Rablik taslamak deyince ne anlıyorsunuz?

“Rab” kavramının, yaratan, koruyup gözeten, terbiye eden, düzen veren, yöneten, malik gibi anlamları olduğu gibi, bir manası da kural koyan demektir. Allah Teala’nın koyduğu kuralları beğenmeyip alternatif kurallar koyanları Kuran-ı Kerim rablik taslamış sayar. Detaylı bilgi için Tevbe Suresi 31. ayetin meal ve tefsirine bakabilirsiniz.

Dindar saydığımız kişiler arasında bile, farkına varmadan rablik taslayanlar oluyor bazen. Mesela, adam, hanımının akrabalarıyla problem yaşamış, diyor ki karısına: “Annenle veya babanla veya kardeşinle görüşmeyeceksin.” Niçin? Ben senin kocanım da ondan.

Bu durumun tersini de gördüm; dominant bir bayan, beyini ailesine göndermiyor, torunlarını babaannesine göstermiyor. Bak kardeşim! Allah Teâla akraba ile alakayı kesmemeyi emrediyor. Peygamber Efendimiz ısrarla akraba ile bağları koparmamayı tembihliyor. Sen onlarla alakayı kes diyorsun. Bu durumda sen rablik taslamış oluyorsun. Tamam, senin problemin varsa sen gitmeyebilirsin. Ama akrabalık bağlarını koparmaya hakkın yok.

Kısaca gücü elinde bulunduran kişilerin bazıları haddini aşarak kocalık veya karılıktan ziyade rabb kesiliyorlar eşlerinin başında. Bu durum sadece eşler arasında değil, ebeveyn-çocuklar, amir-memur vb. arasında da oluyor. Allah Teâla’nın emrettiği veya yasakladığı bir şeyin tersini yapmaya zorlamaktır rablik taslamak.

Allah Teala bazı insanlara fırsat vermesin. Avrupa’da oğullarıyla beraber yaşayan bir aileden bahsettiler. İki yılda bir Türkiye’ye izine geliyorlarmış. Dünürler arasında bir problem yaşanmış. Tam on sene gelinlerini ailesiyle görüştürmemişler. O zaman telefon yok mektup atsalar kayınvalidenin haberi olacak. Ne büyük bir zulümdür bu. Şimdi bu kişiler öldüler. Orada ne yaparlar bilmem.

Bizler, birbirimizin eşiyiz, çocuğuyuz, babasıyız, amiriyiz, hocasıyız vs. Fakat asla rabbi değiliz. Hepimizin Rabbi, Âlemlerin Rabbi olan Allah Teâla’dır. İnsan için hele bir Müslüman için en önemli şey haddini bilmektir. Özellikle, eşimize, çocuklarımıza, idaremiz altındakilere karşı haddimizi bilmek ve sınırları aşmamaktır.

Yüce Allah celle celaluh şöyle buyuruyor: “Şüphesiz ki Allah, adaleti, ihsanı ve yakınlara vermeyi emrediyor, her türlü edepsizlikten, kötülükten ve haddi aşmaktan sizi men ediyor. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.” (Nahl, 90)

Ali Uslu/ İrfanDunyamiz.com

Şunlara Gözat

Mehmet Feyzi Efendi farklı bir zattı…

İmam hatipte okurken yaz tatillerinde İstanbul gibi manevi üstadların bol olduğu bir şehirde birçok güzel …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.