Hatırlatmak zorundayız….

Yıllarca aynı masada oturanlar birbirlerine sırt döner oldular. Hayata iman ile bakanlar ile menfaat ile bakanlar karışır oldu. Siyahla beyazı ayırmak iyice zorlaştı. Camide aynı kıbleye dönenlerin dışarı çıkınca yönleri çok farklı oldu. Dün iyi dediklerine bugün kötü diyenler, yarın kim bilir ne diyecekler? İzzeti Müslümanların yanında aramayıp başka yerlerde arayanlara ne demeli?

Eskiden en ufak meseleler bile âlimlere sorulurdu, Şimdi âlim kim, cahil kim ortalık çok fena karıştı. Yıllarca tıp ilmi yapanların doktor olunca bir tek branşı oluyor. Hiç kimse kalbinin hastalığı için cildiyeye gitmiyor, Fakat mesele devlet yönetimine gelince herkes ahkam kesiyor. Saldırılar öyle aşırı ki, sosyal medyada aslını bilmediği şeyleri paylaşanları çok görüyorum. Onlarca yıldan sonra yerli otomobil yapıyorsun, birileri; “Başka bir ülkeden getirdiler” diyor, yahut parçası bilmem ne deyip bir kulp takıyor. El insaf.

Bize bizden yakın

Allah Teâlâ peygamberini firavuna gönderirken onlara sözün güzelini söylemelerini emretmiş. Siz Müslümanım diyenlere böyle çirkin sözler ile saldırmanın yetkisini kimden alıyorsunuz? Büyük başarılara imza atan Müslümanları yerden yere vurup, İslam’ın değerleri ile savaşanları göklere çıkartmak da ne demek? Onların bariz hatalarını bile savunanlar var.

Biz çocuklarımızı yanlış siyasi ceyranlara kaptırmayalım derken, birileri bize adres olarak onları gösteriyor. Bize yakın olanlardan Hazreti Ömer performansı beklerken, bizim görüşlerimizden, dünya görüşümüzden, inancımızdan fersah fersah uzak olanların yaptıkları ne de çabuk unutuluyor. Kendi adamımızın bir kaç yanlışı var diye, hiç doğrusu olmayanları desteklemek ne kadar isabetli olur değerli kardeşlerim.

Müslümana Müslümandan daha yakın kim olabilir? Sevdiğini Allah için sevenleri öyle basit görüş ayrılıkları düşman edemez. Şayet dostu yanlış yola sapmış olsa bile kardeşçe kolundan tutar tatlı dille yol gösterir. Kimse kusura bakmasın İslam kardeşliğini perişan ettik. İçki şişesi ile gezenlere gösterdiğimiz muhabbeti elinde Kur’an olanlara gösteremez olduk.

Gayrete bakın

Şu dinsizler kadar olamadık… Her fırsatta dine saldıran dinsizlerin gayretine bakın hele… Yağmur, kar yağar bir bahane bulur dine saldırırlar. Kuraklık olur, dine saldırırlar. Bir dini grup bir program yapar, onların kalplerine hançer saplanmış gibi feryat figan ederler. Teravih namazlarında camiler cemaatle dolunca onların çıldırası gelir. Bayram namazlarına öteden beri dayanamazlar, irtica diye anırır dururlar.

Deprem bölgesinde gecesini gündüzüne katan insanların dindarlar olduğunu görünce yine sağdan soldan çıldırmaya başladılar. Bunlar dinsizlikleri gereği saldırmaya devam ederken bunların saflarına karışanlara ne demeli… Bırakın dinsizler inançsızlıklarını yapsınlar.. Ey dine inandığını zannedenler siz ne zaman uyanacaksınız?

Bazı saf kardeşlerimiz Türkiye’deki istikrarın bozulursa nelere mal olacağını düşünmüyorlar. Birileri gelirse zannediyorlar ki bahar gelecek, her şey iyi olacak… Bakın bizim büyük alimimiz var, Allah Teâlâ rahmet eylesin, Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri ne güzel söylemiş: “Dünyada en büyük ahmak odur ki; dinsiz serserilerden terakkiyi ve saadet-i hayatiyeyi beklesin.”

Uyarmak vazifemiz

Ülkemizi ve İslam alemini hatta bütün insanlığı ilgilendiren konularda, dışarıda kıyamet koparken sessiz kalmak bize yakışır mı? Bu nedenle uyarı vazifemizi ifa etmekle göreviz hepimiz. Biz kınayıcının kınamasından korkmadan doğrunun yanında olmak zorundayız. Cenab-ı Allah bir ayet-i kerimede şöyle buyuruyor: “Zalimlerin yanında olmayın; sonra ateş sizi de yakar. Allah’tan başka dostlarınız olmadığına göre bir yerden yardım da göremezsiniz!” (Hud, 113)

Allah korusun eğer vatan millet perişan olursa, binlerce pişmanlık işe yaramayacaktır. Allah kimsenin suçunu kimseye sormayacak. “Ben falanın dediğini yaptım. Benim yerime birisi karar verdi.” Bu saçma şeyler ile kendimizi kandırmış oluruz. Benim yerime birisi karar verince, o kişi beyin olacak peki o zaman benim aklım ne işe yarayacak? Din düşmanlığı ile tanınan birisini başımıza getirelim dese ona da mı itiraz etmeyeceksin?

Gelin samimi bir muhasebe yapalım. Seher vakitlerinde boyun büküp göz yaşı dökelim. Ya Rabbi kalbimize anlayış ver, gözümüzdeki perdeleri kaldır. Bizi bize bırakma. Ümmetin ümidi olan ülkemize huzur, mutluluk ve başarılar ihsan eyle. Bu yazıyı okuyan kardeşlerim, Lütfen hoşunuza gitmese bile imanınıza ve ahlakınıza yakışmayan mesajlar yazmayın.

Geylani Akan/ İrfanDunyamiz.com

İrfan Mektebi ↗

Sevdirici, müjdeleyici üslupla yazılmış hayata dair yazılar okumak için tıklayın.

Gönül Dünyamız ↗

Gönül insanlarına dair bam telinize dokunacak yazılar okumak için tıklayın.

Şunlara Gözat

İz bırakan mal müdürü Neşet Özerdem

Bir mal müdürü düşünün, Türkiye’nin çeşitli yerlerinde görev yapmış ve her gittiği yerde iz bırakmış. …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.