Kadir Kuş bey çok sevilirdi…

Kıymetli büyüğümüz, mü’min, muvahhit, mücahit, güzel insan Bağcılar Milli Eğitim Müdürümüz merhum Kadir Kuş Bey’in vefatına düştüğümüz nottur… Kalp krizi geçirirken yanında bulunan ve cenazesine iştirak etmiş bir kardeşi olarak merhumun vefatını ve bizde uyandırdığı duyguları gücümüzün yettiğince nakletmeye çalışacağım…

Halim selim birisiydi

18 Mayıs Cuma günü Cuma namazından sonra, Bağcılar’da görev yapan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenleri olarak bir toplantıya iştirak ettik… Toplantı, müfredata yeni giren Kur’an-ı Kerim ve Peygamberimizin Hayatı dersleri hakkında öğretmenleri bilgilendirmek amacıyla tertip edilmişti…

Her resmi toplantıda olduğu gibi en arka koltuğa oturmuş konuşmacının gelmesini bekliyordum… Derken içeriye halim selim haliyle, biraz da düşünceli gördüğüm Milli Eğitim Müdürümüz Kadir Kuş Bey girdi.

Çok nazik bir insandı

Kendisi ile daha önceden tanışıklığımız vardı… Eyüp Sultan’da birkaç sefer görüşmüştük… Her görüşmemizde mutlaka güler yüzle tokalaşıyor ve büyük bir nezaketle bizimle konuşuyordu… Aramızda bir amir memur ilişkisi söz konusuydu fakat bunu kesinlikle bize hissettirmiyordu… Tokalaşırken sevgi ile gözlerimizin içine bakıyor ve bizi önemsediğini bize bir şekilde hissettiriyordu. Çok yumuşak huylu bir insandı ve kimseyi en ufak bir şekilde bile olsa kırmamak için sanki özel bir çaba sarf ediyordu. Ben onun bu tavrına başka yerlerde de şahit oldum… Zannediyorum ki incitmemek ve gönül kazanmak gibi bir derdi vardı…

Toplantı esnasında onunla ilgili hüsnü zannımda yanılmadığımı bir kez daha anladım. O kadar yumuşak ve nazik bir şekilde hitap ediyordu ki bu onun inceliğini ortaya koyuyordu. Tatlı tatlı, sohbet eder gibi yavaş bir ses tonu ile hitap ediyordu… İnsaf ölçülerinde, vicdanlı bir insan nasıl konuşuyorsa öyle konuşuyordu… İçten ve samimi konuştuğu için de tahmin ediyorum ki dinleyenlerin tamamı memnun bir şekilde onu dinliyordu.

Geçmişte imamlık ve vaizlik yapmış olduğundan konuşmasında sürekli ayet ve hadis-i şeriflere atıflarda bulunuyor, onları orijinal şekli ile naklediyordu… Doğrusunu isterseniz Milli Eğitim müdürümüz biz Din Kültürü öğretmenlerine özel bir ilgi gösteriyordu… Kelimenin tam anlamıyla, aramızda çok rahattı… Onu dinlerken bu insan “bir dünya adamı olamaz” diye düşünmüştüm. Hatta böyle insanların böyle mevkilere gelmesinden dolayı da şükretmiştim…

Toplantı Kur’an tilaveti ile başlamıştı

O gün meslek hayatımda bir ilk ile karşılaşmıştım. Bir Lise’nin konferans salonunda resmi bir toplantı yapıyorduk ve bu toplantı Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlamıştı. Milli Eğitim müdürümüzün salona girerken bir hocamızdan Kur’an okumasını rica etmiş, bunun üzerine Kur’an okunmuştu… Ve hatta Müdürümüz nezaketinde dolayı Kur’an tilaveti yapan hocamızdan emri vaki yaptığı için özür dilemişti… Kur’an’ı dinlerken, böyle bir toplantıda Kur’an okunmasının ne anlama geldiğini düşünerek, bunu da gördüğümüz için Rabbimize şükrettik…

Milli Eğitim Müdürümüz Kadir Kuş Bey müfredata yeni eklenen Kur’an ve Siyer dersleri ile ilgili bilgiler verdikten sonra İmam Hatip Lisesi olacak olan okullar hakkında da bize bilgiler verdi… Kendisi müfredata yeni eklenen derslerden ve yeni açılacak İmam Hatip Liselerinin dolayı çok büyük bir mutluluk içerisindeydi… İçi içine sığmıyordu. Bu konuda bize şöyle dedi: “Hiç merak etmeyin halk ne kadar İmam Hatibe ilgi gösterirse biz onların talebini boş çıkartmayacağız. Ne kadar gerekiyorsa o kadar açacağız” dedi.

Kadir Kuş Bey o gün bize geçmişte yaşanan sıkıntılardan da bahsetmişti. En son olarak 28 Şubat döneminde Din Kültürü öğretmenlerinin yaşadığı birkaç sıkıntılı örnek olayı anlatmıştı. O dönemde dersin içeriğine bile müdahale eden idarecilerin olduğundan bahsetmişti. O dönemlerin çok şükür geride kaldığını söyleyen Kadir Kuş Bey huzurumuzda Cenab-ı Hakka şükrünü defalarca ifade etmişti.

İnsanoğlu işte bu kadar aciz

Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan bu hayırlı toplantı maalesef ki çok üzücü bir şekilde yarıda kaldı… Müdürümüz konuşmasının ortasında fenalık geçirdi. Terledi, bunaldı, nefes almakta güçlük çekti ve ağlayası bir hal aldı. Arkadaşlar ceketini çıkarttılar, kolonya getirdiler, dışarı çıkmasını ve hava almasını önerdiler ama o “şimdi geçer” dedi ve konuşmasına devam etmek istedi. Bu halinden dolayı bizden özür diledi ve sıkıntı içerisinde birkaç cümle daha konuştu… Sonra “İnsanoğlu işte bu kadar aciz” dedi ve mikrofonu eli ile öbür tarafa itti…

Sonra onun koluna girerek içerideki bir odaya götürdüler. Bize de toplantının bittiğini ilan ettiler… Ben o sırada beş on kişi le beraber Müdürümüzün gittiği odanın önüne gittim. Kapı açıldığında Müdürümüzün betonun üzerinde yattığını gördüm. Bu bizim için çok üzücü bir görüntü idi…

Müdürümüz, yani bu güzel insan kalp krizi geçirmiş ve oracığa yığılmıştı. Orada bulunan herkes müthiş bir hüzün yaşıyordu. Ve kimse ne konuşacağını bilemiyordu. Beş dakika sonra sağlık görevlileri geldi ve ilk müdahaleyi yaparak onu ambulansa taşıdılar. Görevli doktorun hızlı hareketlerinden ve karnına taktıkları aletlerden durumun ciddi olduğunu anlamıştık… Bu toplantının onun son toplantısı olacağını ise tahmin edemezdik…

40 gün yoğun bakımda kaldı

Milli Eğitim Müdürümüz Kadir Kuş Bey o gün ciddi bir kalp krizi geçirmişti… 40 gün boyunca hareket etmeden, yemeden içmeden serum takılı bir vaziyette özel bir hastanenin yoğun bakımında tedavi gördü. Bu süre zarfınca kendisinden haber almak için çeşitli kimselerle görüştük fakat her seferinde iyi bir gelişme olmadığını öğrendik. Daha sonra hastanede geçen bu 40 günün sonunda 27 Haziran Çarşamba günü akşam saatlerinde Hakk’ın rahmetine kavuştuğunu öğrendik.

28 Haziran Perşembe günü saat on altıda Bağcılar Mili Eğitim Müdürlüğünde bir tören yapıldı. Merasim hafız efendinin yaptığı Kur’an tilaveti ile başladı. Hamdolsun, Kur’an okunan bir mecliste kalp krizi geçiren Müdürümüz için yapılan merasim de yine Kur’an ile başlamıştı. (Resmi seremoni ile mevtaya azap etmedikleri için yetkilileri tebrik ediyorum.)

Kur’an- Kerim tilavetinden sonra bazı yöneticiler duygulu konuşmalar yaptılar. Kimi zaman gözyaşlarına hâkim olmakta güçlük çektiler.  Yapılan konuşmalarda merhum Kadir Kuş Bey’in yaşamıyla, yaptıklarıyla, konuşmasıyla ve susmasıyla insanlara bir ders verdiği gibi bugün ölümü ile de bir ders verdiğini, vefatının herkes için ibret olduğunu, tevazuu ve içtenliği ile bir gönül insanı olduğunu, yaşantısı ile de tam bir Kur’an adamı olduğunu ifade ettiler. Nitekim Rabbi’mizin yüce kelamı Kur’an-ı Kerim’in ve Efendimiz aleyhis selatü ves selam’ın hayatının okullarda okutulması ile ilgili bir toplantı esnasında geçirdiği kalp krizi neticesinde vefat ettiğini hatırlattılar.

O’ndan geldik O’na gidiyoruz

Protokol mensuplarından birisi de hakkında şu cümleleri kullandı: “Merhum Kadir Kuş Bey gurur ve kibirden tamamen uzaktı… Alçak gönüllü, sabırsızlık göstermeyen, korkaklık da göstermeyen, kul hakkına çok titiz rivayet eden bir insandı. Çok insan yetiştirdi, birçok güzelliğe imza attı. Gösterişi sevmediği için tantanası pek fazla yoktu ama etrafında sevgi ve saygı duyan insanlar çoktu. Vaizlik yaptı, öğretmenlik yaptı, müdürlük yaptı. Bağcılar’a çok emeği geçti. Ama hiçbir zaman parayla pulla bir alakası olmadı. Onlara pek değer vermeyen bir insandı.”

Bir diğer konuşmacı da şunları söyledi: ”Kelimenin tam anlamıyla bir mümin ve muvahhit olarak inanmış bir adamdı. Ve devlet terbiyesi ile devletine hizmet eden, bizim camiamızda örnek gösterilecek bir şahsiyetti. Biraz önce sayın vekilimizin de ifade ettiği gibi, parayla pulla, makamla mevkiiyle, caka satmakla alakası olmayan bir insandı. Tam bir Anadolu eriydi.”

İmam efendinin duası ile nihayete eren merasimden sonra cenaze namazını kılmak üzere Bağcılar Merkez Cami’ne geçildi. İkindi namazına müteakip kılınan cenaze namazından önce Bağcılar Müftüsü; “Öyle bir dost idi ki kırılsa da kırmayanlardan, incinse de incitmeyenlerden bir insandı” diyerek cemaatten helallik istedi ve ardından cenaze namazını kıldırdı.

Son vazife

Çok kalabalık bir cemaatle kılınan namaza dönemin Milli Eğitim Bakanı, bazı millet vekilleri ve bazı valiler olmak üzere devlet erkanı ve çok sayıda vatandaş katıldı.  Cenaze namazı öncesinde ve sonrasında şunu kesin olarak hissettik ki insanlar oraya çok sevdikleri bir insan için son vazifelerini yapmak üzere gelmişlerdi. Kulağımıza sürekli merhumun faziletlerinden bahseden sözler takılıyordu. Ne kadar sevilen bir insan olduğunu bu cenazeden anlamak mümkündü. Sıradan bir devlet adamı gibi uğurlanmadı, insanlar içten bir şekilde hüsn-ü şahadetlerini ifade ettiler…

Ardından cenaze defnedilmek üzere Eyüp Sultan Kabristanına geçildi. Okunan Yasin-i Şerifler eşliğinde defin işlemleri tamamlandıktan sonra duaya geçildi. Cenaze merasimi boyunca merhumun annesi, hanımı, oğlu ve kardeşi metanetli tavırlarını muhafaza ettiler. Mezarlığa gelen birçok seveni tarafından mezarına sıra ile toprak atıldı. Merhumun akrabalarının yanı sıra, Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağrıcı Bey ve mesai arkadaşı Bağcılar Milli Eğitim Şube Müdürü Aziz Erdoğan Bey defin işlemleri boyunca mezarın başından ayrılmadılar. Bilhassa Aziz Erdoğan Bey’in bir kürek fazla atmak için sergilediği o canhıraş hali ve cenaze süresince sağa sola sürekli koşturması çok güzel bir vefa fotoğrafı olarak hatıramda yer etti…

Merhuma Allah’tan rahmet diliyor ve başta Rabbimizin hükmüne teslim olmuş bu güzel aileye ve merhumun tüm sevenlerine Allah’tan sabr-ı cemil niyaz ediyoruz.

Aydın Başar/ İrfanDunyamiz.com

BENZER YAZILAR

İrfan Mektebi ↗

Sevdirici, müjdeleyici üslupla yazılmış hayata dair yazılar okumak için tıklayın.

Gönül Dünyamız ↗

Gönül insanlarına dair bam telinize dokunacak yazılar okumak için tıklayın.

Şunlara Gözat

Abdullah bin Mes’ud gerçek bir kahramandı…

Elimizdeki kaynakların bildirdiğine göre Hazreti Dâvûd aleyhis selam, babasının en küçük oğludur ve çobanlık yapmaktadır. …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.