Muhammed Hamidullah ve boykot…

Gazze’nin çocukları hiç büyüyemez. Kundakta, sokakta oynarken, okul yolunda, hastanede ama bir şekilde mutlaka siyonist katiller tarafından öldürülür. Soyunuz kurusun, kuruyacak da… Peki ya Gazze’nin bebekleri; “Bedenimizi paramparça eden bombaların parası kimdendi?” diye sorarsa…

Siyonistlere ve vahşet ortaklarına doğrudan ya da dolaylı destek niteliği taşıyan iş ve işlemler caiz değildir; katkı nispetinde vahşete ortak olmaktır. Aynı şekilde Müslümanların, bu vahşetin durdurulması, mazlum ve mağdurların yaralarının sarılması için maddi manevi bütün imkanlarını seferber etmemesi de, vahşetin sürüp gitmesine ve şiddetlenmesine sessiz ve ilgisiz kalarak göz yummak niteliğinde olduğundan büyük vebal oluşturur.

Hamidullah Hoca’nın boykotu

Boykot anlamlıdır, gereklidir. Her şeyden önce ruhun direnci için gereklidir. Batılı, şerri, münkeri, zulmü benimsemek, işlemek meşru görülemeyeceği gibi destek anlamı taşıyan tutumlar da meşru görülemez. Hem vahşete, zulme karşı olup hem de vahşetin destekçilerine arka çıkmak, en basitinden en niteliklisine kadar, Müslüman kardeşleriyle dayanışma içerisinde olmak iddiasıyla çelişir.

Bununla ilgili merhum Muhammed Hamidullah Hoca’nın örnek bir davranışı anlatılır. Hamidullah Hoca Paris’te bulunduğu otuz beş yıl süresince et yememiştir. Zira 1950 ve 1960’lara kadar Paris’te helal et bulmak mümkün değildi. O aynı zamanda Yahudi kasaplardan da koşer et satın almamıştır. Peki neden? Cevabı kendisinden dinleyelim:

“Fransa’daki Yahudi tüccarlar ve market sahipleri İsrail devletine düzenli olarak ekonomik destek vermektedir. Benim paramın Filistin’deki masum kardeşlerimi soykırıma uğratan İsrail devleti davasında dolaylı da olsa kullanılmasını kabul edemem.” (Bkz. Abdülazim Islahî, İslam İktisadının Öncü İsmi: Muhammed Hamidullah, s. 12)

Boykot asil bir eylemdir

Boykot, asil ruhların yapabileceği bir eylemdir, kişilik ve karakter meselesidir. Boykot, yılların, asırların ihmalinin vebalini elbette hafifletmez, cürmün cesametini ortadan kaldırmaz. Ancak üretim ve terakki de kısa sürede olmaz. Boykotla ilgili asıl mesele, bunun sadece açık bir vahşet söz konusu olduğunda gündeme gelmesidir. Bombardıman sonlandırılıp ateşkes(!) sağlandığında ya da boykot edilen ürünler indirime girdiğinde biten boykotun, fayda vermek şöyle dursun, kalıcı zararı olur.

“Üç kuruş indirimle satın alınan Müslüman” imajı başlı başına kahredicidir, itibara alınmamak için yeter de artar da. Esasen vahşet, yeni bir durum ortaya koymaz; özde var olanı belirgin kılar, açığa çıkarır, boyutlarının fark edilmesini sağlar. Dolayısıyla vahşete arka çıkanların, normal zamanlarda da meşru görülmesi mümkün olmayan iş ve ilişkileri vardır.

Öte yandan boykotu, boğazdan girenler gibi belli kalemlerle sınırlı tutmak, ilkeden yoksun çelişik bir tavırdır. İslamî ve insanî açıdan kabul edilemezliğe her zaman ve her hususta karşı durmak gerekir. Bu ancak süreklilik arz eden sağlam bir bilinç ve duyarlılıkla mümkündür. İşte o zaman boykot, boykot olur, sonuç verir. İdeal uygulanamıyor diye tümden vaz geçmek olmaz. Bütünü elde edilemeyen temelli terk edilmez. Reelin imkan verdiği tutum benimsenir, gereği yapılır, ideal için azami çaba sarf edilir.

Süreklilik önemli

Hayatın tamamını kuşatan bir bilinç ve hassasiyetle bütün alışkanlıklarımızı gözden gecirmeliyiz. Müslümana yakışmayan ne varsa söküp tereddütsüz atmalıyız hayatımızdan. Gıdadan giyim kuşama, eşyadan alet ve edevata, tüm ilişki ve irtibatlarımıza kadar hayatımızı yeniden kurmalıyız. Kurmalıyız ve bir daha, siretimizde leke oluşturabilecek iş, ilişki ve tasarruflara asla yer vermemeliyiz.

İmtihan varlığı olduğunun idrakinde olan Müslüman için her an imtihandır. Her anın bir sorumluluğu vardır. Bunun idrakinde olup gereğini bihakkın yerine getiren kazanır. Siyonist katliam çetesi ve küresel hamilerinin Müslümanlara kan kusturduğu, soykırıma tabi tuttuğu şu günler de, her Müslüman için bir imtihandır. Herkes imkan ve kabiliyetleriyle uyumlu olmak üzere kişisel sorumluluğunu belirlemek ve gereğini ivedi ve sürekli bir şekilde tatbik etmekle mükelleftir.

Unutmayın onların can damarı paradır. O damarı kurutmak elimizde… Ha bu arada indirim yemi devrede. Bozma duruşunu, koru onurunu.

Prof. Dr. Halit Çalış/ İrfanDunyamiz.com

İrfan Mektebi ↗

Sevdirici, müjdeleyici üslupla yazılmış hayata dair yazılar okumak için tıklayın.

Gönül Dünyamız ↗

Gönül insanlarına dair bam telinize dokunacak yazılar okumak için tıklayın.

Şunlara Gözat

Abdullah bin Mes’ud gerçek bir kahramandı…

Elimizdeki kaynakların bildirdiğine göre Hazreti Dâvûd aleyhis selam, babasının en küçük oğludur ve çobanlık yapmaktadır. …

Bir yorum

  1. Ahmet Ziya İbrahimoğlu

    Boykotun devamlılığını sağlamak için Siyonizm Konusunda yeteri kadar bilgi sahibi olup Şuurlanmak gerekir. Bunun için de en azından aşağıda isimlerini yazdığım 4 kitabı:
    1- İsrail Sorunu, Siyasi Siyonizm,
    2- İsrail Mitler ve Terör,
    3- İlahi Mesajlar Toprağı Filistin,
    4- Siyonizm ve Türkiye
    alıp okumak gerekir. Ufkumuz genişleyecek; çok daha olgun ve isabetli değerlendirme yapma imkanı bulabileceğiz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.