Peygamberimizden kız çocuğu olanlara müjde!

Cinsiyeti belirlemek annenin ve babanın elinde değildir. İnsan iradesine dayanmayan bir hususta tercihte ve üstünlük taslamasında bulunmak cahiliye âdetidir.

Yüce Allah bir ayet-i kerimesinde mealen şöyle buyurmuştur: “Göklerin ve yerin hâkimiyeti yalnız Allah’a aittir. O, dilediğini yaratır; dilediğine kız çocukları bağışlar, dilediğine erkek.” (Şura 42/49)

Çocuğun anne rahminde yaratılması bir lütuftan ibarettir. Ayet bize bu lütfa eremeyen kimselere karşı edepli olmayı da öğretmektedir.

Nitekim bir sonraki ayette Rabbimiz şöyle bir açıklamada bulunmuştur: “Yahut (dilediğine) hem erkek hem kız (çocuklar) verir ve dilediğini de hiç vermez. Çünkü O, her şeyi bilendir, sınırsız güç sahibidir.” (Şura 42/50)

Cinsiyet ayrımı yapmayın

Peygamber Efendimiz sallellahü aleyhi ve sellem çocukları arasında cinsiyet ayırımı yapmayarak tüm Müslümanlara örnek olmuştur.

Zihnen ayet-i kerime ve hadis-i şeriflerle beslenen bir Müslümanın, çocukları arasında değil cinsiyet ayırımı, ayırım yapması bile mümkün değildir.

Hayatın devamı için erkek ve kadın yaratılmıştır. Yüce Allah cinslerden birinin üstünlüğünü ilan etmemiştir.

Kur’an-ı Kerim cahiliye insanının kadına bakışını ve onun varlığından ar duyuşunu şu ayette bildirmiştir: “Ne var ki onlardan birine (bir) kız çocuğu olduğu müjdelense suratı kapkara kesilir. İçini öfkeyle karışık bir hüzün kaplar.” (Nahl 16/58)

Bundan sonrası ise ayette şöyle anlatılmıştır: “Aldığı kara haberden dolayı tanıdıklarına görünmekten kaçınır. Aşağılanmaya katlanarak onu alıkoysun mu, yoksa toprağa mı gömsün diye düşünür. Baksana, ne kötü hüküm veriyorlar!” (Nahl 16/59)

Bu ruh hâli kadına insan olarak bakmamanın yansımalarıdır. Eğer bu bakışın zerresi bile bir insanda varsa hangi zamanda yaşarsa yaşasın gavur âdetini üzerinden atamamıştır.

Nesil erkek çocuktan devam etmez

Neslin sadece erkek çocuklarından devam ettiğine inanan bedevi anlayış varlığını bugün de devam ettirmektedir. Erkek çocuğu doğunca sevinen, kız doğunca annesi kurtulmuş diyen anlayış, Müslümanca değildir ama cahil insanlar arasında yaygındır.

İşte bu anlayışı yerle bir etmek için Peygamber Efendimiz sallellahü aleyhi ve sellem omuzunda kız torunu olduğu hâlde namaza durmuş ve bütün cinsiyet sapıklarına şu mesajı vermiştir: “Sizin kız diye horladığınız bu seçkin varlığı ben omuzumda taşıyorum. Rabbimin hediyesi olarak baş tacı ediyorum.

Bu bağlamda kendi kızlarına çok değer veren Peygamber Efendimiz, kızı Hazreti Fatıma radıyellahü anha geldiği zaman onu hep ayakta karşılamış, alnından öpüp yerine oturtmuştur.

Evlendikten sonra bile geceleri onun üzerini örtmüştür.

Hazreti Ali neden vazgeçti?

Bir ara Hazreti Ali radıyellahu anh onun üzerine bir başka kadınla evlenmek istediğinde şiddetle karşı çıkmış ve ona kesinlikle izin vermeyeceğini beyan etmiştir.

Hazreti Fatıma’nın haklarıyla ilgili bir konuşma yapıp sonra da şöyle buyurmuştur: “Kızım benden bir parçadır. Onu sevindiren beni de sevindirir, onu üzen şey beni de üzer.” (Müslim, 44, Fedail’ü-s Sahabe, 15, Had. no: 2449, c. II, s. 1902)

Bu örnekte hem kız çocuğuna karşı babanın sevgisi, hem de onun haklarını koruma hususundaki gayreti söz konusudur.

Rasulullah’ın bu tepkisi üzerine Hazreti Ali radıyellahü anh adım atamamış ve böyle bir teşebbüsten vazgeçmiştir.

Bunlar yerel figürlerdir

Kız ve erkek çocuklarına karşı sevgi dâhil hayatın bütün alanlarında adaletli olmayı emreden Resulullah Efendimiz “Kimin bir kız çocuğu dünyaya gelir de onu toprağa gömmeden, horlamadan ve üzerine erkek çocuğunu tercih etmeden yetiştirecek olursa Allah Teâlâ o kimseyi cennetine koyacaktır.” (Ahmed, Müsned, (Tah: Muhammed Şakir, Had. no: 1957), c. IV, s. 294)

Bir başka rivayette üç, (A.g.e., Hadis No: 1924) diğer bir rivayette de iki kız çocuğunu edebiyle en güzel biçimde yetiştirip büyüten kişilerin cennete gireceği müjdesini vermiştir. (A.g.e., Hadis No: 3424)

Ayetler, hadisler ve sünnet ortada iken kimse İslâm’ın çocukların cinsiyetleri hakkında ayırım yaptıklarını iddia edemez. Ederse de iftira etmiş olur.

Halkı Müslüman toplumların çoğundaki erkek çocuklarını üstün tutup kızları hakir gören ataerkil yaklaşımların dinimizle her hangi bir ilgisi yoktur.

Tamamen yerel figürler taşıyan bu anlayışı dinimiz asla kabul etmez.

Bu yanlışlardan hareketle dine saldırmak ve dayanaksız ifadeler kullanmak yanlıştır ve yalandır.

Dr. Mehmet Sürmeli/ İrfanDunyamiz.com

Çocuk Eğitimi ↗

Çocuk eğitimini batılı pedagojiyi esas almadan işleyen yazılar okumak için tıklayın.

Aile Okulu ↗

Mutlu evlilik ve huzurlu aile konusunu ele alan seçme yazılar okumak için tıklayın.

Şunlara Gözat

Abdullah bin Mes’ud gerçek bir kahramandı…

Elimizdeki kaynakların bildirdiğine göre Hazreti Dâvûd aleyhis selam, babasının en küçük oğludur ve çobanlık yapmaktadır. …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.