Halis Aydemir Hoca’nın Bursa sohbetleri

İnsanların kıymetini hakkıyla bilemediği en önemli nimetlerden birisi de zamandır. Ömür dediğimiz o güzel varlığın yıllara, aylara, günlere, saatlere, dakikalara, saniyelere bölünmesi elbette boşuna değildir.

İnsanın, ömrünü yıl yıl değil de nefes nefes düşünmesi icap eder. Zamanın içine ne koyarsanız, onunla değer kazanır ve onunla anılır. Tarihteki anılan, adına bazı kutlamalar yapılan günler, aylar hattâ yıllar hep böyle olmuştur.

Biz Bursa’da yaşayanlar için bu manada anılacak, rahmetle yâd edilecek çok şey var. Bursa, tarih boyunca maneviyata çok hizmet etmiş. Saymakla bitirilemeyecek kadar güzel insanlar bu mekânlarda ömür sürmüş, çok güzel eserleri bizlere emanet etmişler.

Nedense bizler hep dünyadan gidenleri konu ediniyoruz, hâlbuki gidenlerden daha çok yaşayanlar, ömürlerini inandıkları davalarına vakfedenler hep var olmuşlar ve hâlâ da devam etmekteler. Aslında konuyu şuraya getirmek istiyorum: Bursa’da geçirmiş olduğum Pazar sabahlarından aldığım tadı mı desem, hoşnutluğu mu desem, bilmem ki nasıl izah etsem?

Pazar günleri sabah namazından önce kalkıp birkaç arkadaş ile Ulu Câmi’ye sabah namazına gittiğimizde yüzlerce gencin, kimini abdest alırken, kimini cami içerisinde elindeki Kur’ân-ı Kerîm’i okurken görmek beni çok duygulandırır.

Namaz sonrası, bütün hafta özlemini çektiğim Tefsir sohbetinin güzelliğini belki izah etmekte aciz kalacağım. Ama Hocamız hakkında üç beş kelâm etmeden de geçmeyeceğim.

1974 doğumlu Hocamız, elektrik mühendisi. Çocukluğu Medine-i Münevvere’de geçmiş, daha sonra memleketi olan Erzurum’da hafızlığını tamamlamış, bu arada medreselerde tefsir derslerine devam etmiş.

Kaderin cilvesi bu ya, İstanbul Teknik Üniversitesini bitirmiş, mühendis olmuş. Bursa’da mesleği ile ilgili mühendislik bürosu kurmuş, Allah celle celaluh kendisine çok sadık bir dost, bir arkadaş nasip etmiş. Dünya işlerinde birbirlerine yardımcı olmak için ortaklık yapmaya başlamışlar.

“İlmin sonu olmaz” demişler ya, Hoca biraz daha ilerlemek için İlâhiyat Fakültesi’nde Hadis dalında doktora yapmış. Nihayet, yılların birikmiş ilmini –tabiri caizse- artık pazarlama zamanı çoktan gelmiş ve geçmeye başlamış.

Kendisindeki sorumluluğu hisseden bu güzel insan, haftanın üç gecesinde Arapça ders veriyor, belli gecelerde bazı vakıf, dernek ve radyolarda insanları aydınlatmak için uğraşıyor.

İşte onun sunmakta olduğu hizmetlerden bir tanesi de pazar günleri sabah sohbetleri. Şahsen ben o sohbetlere doyamıyorum. Bir kere gelen insanın bir daha kopması mümkün değil. Çünkü mükemmel Arapçanın yanı sıra Hadis profesörlüğü ve hepsinden öte yapılan bu hizmetlerden dünyalık hiçbir karşılığın talep edilmemiş olması, bambaşka güzel oluyor.

Kendisinden bahsettiğimiz hocamız Prof. Dr. Halis AYDEMİR. Allah celle celaluh ondan razı olsun! Allah hizmetlerini daim kılsın!

Benim yazmaya çalıştıklarım, o güzel insan için çok azdır. Şu yazdıklarımı okuyunca o, mütevazı haliyle belki biraz sıkılacaktır; ama kusura bakmasın, biz bu güzel insanımızı tanıtmakta geç bile kalıyoruz. Belki daha çok insan kendisinden faydalanır, diye bu satırları karalamaya çalışıyorum.

Hocamız prensipli bir çalışma yapıyor, bir sûreye başlıyor, ancak onu bitirince diğer sûreye geçiyor.

Âyetleri o kadar güzel izah ediyor ki anlatmakta zorluk çekiyorum. Onun sohbetine gelenlerin en büyük kazanımı tevhid şuuru ve kardeşlik sevgisi oluyor. Çünkü âyetleri güncel misallerle açıklama işini çok iyi yapıyor.

Geylani Akan/ İrfanDunyamiz.com

• Sami Efendi’nin havlusunu tutardım…
• İnsan nasıl mutlu olur?
• Güzel gören güzel düşünür…
• Hazreti Abbas ve mustaz’aflar…
• İyilik terapisi ne demektir?