Mustafa Fevzi amcayı bilen bilir…

Yıllar önce bir gün helva işiyle iştigal eden ehl-i tarik bir büyüğümle birlikte Eyüp Sultan Tepesi‘ndeki Kaşgari Mescidi’nde ikindi namazlarımızı kılmıştık. Namazdan çıktığımızda yaşlı bir amca yanıma gelerek, adımı, işimi ve buna benzer şeyleri sormuştu. Sonra bizi bırakmamış yaklaşık iki saat kadar bize dini sohbetler etmişti. O sürekli konuşmuş, biz ise sürekli dinlemiştik. O uzun sohbetin sonunda bir de uzun Arapça dua etmişti.

O gün onun güzel bir yüreğe sahip olduğunu anlamıştım. Konuşmaları ve yaptığı güzel dualar bunu gösteriyordu. Onu sabırla dinlemiş, sözü bitene kadar kalkmaya yeltenmemiştim.

Birkaç gün sonra isminin Mustafa Fevzi Çetin olduğunu öğrendiğim bu amcayı onun muhitinde oturan Nidayi Sevim Ağabey’e sordum. Onun bir derviş ve bir gönül insanı olduğunu söyledi. Onu kimilerinin sıradan bir insan zannettiğini, kimilerinin ise onu görmek için ta nerelerden bu mahalleye geldiğini söyledi.

Anlayacağınız o Eyüp Sultan’ın güzel insanlarından biriydi. Allahu â’lem sırlılarındandı. Onunla birkaç sefer de Mihrişah Sultan Sibyan Mektebi’nde karşılaştım. Elini öpüp duasını aldım. 20.06.2014 Cuma günü Cuma namazından sonra Eyüp Sultan türbesinin bulunduğu avluda onunla tevafuken bir kez daha karşılaştım. Beni hatırlamamıştı, hatırlattım ve türbenin gölgesinde oturup sohbet ettik.

Hani kimse gücenmesin de nice akademisyen veya yazarla sohbet etmiş birisi olarak diyebilirim ki onun sohbeti tesir bakımından daha üstündü. İşte o sohbetimizden kısa bir bölüm…

Amcası beni iyi dinle

– Mustafa Fevzi Amca bugün sen bize lazımsın. Şöyle bize biraz nasihat etsen de dinlesek. 

– En güzel şey nedir biliyor musun amcası? “Allah’ım ben harama bakmadım, kendi ailemden başkasını hiç düşünmedim. Hep onu düşündüm. Bekârken de bakmadım. Harama gitmedim, haram da yemedim.” İşte bunu söyleyebilmektir.

Bunu söylediğin zaman, ne olur biliyor musun? Akan sular böyle durur. Akıl bundan ileri gitmez. Allah’ın emirlerini tutuyorsun, yasaklarından kaçınıyorsun. En güzel şeyi yapmış oluyorsun. Bu çok önemli… Bunu yapabildin mi? Bu dünyanın evliyasısın abi! Ahirettin de evliyasısın. Bu üç nokta çok önemlidir yani…

– Üç dediniz de ben sanki birini kaçırdım. Bir daha sayar mısınız?

Şimdi bak amcası. Birincisi harama bakmadım. Orada benimle beraber insanlar vardı, onlara bakmadım. Yanımdan, sağımdan, solumdan geçtiler bakmadım. Öyle bir derdim olmadı. Bunu aklımdan geçirmedim. İkincisi, Harama gitmedim. Allah’ın yardımıyla haram işlenen yere gitmedim. Üçüncüsü haram yemedim. Kazancımdan ötesine göz dikmedim, kendi kazancımla yetindim.

Bu üç şey herkesin dini görevidir amcası… Allah’ın kuluyum diyen herkesin görevi. Bunu hiç ummadığın gayrimüslim bile yapıyor. AIDS var diyor şu diyor, bu diyor, harama gitmiyor. Haram da yemiyor, işinin hakkını veriyor. O zaman biz Müslüman olduğumuza göre biz daha dikkatli olacağız. Bundan başka hiç nasihat alacağım diye uğraşmayasın…

İmtihan dünyasındayız amcası!

– İnşallah haramlardan uzak kalanlardan oluruz.

Allah kulunu boyna imtihan ediyor. Bakıyor ki şurada çok büyük kazanç var, bunun içinde haramlar var, onu almıyor. Bir kimse harama bakmadığı zaman da onun ailesine, çocuklarına hiç kimse bakmaz abi. Bunu yapan bir kul, ahiret gününde Allah’a güzel bir cevap verebilir.

Haramlar nedir? İçki içmedim, kâğıt oynamadım, kötü bir şeylerim yoktu. Sigara bile içmedim. Kötü yerlere paramı vermedim. Yerini bulduğum zaman böyle sadakamı zekâtımı verdim. Yani bu saydığımız üç şeyi yaptım.

Bu üç şeyden kaçınmak hanımların da görevi… O da diyebilmeli ki; “Ya Rabbi kendi efendimden başkasına hiç gözüm kaymadı. Allah’a şükürler olsun kendi efendimle evlendim, namusumu iffetimi ona teslim ettim.” Bütün vaaz-u nasihat bu üç kelimede bitiyor. Harama bakmadım, harama gitmedim, haram da yemedim.

Allah’ın üç nimetini bildin mi?

– Mustafa Fevzi Amca bizim en önemli dini vazifelerimiz nelerdir? 

Cenab-ı Allah bir kulunun üzerinde şu üç nimeti vermişse buna çok şükretmek lazım. Nedir Bunlar? Birincisi iman nimeti, ikincisi akıl nimeti, üçüncüsü sağlık nimeti. Bu üç nimeti insanoğlunun koruması lazım… Herkes bu üç tane nimeti çok iyi korumalı. Diyecek ki: “Ya Rabbi İmanım var”. Ne güzel imanın var amma aklın noksansa ne olacak?

İmanın var sağlığın var ama aklın noksan. Ne olur o zaman; bu insan Meczup olur. İmanı var, aklı da var ama sağlığı yok. Gelip bu camiye ibadetini edemezdin o zaman. Benimle de gelip konuşamazdın. Şimdi öyle bir kişi var ki, adamcağızın aklı da var sağlığı da var ama imanı yok. O da en zor ve en acı olanı…

Hani filozoflar, bilim adamları falan var ya? Akılları çok ama bir işe yaramıyor. Ama en güzeli hangisi… İmanı, aklı, sağlığı olan… O zaman biz bunları iyice koruduğumuz zaman Allah’ın en güzel kulu oluruz. Kimse de bize zarar veremez. Kirada olalım, dışarıda yatalım, sıkıntıda olalım ama bu üç şeyi koruyalım. Bu üç varlık sende var mı? Zamanın paşası, padişahı sensin. Dünyanın en zengini sensin.

Ona komşu olmak büyük nimet

– İnşallah onlardan oluruz!

-Allah bu nimetlerimizi hem dünyada hem ahirette korumayı nasip etsin. Devletimize milletimize dirlik düzenlik versin. Bu necip milletimiz her türlü belalardan uzan olsun.

Yanı başında oturduğumuz Halid Bin Zeyd Eba Eyyüb El Ensari Hazretlerine bu dünyada yakın olduğumuz gibi inşallah ahirette de kavuşmayı ve yakın olmayı nasip etsin. Bizi ona komşu olan ve yakın olan kullarının arasına alsın inşallah.

İki tane kapımız var. Dünya kapımızdan, ahiret kapımızdan hayırlı girip çıkmayı nasip etsin. Hayırlı insanlarla hayırlı kişilerle tanışmayı nasip etsin. Resulullah Efendimizin livayı hamd isimli sancağı altında toplanmayı hepimize nasip etsin.

Ya ilahi cennet evine girenlerden eyle bizi

Bu dünyanın cefası çok, kimisi aç gezer, kimisi tok.

Şol mizanda sevabı çok gelenlerden eyle bizleri ya kerim Allah’ım

Bakma şu dünyanın varına yoğuna, düşüp daim hak yoluna

Beratını amel defterlerini sağ eline alanlardan eyle bizleri ya kerim Allah’ım

Emanetler eman ile kalır gider zaman ile

Ahirden de iman Kur’an ile gidenlerden eyle bizleri ya kerim Allah’ım

Allah bir kulunu sevdi mi var ya!

– Mustafa Fevzi Amca dünyevi sıkıntılarımızdan nasıl kurtulacağız? 

Şimdi abi Allah bir kulunu sevdi miydi ona sürekli dert verir. Bu böyle gider. Çaresi nedir zikretmektir. Zikretmek herkese vaciptir. Herkes bunu bilir. Allah daha çok sevdiği kulunu daha çok sınav yapar. Onun cenneti âlâda derecesini yükseltir. Ebubekir Efendimiz’e de Cenab-ı Allah öyle bir cenneti âlâ vermiş ki melekler kaç bin seneden beri uçarlarmış da bir başını bulamazlarmış. Yani anlayabiliyor musun? Cennet-i Âla geniş. Sevdiği kulunu sınav eder. Uzun, büyük vadiler verir.

Allah adın zikredelim evvela, vacip oldu cümle işte her kula

Allah adı olsa her işin önü, herkes ebder olmaya anın sonu

Bir kez Allah dese aşk ile lisan, dökülür cümle günah misli hazan

İsmi pakin pak olur zikreylen, her murada erişir Allah diyen

Keşke bunu kaldırsalar

– Mustafa Fevzi Amca sizin bir de öğüdünüz vardı, anne baba dışında kimseye “anne baba” denilmesin diyordunuz. Öyle değil mi? 

Keşke şu adeti kaldırsalar çok iyi olur. Tutuyor hanım kocasının babasına baba diyor. Uygun değil yani. Onun babası var annesi var, ötekine niye anne veya baba desin?  Karı koca ikisine de anne veya baba derse sanki ikisi kardeşmiş gibi oluyor. İslamiyet’te böyle bir kültür yok.

Ne demek lazım, dayı veya amca demek lazım… Annesine de teyze veya hala demek lazım. Çünkü o yakışıyor. Çünkü bunlar nikâh düşmeyen kimseler. Sen kayınpederine dayı dediğin zaman, anamın kardeşisin demiş oluyorsun.

Bir kimse şeyhine de “benim babam” dememesi lazım. Sultanım de, azizim de. Onlar büyük sultanlardır, pirimizdir, şeyhimizdir, üstadımızdır. Böyle güzel kelimeler varken baba dememeliyiz. Eski kültürümüzü niye kaybettik bilmiyorum.

– Allah razı olsun Mustafa Fevzi Amca.

– Allah ayaklarınızı Kâbe’ye götürsün. Haydi selametle…

Aydın Başar/ İrfanDunyamiz.com

Gönül Dünyamız ↗

Gönül insanlarına dair bam telinize dokunacak yazılar okumak için tıklayın.

İrfan Mektebi ↗

Sevdirici, müjdeleyici üslupla yazılmış hayata dair yazılar okumak için tıklayın.

Şunlara Gözat

Abdullah bin Mes’ud gerçek bir kahramandı…

Elimizdeki kaynakların bildirdiğine göre Hazreti Dâvûd aleyhis selam, babasının en küçük oğludur ve çobanlık yapmaktadır. …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.