Bunun adı imtihandır…

İnsan çoğu kez kendi hayatına değil başkalarının hayatına gıpta eder, hayranlık duyar. Oysaki her şey dışarıdan göründüğü gibi midir? Her insanın hayatı kendine özel ve güzeldir. Sahip olduklarımızla yetinmek en iyisidir. İmtihansız olmaz. Herkes kaldırabileceğiyle imtihan edilir. Cennet de imtihanların sonuçlarıyla şekillenir.

Ne zaman ne ile karşılaşacağımız belli değildir. Büyük arzularla, heveslerle bir işe girişirsiniz, size göre her şey yolunda giderken birden olay tersine dönmeye başlar ve sonunda hayal kırıklığına uğrayacak durumlarla karşılaşırsınız. Yahut beklenmedik bir hastalık birden bire hayatınızı alt üst eder. İşte bunun adı imtihandır, özü ise kaderdir.

Harika cevap

Kader sırlarından açılınca konu şu olay aklıma gelir. Wimbledon’un ilk zenci şampiyonu Arthur Ashe kan naklinden kaptığı AIDS’den dolayı ölüm döşeğindeydi. Dünyanın her köşesindeki hayranlarından mektuplar yağmaktaydı. Bunlardan biri şöyle soruyordu: “Tanrı böylesine kötü bir hastalık için neden seni seçti?” Arthur Ashe şöyle cevap verdi:

“Tüm dünyada 50 milyon çocuk tenis oynamaya başlar. 5 milyonu tenis oynamayı öğrenir. 500 bini profesyonel tenisçi olur, 50 bini yarışmalara girer, 5 bini büyük turnuvalara erişir, 50’si Wimbledon’a kadar gelir, 4’ü yarı finale, 2’si finale kalır… Elimde şampiyonluk kupasını tutarken Tanrı’ya ‘Neden ben?’ diye hiç sormadım. Şimdi sancı çekerken, ona nasıl ‘Niye ben’ derim?”

Ne kadar güzel bir cevap öyle değil mi? Sözün özü, ömür, rızk, ölüm, insanın müdahale edemediği sır alanlarıdır. Onun için Yaratıcıya teslim olmaktan başka çare yoktur. Fakat bazı insanlar olumsuzluklarla karşılaşınca şamar oğlanı olarak kaderi görürler.

Bize düşen tedbir

Vakti saati gelince öleceğiz. Bundan kaçış yok. Ama öleceğimiz zaman bizim için gayb. Bilinmez. O takdirde her an bizim için kıymetli. Yaşadığımız an için gerekli tedbirleri almak, vesilelere sarılmak boynumuzun borcu. Aksi takdirde kişi için intihardan farklı bir durum söz konusu olmaz.

İnsan hastalanmamak için tedbirlere riayet eder, vesilelere sarılır, sonra da hastalanırsa onun için bir imtihan olur, günahlarına kefaret olur. Tedavi olur, iyileşmek için çabalar, tedavi için uğraşır. Zaten Tıb bunun için vardır. Tıbbi nebevî bunun için kitaplara geçmiştir.

Kaderde yazıldığı için hastalandı, kaderim de varsa iyi olurum. Böyle değil. Allah Teâlâ, kişi şöyle şöyle yapacak hastalanacak, yanlış yiyerek makinesini bozacak diye kaderi yazar. İlaç kullanacak, ben de ona şifam ile tecelli edeceğim, diye kaderi yazar.

Allah Teâlâ, kul tedbire uyacak, birilerinin tedbire riayet etmemesiyle ona da hastalık gelecek. Bu onun için kefaret olacak, tedbirsizlere kul hakkı yazılacak diye kaderi yazar. Çünkü Allah Teâlâ yaratıcıdır. Kul iyi iş yaparsa rızasıyla yaratır, yanlış yaparsa onu da yaratır. Her şey kaderde yazılı. Ama kul iradesiyle bundan sorumlu…

Sami Büyükkaynak/ İrfanDunyamiz.com

İrfan Mektebi ↗

Sevdirici, müjdeleyici üslupla yazılmış hayata dair yazılar okumak için tıklayın.

Gönül Dünyamız ↗

Gönül insanlarına dair bam telinize dokunacak yazılar okumak için tıklayın.

Şunlara Gözat

Abdullah bin Mes’ud gerçek bir kahramandı…

Elimizdeki kaynakların bildirdiğine göre Hazreti Dâvûd aleyhis selam, babasının en küçük oğludur ve çobanlık yapmaktadır. …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.