Medine’deki ağlayan kız…

Tatlı bir Medine akşamında Mescid-i Nebevi’den otele gelirken çok sevdiğim bir Hocaefendi ile karşılaştım. Gözleri dolu dolu olmuş, elindeki mendil ile gözyaşlarını siliyordu. “Hayırdır hocam ne oldu, niye ağlıyorsun?” diye sordum. “Sorma kardeş” dedi ve şunları anlattı:

“Yıllarca medreselerde okudum, okuttum; fakat Almanya’da çocuk yetiştiren annenin verdiği şuuru talebelerime veremedim. Az önce Peygamberimizin kabri karşısında on üç – on dört yaşlarında ağlayan bir kız çocuğu gördüm. Yanına gittim: ‘Yavrum niçin böyle hıçkırıklar içinde ağlayıp duruyorsun?’ dedim. Bana çok şaşırdığım bir cevap verdi:

‘Amca dünyada ağlamayan mı kaldı? Yeryüzündeki ümmet her yerde ağlıyor, ben nasıl ağlamam. Ben de sevdiğime, sultanıma derdimi döküyor; Ya Resulallah, dünya perişan, firavunlar Mısır’da Musalar’ı, Esmalar’ı katlediyor… Suriye kan denizi olmuş… Irak, Afganistan, Doğu Türkistan hakeza öyle… Adını-şanını bilmediğimiz nice ülkeler kan içinde… Buna karşın dünyanın diğer kısmı da oyun, eğlence, maddeye kölelik içinde… Hülâsa biz cehennemi dünyada yaşar olduk’ diye dert yanıyorum’

‘Kızım sen nasıl bir okulda okudun, seni bu yaşta kim böyle yetiştirdi?’ diye tekrar sordum. Şöyle cevap verdi: ‘Bizi okullar yetiştirmedi, hatta tam tersi okullar birçok değerimizi elimizden alıyor. Almanya’da okul çocuklara bilgi öğretir, fakat çocuk evde terbiye edilir. Annem sağ olsun bizi Medine ninnileriyle büyütürken babam da sahabe sevdasını vermek için bize haftada iki gün sahabe hayatını okurdu, biz onların hayatlarını dinleyerek büyüdük.’“

Medine’deki hanım kızımızdaki iman şuurunu görüyor musunuz kardeşlerim? İman heyecanı ile yaşama arzusu çeken tüm anne ve babalara duyurumdur. Çocuklarımız daha doğar doğmaz, onları uyduruk ninnilerle değil Allah ve Resulünün isimlerini hatırlatan ilahilerle uyutalım. Kulaklarına nefsani müzikler değil Kur’an sesi dinletelim.

Uygun yaşa gelince Peygamber Efendimiz’in hayatını, sahabe efendilerimizin hayatını anlatan kitaplar okuyalım evimizde. Ümmet olmayı, Müslüman kardeşliğini anlatalım onlara. Dünyanın neresinde bir mü’minin ayağına diken batsa, acısını hissetmeyi öğretelim.

Çocukları erken yaştan itibaren kreşlere terk ederek, eğitimlerini okullara havale ederek onları terbiye edemezsiniz. Çocuk gün boyu kreşte, anne baba yorgun argın evde çocuğunu akşamdan akşama görüyor… Bu çocuğa iman aşkını, Peygamber sevgisi, İslam’ın ahlak ve faziletlerini kim öğretecek.

Televizyondan mı alacak, internetten mi alacak nereden alacak çocuk terbiyesini? Ey anne babalar çocuğunuzun iman diye İslam diye bir derdi olmazsa hiç acı çekmeyecek misiniz? Mecburi şartlardan dolayı çocuklarını kreşlere teslim eden anne babalar alınmasınlar bana.

Televizyonlarda her gün filenin sultanları diyerek birilerini parlatıyorlar, topluma yanlış kişileri örnek olarak gösteriyorlar. Filenin sultanları değil bize evinin sultanları lazım. Çünkü çocuk evde yetiştirilir. Medine’deki ağlayan kızın söyledikleri bana bunları hatırlattı…

Geylani Akan/ İrfanDunyamiz.com

İrfan Mektebi ↗

Sevdirici, müjdeleyici üslupla yazılmış hayata dair yazılar okumak için tıklayın.

Gönül Dünyamız ↗

Gönül insanlarına dair bam telinize dokunacak yazılar okumak için tıklayın.

Şunlara Gözat

Selât-ü selam hassasiyeti…

Yüce Allah, Hazreti Muhammed sallellahu aleyhi ve sellem’in kendi katındaki değerinden dolayı ona salat-ü selam …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.