrası kışları da genel olarak burada kalmıştır. Miladi olarak 91 yaşında hicri olarak 92 yaşında Hakk’a yürümüştür. Suriye İslam Konseyi üyesi ve Suriye Alimler Birliği’nin de başkanı idi.

Muhammed Ali Sabuni hoca 20 Mart (2021) tarihinde İstanbul’da Fatih Camii haziresinde kıldırılan cenaze namazıyla birlikte son yolculuğuna çıkmıştır.

Not: Bu yazı Mustafa Özcan’ın Fikriyat’ta yayınlanan yazısından kısaltılarak iktibas edilmiştir.

Mustafa Özcan/ İrfanDunyamiz.com

Şunlara Gözat

Yüz yüze iletişimde on altın kural…

Yüz yüze iletişim; doğrudan, aracısız bir iletişimdir. Bu iletişim iki kişi arasında olabileceği gibi, bir …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.