Sizlerle paylaşacağımız hatıramız, Kur’an davasına hayatını vakfetmiş, bu uğurda büyük çile ve meşakkatler çekmiş, iman hizmeti için pek çok maddi manevi fedakârlıklarda bulunmuş, İslam davası için defalarca hapis yatıp işkence görmüş Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin yakın hizmetinde bulunan talebelerinden Hazreti Üstad’ın “fena fin nur” ve “kahraman” iltifatına mazhar olmuş merhum Mustafa Sungur Ağabey’le ilgilidir.
Sungur Ağabey Risale-i Nurları tanıdığı zamanlarda (Allahu âlem 1946-47 olabilir) köy yerinde erken yaşta evlenildiğinden, yeni evli iken Bediüzzaman Hazretlerini ziyarete gitmek istiyor.
Bir gün aniden kalkıp Hazreti Üstad’ı ziyarete gidiyor. Tabi o dönemde şimdiki gibi iletişim ve ulaşım vasıtaları yok, eve haber veremiyor, ancak haftalar sonra eve geliyor.
Eve girdiğinde herkesin yüzü adeta mahkeme duvarı, kaynanasının, hanımının yüzü asık… Tabii habersiz kalkıp gitmiş, haftalar sonra gelmiş… Onlar da gerek meraktan, gerek endişeden, gerek tek kaldıklarından zor durumda kalmışlar…
Kimse Sungur Ağabeye yüz vermiyor, tepki gösteriyor. Hatta o gece Muhterem Sungur Ağabeyi sofraya bile çağırmamışlar. Yemek yememiş, acı acına yatmış mübarek Ağabeyimiz. Çok zor bir durum.
Sabah olunca hanımı fedakâr, mübarek Emine Ablamız diyor ki: “Sungur, sen kalk Üstad’ın hizmetine git, ben yün eğirir, odun toplar, çocuklara bakarım, bizi düşünme.”
Sungur Ağabey hayret ediyor. “Allah Allah, dün gece yüzünü asan, tavır koyan kadına ne oldu? Tam tersi değişti böyle” diyor.
Hanımı devam ediyor: “Dün gece rüyamda Hazreti Üstad’ı gördüm. Baktım bizim evin bahçesindeki kuyudan cehennemin alevleri gibi alev çıkıyor ve insanlar birbirlerini tutup tutup kuyuya atıyor. Üstad kuyunun başında duruyor ve diyor ki; “Ben Sungur’la birlikte bu insanları kurtarmaya çalışıyorum, bize karışma.”
Bunun üzerine Emine Abla canı gönülden Sungur Ağabey’e destek oluyor, büyük fedakârlık gösteriyor, çocuklara hem ana hem baba oluyor, babalarının eksikliğini hissettirmiyor.
Daha sonraki bir dönemde Sungur Ağabey Üstad’ın yanına giderken hanımı hamiledir. Hanımını o halde bırakıp hizmete gider. Düşünün ne zaman geri döner böyle bir insan? Günümüzde birkaç saat derse gelemeyenlere, bahaneler üretenlere büyük ders vardır. Sungur Ağabey tam üç yıl sonra geri dönüyor. Geldiğinde çocuğunu yürürken görüyor. Hanımının tepkisi ve sözleri müthiş: “Ne oldu, niye geri geldin? Yoksa Üstad seni kovdu mu?”
Kur’an nurlarıyla cihad eden Üstad ve talebelerinin hali bize şu ayeti hatırlatıyor: “De ki: Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, zevceleriniz, kabîleniz, kazandığınız mallar, (iyi iken) durgunluğa uğramasından korktuğunuz ticaret ve hoşunuza giden meskenler size Allah’tan, Resûlünden ve O’nun yolunda cihâd etmekten daha sevgili ise, artık Allah (hakkınızda azab) emrini getirinceye kadar bekleyin! Çünkü Allah, fâsıklar topluluğunu (isyanlarındaki ısrarları sebebiyle) hidâyete erdirmez.” (Tevbe, 24)
Bizim havsalamızın alamayacağı sadakat, fedakârlık, gayret, hizmet aşkı bu olsa gerek. Bu zatlar adeta sahabenin günümüzdeki temsilcilerinden, sanki sahabe gibi yaşayan ağabeyler. Zaten Bediüzzaman Hazretleri Risale-i Nur’un “sahabe mesleğinin bir cilvesi” olduğunu söylüyor. Rabbimiz bu güzel vasıflardan hissemizi ziyade etsin.
Cenab-ı Hak, Sungur Ağabeyimize gani gani rahmet eylesin. Amin.
Ferhat Doğan/ İrfanDunyamiz.com
Yayın Yönetmeni Notu: Üstad Hazretleri ve talebeleri tam bir iman yangının ortasında canhıraş bir gayretle insanımıza iman dersi vermeye gayret ettiler. Zor zamanın zor şartlarında olağanüstü gayret sarf etmek zorunda kaldılar. Bizim algılayamayacağımız büyük fedakarlıklar yaptılar. Kimi zaman ailesini ihmal etmek durumunda da kaldılar. Çünkü o günün şartlarında ulaşım ve iletişim imkanları çok kısıtlıydı. Belki buna maddi imkanları da yoktu. Allah onların o şartlarda yaptıkları fedakarlıklarını kabul eylesin. Bizler nispeten bugünün rahat şartlarında hem ailemizi ihmal etmeden hem de hizmete koşturarak dengeli bir anlayışı yakalamak zorundayız.
RİSALE-İ NUR ÇEVRESİ İRFAN DÜNYAMIZ
Gönül Dünyamız ↗
Gönül insanlarına dair bam telinize dokunacak yazılar okumak için tıklayın.
İrfan Mektebi ↗
Sevdirici, müjdeleyici üslupla yazılmış hayata dair yazılar okumak için tıklayın.