Bu davranışlar travma etkisi yapıyor!

Birçok öğrencinin hayali olan yüksek puanla girilebilen bir fakültenin 3. sınıfındayken okulu bırakan zeki ve çalışkan bir öğrencimin okulu bırakma sebebinin, fakültede gönlünü kaptırdığı kız tarafından aşağılanmak ve toplum içinde rencide edilmek olduğunu, yıllar sonra kendisinden dinlediğimde çok üzülmüştüm.

Lise son sınıfta bile karanlıktan korkan, mezarlığın yanından geçemeyen bir öğrencimin sorununun kaynağında, çocuk ilkokula giderken yaptığı yaramazlık yüzünden, babası tarafından akşamleyin karanlık ahıra hapsedilmesi ve karanlıkta bir süre kalmasını öğrenmiş ve çok şaşırmıştım.

Lise son sınıfı okuyan bir öğrencimin çok utangaç olduğunu, izin istemek için müdür muavini odasına gidemediğini, öğretmene derdini anlatamadığını, sorulan sorulara cevap veremediğini, öğretmenin yüzüne bakamadığını gördüğümde çocukla biraz ilgilenmiştim. Problemlerin temelinde şunu gördüm. Öğrenci zaten yapısı gereği biraz utangaçtı.

Köydeki İlkokulda öğretmeni bayramda ezberden şiir okuması için çocuğa görev veriyor. Çocuğun ismi anons edilip sahneye çıkarken, heyecandan düşüyor ve birleri gülüyor. O heyecanla çocuk şiirini okurken takılıyor, iyice panikleyip şiiri unutuyor ve izleyiciler yine gülüyorlar. Öğretmen bunu içeri çekiyor ve beni rezil ettin diye bir güzel dövüyor. İşte bu olaylar gencin kendine güvenin iyice yitirmesine utangaç ve sıkılgan olmasına sebep oluyor.

Hafız bir çocuk camide ezberden mukabele okuyor. Bazı yerlerde takılıyor. Camideki bir adam bunu tersliyor. Bugün 45 yaşlarında olan bu kardeşimiz toplum içerisinde İhlas dahi okumuyor, okuyamıyor.

İlköğretimde 8. Sınıfta bir kız öğrencimiz sınavlarda çok heyecanlanıyor, bazı sınavlardan sonra bayılıyor. Sebebini araştırıyoruz. öğrenci sınavlardan biraz düşük aldığında babası uzun süre onunla küs duruyor. Bu durum öğrenci üzerinde büyük baskı kuruyor ve bayılmalara kadar giden süreç başlıyor.

Bir öğretmen arkadaşın yağmurda şemsiye kullanmadığını görüyorum durumu şöyle izah ediyor: “Orta okula giderken şemsiyemi kaybettim. Babam bundan dolayı bir güzel dövdü. O gündür bugündür kesinlikle şemsiye kullanmıyorum.”

Mezarlıktan mezardan ve ölüden çok korkan bir tanıdığımın, annesi vefat ediyor. Cenazenin mezara konulması için iki kişinin mezara girmesi gerekmektedir. Bu şahıs mezara inmeye korkuyor, inmek istemiyor. Bir arkadaşı onu zorla mezara itiyor. Mezarın içerisinde çok korkan fakat rezil olmamak için görevi bitene kadar çıkmayan bu şahıs 40 güne varmadan ölüyor.

Ergenlik döneminde mezarlıktan korkan gence arkadaşları kendilerince şaka yapıyorlar. Üç arkadaş yatsıdan sonra köyde gezmeye çıkıyorlar. Geze geze mezarlığın yanına varıyorlar. Önceden mezarlığa gönderdikleri bir kişi, beyaz çarşafla onların üzerine yürüyor. İki arkadaş numaradan, bahsettiğim genç gerçekten korktuğu için kaçıyorlar. Korkutulan genç ömrü boyunca karanlıktan korkuyor ve 50 yaşlarındayken bile akşamları yalnız evinden çıkamıyor evine yalnız gidemiyor.

45 yaşlarında bir kardeşimizle konuşurken konu geldi çocukluğunda babasından yediği dayaklara… “Acaip döverdi beni babam. Çok basit şeylerin bile cezası dayaktı. Ama ne dayak… Bir keresinde döverken tavanın sapı kırıldı. Başka bir gün babam döverken bir yolunu bulup tuvalete kaçtım oraya gelip orada da dövdü” diye anlattı. Ve ilave etti “Arkasından bir Fatiha bile okumuyorum.”

“Acaba babanızın psikolojisi bozuk muydu? Mesela kardeşini de döver miydi?” diye sordum. “Kardeşim babamın prensesiydi. Onu hep el üstünde tutardı” diye cevapladı. Düşündüm de, babanın yaptıkları çocukta travma oluşturmuş. Öyle bir travma ki 45 yaşlarında hala etkisi devam ediyor.

Babası, belki de iyi niyetle, çocuğunu terbiye etmek maksadıyla yapmıştır. Böyleyse bile, çok yanlış bir eğitim metodu. Değilse zaten söylenecek bir şey yok… Netice, babası, çocuğunun zihnine nefret tohumları ekmiş. Onlar da zamanla ağaç olmuş ve çok kötü meyve vermişler.

Ali Uslu/ İrfanDunyamiz.com

Çocuk Eğitimi ↗

Çocuk eğitimini batılı pedagojiyi esas almadan işleyen yazılar okumak için tıklayın.

Aile Okulu ↗

Mutlu evlilik ve huzurlu aile konusunu ele alan seçme yazılar okumak için tıklayın.

Şunlara Gözat

İlk Japon Müslüman kimdi?

Japonya’nın en eski ve en büyük İslamî kuruluşu olan Japonya İslam Merkezi Başkanı Dr. Salih …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.