Abdullah Taylan hocadan Nureddin hocaya destek

Kahramanmaraş Ülfet Vakfı kurucusu Abdullah Taylan Hoca, son günlerde haksız bir şekilde yıpratılmaya çalışılan Nureddin Yıldız Hocaya destek verdi. “Devlet bu oyun ve hesapları çok iyi fark etmeli, kendisiyle millet arasında çimento ve harç görevi yapan ilim ve irfan ehlinin izzetini hafife almamalıdır” diyerek çok önemli mesajlar verdi. İşte Abdullah Taylan Hocanın o yazısı:

Nureddin Yıldız Hocayı şehrimizde dünden bugüne gençlik hareketinde emeği olan, bir çok gönüllü kuruluşun kurucusu ve yöneticisi değerli insan Sabahaddin Kala ve bu gün TÜGVA’ nın ilimiz şube başkanlığını yürüten, ümmet ve gençlik sancısı çeken, güzel insan Ahmet Asım Demirdöven kardeşlerimiz TÜGVA ve UDEF teşkilatları olarak şehrimize davet etmişlerdi.

Kendileri kardeşlerimiz refakatinde ziyaretimizde bulundular. Sabah kahvaltısını medresemizde kalabalık ama samimi bir sofrada beraberce yaptık. Medreseyi öğrenince, gördüğü ilim ortamına dikkat çekerek beraberindekilere; “Böyle bir yer burada var iken beni niye başka yerde konaklattınız?” dedi. Bu bizim için büyük bir iltifat oldu.

Allah için sevdim

O günkü sohbetimizde ilmin önemini beyan eden konuşmalar yaptı. Nureddin Yıldız Hoca’nın gençliğe hizmeti, ilme duyarlılığı, mütevaziliği ve medreselere olan ilgisi kendilerine muhabbetime vesile oldu. Bilahare bazı ilmi toplantılarda da kendileriyle bir arada oldum. Kendisinin “ümmet” duyarlılığı çok dikkatimi çekti ve kendilerini Allah için sevdim.

Türkiye’de bir nesil yok oluyor… Bugün mutlu bir ev ve mutlu bir sokak yoktur. Bunun da tek nedeni İslami ahlak ile örülmüş ruh yapısının tartışılmaya açılmasıdır. İslam’da hukuk ve ahlak kitabı Kur’an’dır. Uygulayıcısı Efendimiz Hazreti Muhammed sallellahu aleyhi ve sellem’dir. Bütün helal ve haramlar kurallarıyla, Kur’an ve Sünnet’te apaçık bir şekilde ifade edilmiştir. İnkarı küfürdür ve uyulmaması haramdır.

Cenab-ı Hak bir ayet-i kerimesinde şöyle buyurmaktadır: “Bir mü’min erkek veya bir mü’min kadının, Allah ve resulü bir emir ve hüküm verdiklerinde artık işlerinde bundan başkasını seçme hakları olamaz. Allah’ın ve resulünün emrine itaat etmeyenler doğru yoldan açıkça sapmışlardır.” (Ahzab 36)

Hazreti Aişe radıyellahü anha validemizden rivayetle Efendimiz sallellahu aleyhi ve sellem buyurdular ki: “Her kim bu emrimize (İslam’a) sonradan bir şey katarsa o kabul görülmeyecektir.“

Allah’ın dinini tebliğ ediyor

Nureddin Yıldız Hoca’nın hedefleri üzerine çeken konuşmasını dinlediğimizde, kendisinin Allah’ın hükümlerini söylediğini görüyoruz ki bir hoca olarak bu konularda toplumu aydınlatması aslında ne kadar da faydalı bir hizmettir.

Malumunuzdur ki okullarda, okul servislerinde, apartmanlarda, ara sokaklarda ve parklarda meydana gelen tacizler, cinayetler, hırsızlıklar ve uyuşturucu kullanmaları sonucunda, gencecik kız ve erkek yavrularımızın ne kadar vahim durumlarda olduğunu müşahede etmekte ve onların parçalanmış cesetlerini çöplüklerde, dere boylarında ve ormanlarda bulmaktayız. Boşanma ve aile içi cinayetler sonucu aileler dağılmış yavrular boynu bükük yetim kalmışlardır. Gündemde bütün bunlar var iken ve ahtapot gibi ahlaksızlık ve hainlik hayatımızı sarmışken, biz ahlak öğreten ve sadık insanlarla uğraşıyoruz.

Vahim bir neticeye, milyonda bir ihtimalle bir şey sebep oluyorsa, o konuda siz insanları bilinçlendirmek zorundasınız. Nureddin Hoca da bunu yapmıştır. Asansörün kullanma ahlakı konusunda insanları bilinçlendirmiştir. Burada mesele asansör değil, hayatın bütün aşamalarında milyonda bir dahi olsa doğacak bir zararı, caydırma bilincini alimler halka vermek zorundadır. Bu herkes zan altında bırakıp kötü algılanması demek değildir. Doğacak kötü neticenin önlenmesi ve uyarılmasıdır. İslam, sosyal hayatın bütün alanlarını hükme bağlıyor, bunu kısır duygu ve algılarımızla basitleştirmemeliyiz .

Çok garip bir durum

Nureddin Yıldız Hoca’nın, Müslüman toplumumuzun temel kültür değerlerine sadık bir şekilde, bu konuyu gündeme getirmesinin rahatsızlık doğurması, çok garipsenir bir vakıadır. Nureddin Yıldız, İhsan Şenocak ve Faruk Beşer hocalarımızın vakıasında, bir art niyetlilik projesi olduğu kanaati, bütün ehli ilimde hakimdir.

Türkiye’nin bu gün en çok ihtiyaç duyduğu yapı taşları alimler, müderrisler ve akademisyenlerdir. Bu yapı taşlarının ayrıştırılması, bir tekmeyle Türkiye’nin dağılmasında düşmana fırsat vermektir. Zaten bütün bu provakasyonlar bu sonuca varmak içindir .

Nureddin Yıldız Hoca ve bizler neyle itham olursak olalım ve neyle yargılanırsak yargılanalım biz hakkı söylemekten geri kalmayacağız. Türkiye’nin yakalamış olduğu bu birlik ve beraberlik ufkunu dağıtmayacağız.  Küffarın ve onların maşası hain odakların Türkiye’ye tüm gücüyle saldırdığı bu ortamda, devletimizin elini zayıflatmayacağız. Nureddin Hoca da bu konuda bizden farklı düşünmüyor.

Ancak şunu da ifade etmekte fayda var ki halkı bilinçlendirme konusunda tarih boyunca hiçbir zaman devletin kurumları yeterli olmamıştır. Kılıçla fetholunan topraklar, gönülle idare edilmiştir. Allah dostları, alimler ve akademisyenlerin desteği olmadan devletin insanları idare etmesi mümkün değildir. Çünkü medreseler, alimler, gönüllü teşekküller, dini, milli, manevi ve sosyal alanda halkı bilinçlendirmişlerdir. Toplumun birlik ve beraberlik içinde olmasında, kardeşlik ruhunu kuşanmasında büyük roller üstlenmişlerdir.

Tarihimize bakın

Tarihimize baktığımız zaman, medeniyetimizin başarısının arka planında ilim, irfan ve hikmet yuvaları bulunmaktadır. Bugünde eğer bir başarı emaresi varsa ilim, irfan ve hikmet ehlinin duyarlılığıyla olmuştur. Bu başarı nifak odaklarının oyun ve hesaplarıyla sekteye uğratılmamalıdır. Devlet bu oyun ve hesapları çok iyi fark etmeli, kendisiyle millet arasında çimento ve harç görevi yapan ilim ve irfan ehlinin izzetini hafife almamalıdır. Nitekim Türkiye bunun acısını 15 Temmuz, 28 Şubat ve öncesinde çok çekmiştir. Allah bir daha o günleri göstermesin.

İlim ve İrfan ehli alimler hiç bir zaman karanlık odaklara maşa olmamışlardır. Dergahlarında ve medreselerinde dinine, vatanına ve milletine sadakatten başka, hiç bir maksadları bulunmamaktadır. Alimler meczup ve zavallı değiller, onlar ülkeyi meczuplara, zavallılara ve hainlere yem etmemek için, güçlü ve sabırlıdırlar.

Dergah, tekke, zaviye ve medreseler diyanetin dışında kalan müesseseler olmadığı gibi, Fakültelerin alternatifi de asla değillerdir. Bunlar birbirlerini tamamlayan, vazgeçilmez eğitim ve ahlak kurumlarıdır. Bunun aksini düşünenler, muannid insanlardır ve onlara itibar etmiyoruz.

Cumhurbaşkanımızı destekliyoruz

Cumhurbaşkanımızın verdiği güven, şeffaf ve dürüst mazisine hükmederek, ağzından sadır olan “güncelleme” ifadesinin bir su-i kast olmadığına tevil ediyoruz. Nitekim ikinci açıklamasında bunu kendileride beyan ettiler. Kendilerinin ilim, irfan ve hikmet koruyucusu olduklarını ifade ettiler. Allah kendilerinin ve bizlerin ayaklarını kaydırmasın, razı olduklarından kabul buyursun.

İslam vahiydir, vahiy zaman ve mekanla münhasır değildir . Makamımız ve temsil gücümüz ne olursa olsun Hazreti Ömer bin Hattab radıyellahu anh’ın şu ibret ve mana dolu sözünü yüreklerimize ve beyinlerimize nakşedelim: “Biz toplum olarak İslam ile izzeti bulduk, İslam’ın dışındakilere tutunduğumuz an, Allah bizi zelil eder” Zelil bir toplum olmaktan kurtulup izzetli olmak istiyorsak Allah için birbirimizi sevip kazanalım, birbirimizi kaybetmeyelim. Birbirimizin güzel taraflarını değerlendirelim. Üstad Bediüzzaman rahmetullahi aleyh’in güzel ifadesiyle cedelden uzak duralım: “Cedelin şeni, nefsaniyeyi tatmin, haceti beşeriyeyi tezyidtir.” İhtilaflarımız iftirak değil, ilmi inkişaflarda ittifak olsun.

Allah izzetli tarihimizi bize yeniden iade etsin. Bunun için hocalarımızın izzeti hepimizin derdi olsun. Allah cümlenizden razı olsun.

Nureddin Yıldız Hoca için yazarlar ne dedi haberimizi okumak için lütfen buyurunuz.

Abdullah Taylan/ İrfanDunyamiz.com

Şunlara Gözat

Kur’an’da insanın eşeğe benzetildiği üç durum

Bakalım size de ilginç gelecek mi… Kur’an’da bazı insanların durum ve tavırları üç noktada “eşek” …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.