Eşler arasında doğru iletişim nasıl olmalı?

Eşler arasında iletişimin en güçlü yöntemi gönül dilini kullanmaktır. Karşılıklı samimiyet ve dürüstlük olursa, ben merkezli düşünmenin yerine hasbi duygular ön plana çıkarsa iletişim kendiliğinden mükemmel bir boyuta ulaşır. Ama eşler birbirlerine karşı gönül dilini değil de kırıcı, aşağılayıcı bir dil kullanırlarsa işte o zaman evliliğin taşları yerinden oynar. Tartışma her evde olur, ancak bu yaralayıcı tarzda yapılırsa, işin içine hakaret girerse artık bunun telafisi çok zor alacaktır.

Eşler birbirlerine bağırmaya başladıklarında kalplerinin arasındaki yollar da kapanır ve birbirlerini duymaz olurlar. Bundan sonrası sağırlar diyaloğuna döner. Herkes kendi haklılığını ispatlamak için üste çıkmaya çalışır ve sonuçta bu kavganın kazananı olmaz. Bir yerde duymuştum, bir karı koca karar almışlar, mutfakta tartışmışlarsa mutfağın dışına çıktıklarında tartışmayı devam ettirmemişler. Tartışma nerede olmuşsa orada kalmış. Ne güzel bir yöntem öyle değil mi? Siz de bu anlaşmayı eşinizle yapabilirsiniz.

Diline sahip çık

Evlilikte en önemli mesele dil ahlâkıdır. Dilin evliliği yüceltme ve bitirme özelliği vardır. Eşler dilin bu etkisini farkında olduklarında ve ona göre davrandıklarında Allah’ın izniyle evlilikleri de iyi gidecektir. Bugün boşanmaların en önemli sebeplerinden bir tanesi iletişim bozukluğudur. İletişim problemlerinin en önemli sebebi de eşlerin dillerine dikkat etmemelidir. Doğru bile konuşulsa doğruyu da güzellikle söylemek gerekir. Doğru olan bir şey, bağırarak çağırarak ve hakaret edilerek söylendiğinde haklılık payı da bitmiş olur.

Kişi kocasını veya karısını taltif ettiğinde, çeşitli vesilelerle ona teşekkür ettiğinde ve güzel sözler söylediğinde onun gönlünü alır. Fakat yüksek sesle konuşarak, tahkir ederek, küçümseyerek ve aşağılayarak davranacak olursa bu sefer de onun gönlünü kırmış olur. Bunun neticesi de kalplerdeki sevginin bitmesi veya bitmeye yakın hale gelmesidir. Şu bağırarak konuşma meselesi; aslında bir çok sorunun temelinde özellikle bu yatıyor.

Eşlerin sürekli birbirleriyle çekişmeleri de çok yanlış bir davranıştır. Çevrenize şöyle bir bakarsanız genellikle yaşlı çiftlerin birbirleri ile atıştıklarını görürsünüz. Tabi onları kınamamak lazım ancak onlara bakıp ibret almak da lazım. “Bizim hayatımız da hep böyle çekişerek mi geçecek” veya “Yaşlanana kadar hep böyle birbirimizi mi yiyeceğiz” diye düşünerek, aklımızı başımıza almamız gerekir. Öyle olsun istemiyorsak, herkes daha hoşgörülü, daha sabırlı ve daha seviyeli olmak zorunda.

Her gün bir sadaka

Dil Allah’ın kullarına vermiş olduğu en önemli nimetlerden bir tanesidir. Kıyamet günü her nimetten hesaba çekileceğiz. Elbette konuştuklarımızdan da Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “İnsan hiçbir söz söylemez ki, yanında onu gözetleyen yazmaya hazır bir melek bulunmasın.” (Kâf, 18) Dili Allah’ın razı olduğu meşru şekilde kullandığımızda hesabı kolay olacaktır. Gıybet, dedikodu, yalan, iftira ve küfürlü konuşmak gibi Allah’ın yasakladığı şekilde kullandığımızda ise hesabı ağır olacaktır.

Peygamber sallallahu aleyhi ve sellemin şu hadisi şeriflerini dikkatle okuyup, Efendimiz’in ahlakı ile ahlaklanmaya çalışmamız gerekir: “Kul, Allah’ın hoşnut olduğu bir sözü söyler, fakat onunla Allah’ın rızasını kazanacağı hiç aklına gelmez. Hâlbuki Allah, o söz sebebiyle, kendisine kavuştuğu kıyamet gününe kadar o kimseden hoşnut olur. Yine bir kul da Allah’ın gazabını gerektiren bir söz söyler, fakat o sözün kendisini Allah’ın gazabına çarptıracağını düşünmez. Oysa Allah o kimseye, o kötü söz sebebiyle, kendisine kavuşacağı kıyamet gününe kadar gazap eder.” (Muvatta, Kelâm, 5; Tirmizî, Zühd, 12)

Her gün bir sadakanız olsun istemez misiniz? “Güzel söz, sadakadır.” (Buhârî, Edeb, 34; Müslim, Zekât, 56) Öyleyse eşinize birer güzel sözü çok görmeyin. Çünkü ona en layık olan kişi anneniz babanızdan sonra eşinizdir. Hasılı kelam kadın, kocasına ve çocuklarına güzel sözle yaklaştığı zaman gönülleri kazanır ve evin huzuruna vesile olur. Beyefendi, hanımına ve çocuklarına tatlı dille yaklaştığında o ailede evde mutluluk muhakkak Allah’ın izniyle olacaktır.

Herkes diline,  üslubuna ve konuştuklarına bir bakmalı kendini muhasebe etmelidir. Eğer evliliğimizle alakalı bir şeyler ters gidiyorsa, öncelikli olarak bir nefis muhasebesi yapmak gereklidir. Peygamberimizin şu hadis-i şerifini de özellikle kendimize düstur edinelim: “Allah’a ve ahiret gününe iman eden güzel söz söylesin veya sussun.” (Buhârî, Edeb, 31, 85)

Eşinizi eleştirmeyi bıırakın

Şu hususlara da özellikle dikkat edilmelidir: Eşinize tenkitten daha çok takdir edin. Nedir yani bu eleştirme furyası, eşler birbirleri ile beş dakika birbirlerini eleştirmeden konuşamayacaklar mı? Başta da ifade ettiğimiz gibi eşinizle konuşurken ses tonunuza çok dikkat edin. Bağırmadan, tahrik ve rahatsız etmeden, konuşun. Bağırarak üste çıkacağınızı zannediyorsanız yanılıyorsunuz.

Eşinize kötü sözler söylemediğiniz gibi ailesi hakkında da olumsuz konuşmayın. Çünkü siz kimseyi değiştirecek durumda ve konumda değilsiniz. En başta da bu şekilde kabul ederek evlendiniz. Senin ananı babanı eleştirseler hoşuna gider mi? Öyle ise sen de bunu yapma. Eşinin ailesi hakkında tenkit, olumsuz sözler ve aşağılamalardan kesinlikle uzak dur. Bunlar gönülleri yaralayan ve dil ahlâkına yakışmayan tavırlardır.

Eşiniz bir iyilik yaptığında teşekkür edin, bir şeyiniz eksilmez. Hanımınıza yemekten sonra veya gömleği ütüledikten sonra teşekkür etmeyi ihmal etmeyin. Kocanıza dışarıdan istediğiniz bir şey getirdiğinde teşekkür etmeyi küçük görmeyin. Ağzını teşekkür etmeye alıştırın. Tabi bizim teşekkürümüz, teşekkür etmekle beraber “Allah senden razı olsun” demektir. Eşinizi; “Allah seni yetiştiren anandan babandan razı olsun” derseniz de bu da kaymaklı kadayıf olur.

Argo konuşmayın

Küfürlü konuşmak ve argo kelimeler kullanmak da ne demek? Yakışıyor mu? Asla Müslüman erkek ve kadına bunu yakıştıramayız. Bunlar gönülleri incitir ve ahlakı zedeler. Bunun neticesi de evliliğin fiilen bitmese bile ruhen bitmesi olabilir. Allah korusun, bu evlilik nimetini en güzel yere taşımak varken neden bu noktaya getirelim. Biraz daha gayret ve biraz daha özen gösterirsek inanın bu yuvayı toparlayabiliriz.

Şöyle bir örnek vermek istiyorum: Evliliğinizle alakalı eşinizle ilgili herhangi bir durum var. Fakat eşiniz bunun farkında değil. Bu durumu kalbinizde biriktirmeyin. Kalbinizde biriktirdiğinizde olmadık bir yerde patlama yaşayabilirsiniz. Bundan dolayı uygun zamanda ve uygun bir üslupla yaşanan problemi güzelce söylemek iyidir. Uygun zamanı bekleyin ve lisan-ı münasiple mutlaka söyleyin.

Eşiniz size: “Senin şu yaklaşımın beni kırıyor, şu cümlelerin gönlümü incitiyor” diyorsa, “Bunda kırılacak ne var. Bu benim üslubum ister böyle kabul et ister kabul etme” gibi bir yaklaşım ile mukabele etmeyin. Unutmayın! Evlilik bir sorumluluktur. Eğer kafanıza göre bir hayat yaşayacaksanız o zaman başkasını hayatınıza hiç almayacaktınız.

Dürüst olun

Biz burada bazı tavsiyelerde bulunuyoruz ama eşler birbirine karşı dürüst değillerse bunların hiçbiri işe yaramaz. Bazı erkekler evlendikten sonra eşlerinden altınları alarak araba alıyorlar. Daha sonra öderim diye de söz veriyorlar. Sadece mehir değil eşinizle konuştuğunuz ve söz verdiğiniz her konuda hassasiyet göstermeniz gerekir. Canba-ı Allah; “Ey iman edenler! Niçin yapmayacağınız şeyleri söylüyorsunuz?” (Saff, 2) buyuruyor.

Bir başka ayette yine uyarıyor Rabbimiz: “Verdiğiniz sözü ve yaptığınız anlaşmayı yerine getirin. Çünkü verilen söz, sorumluluğu gerektirir.” (İsrâ, 34) Ay sonunda şunu alacağız de, falanca yere gideceğiz de sözünü tutma, ortada güven kalır mı? Böyle bir aile nimetini bu tür güven sarsan tavırlarla sarsmaya hakkımız yok. Cenab-ı Allah buyuruyor ki: “(Kıyamet günü) O gün her nimetten hesaba çekileceksiniz” (Tekâsür, 8)

Peygamber Efendimiz buyuruyor ki: “Şüphesiz ki sözde ve işte doğruluk hayra ve bire (üstün iyiliğe) yöneltir. İyilik de cennete iletir. Kişi doğru söyleye söyleye Allah katında sıddîk (her hâli doğru) diye kaydedilir. Yalancılık, yoldan çıkmaya (fücûr) sürükler. Fücur da cehenneme götürür. Kişi yalan söyleye söyleye Allah katında çok yalancı (kezzâb) diye yazılır.” (Buhârî, Edeb, 69; Müslim, Birr, 103)

Abdülkerim Temizcan/ İrfanDunyamiz.com

Aile Okulu ↗

Mutlu evlilik ve huzurlu aile konusunu ele alan seçme yazılar okumak için tıklayın.

Çocuk Eğitimi ↗

Çocuk eğitimini batılı pedagojiyi esas almadan işleyen yazılar okumak için tıklayın.

Şunlara Gözat

Ali Ulvi Kurucu’nun hicreti….

1930’lu yıllarda Ali Ulvi Kurucu Bey’in babası İbrahim Efendi mahalle camiinde imamlık yapmaktadır. Din eğitiminin …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.