Abdullah Taylan Hocamız ile konuştuk

İslam’ın kalesi Kahramanmaraş’ta faaliyet yürüten Ülfet Vakfı ve Farukiyye Medresesi kurucusu muhterem Abdullah Taylan Hocamızla vakıf bünyesinde gerçekleştirdikleri ilmi faaliyetleri konuştuk.

Muhterem Hocam, Kahramanmaraş’taki tedrisat faaliyetleriniz hakkında bilgi verebilir misiniz?

Farukiyye Medresesi Cumhuriyet tarihinde Kahramanmaraş‘ta kurulmuş ilk medresedir. 1994 tarihinde kurulan 1996’de vakıf çalışmaları bünyesinde resmiyete geçen medresemiz, 28 Şubat zulmü dolayısıyla hizmetine 2006 yılına kadar ara vermek zorunda kaldı.

Ülfet Vakfı çatısı altında yapılan bu hizmet, her şeye rağmen, davamızdan ve değerlerimizden taviz vermeden bu günlere kadar gelmiştir. Şu anda 250 öğrenci kapasiteli külliyemizde faaliyetlerimize devam ediyoruz. Külliyemizin adı Kahramanmaraş Farukiye İlim İrfan ve Kültür Külliyesi olup, müştemilatı cami, kütüphane, konferans salonu, dershane, yatakhane, yemekhane ve değişik aktiviteler için yapılan alanlar şeklinde planlanmıştır.

Kahramanmaraş halkı bu hayırlı faaliyetlere destek veriyorlar mı?

Bu külliyeyi Kahramanmaraş’ımıza kazandıran, bizzat Kahramanmaraşlı gönül dostlarımızdır. Bu binalar bize değil onlara aittir. Bu vesile ile bu ilim yuvalarının yapılmasında maddeten ve manen katkısı olan tüm Kahramanmaraşlı kardeşlerimize çok teşekkür ediyoruz. Allah onlardan razı olsun.

Hiç bir yerden istemeden, hiç kimseyi incitmeden ve incinmeden, bizlere bu kolaylığı sağlayan samimi Kahramanmaraşlı gönül dostlarımızı, ne kadar takdir etsek azdır. Onların takdiri ve ecri Allah’a aittir.

Medresenizde nasıl bir metod izliyorsunuz?

Medresemizde kadim metotlar takip edilmekte olup, başta Kur’an-ı Kerim olmak üzere, Tecvid, Kavaid, Akaid, Fıkıh, Hadis, Tefsir, Tasavvuf, Mantık, Belağat ve Usul kitaplarından dersler verilmektedir.

Külliyemizin bünyesinde müftülük nezdinde, Hafızlık ve Kıraat kursları için de hazırlık yapmaktayız. Şu ana kadar hamdolsun onlarca talebelerimiz, Türkiye’mizin değişik yerlerinde farklı kademelerde hizmette bulunmaktadır.

İtikadi mezheplerde, ameli mezheplerde ve tasavvufi sulukta temessük, tüm doğu medreselerinde olduğu gibi bizim medresemizde de esas alınmıştır. Bir taraftan geleneğimizden yararlanırken, günümüzün ihtiyaçlarını da ihmal etmeden iki taraflı bir tedrisatın gereğine inanıyoruz. Bunun için bir elinde Molla Cami olan, diğer elinde fen ve matematik kitapları olan bir neslin yetişmesini hedefliyoruz.

Günümüz Müslümanları hep ilmin bir cihetini ihmal ettiği için, kaybeden hep bu ümmet olmuştur. Son yüz yıllarda hiç bir alanda, söz sahibi olmadığımızın ana nedeni budur. Esasta, temel örneğimiz Gazali ve Biruni gibi iki ciheti de temsil eden alimler olması gerekirken, onlardan haberi olmayan bir nesille karşı karşıyayız. Bu da bizlere çok acı vermektedir.

Yeni nesillerin ihyası konusunda nasıl bir anlayışı benimsiyorsunuz? 

Şu bir gerçektir ki bir nesil ihya edilmeden, bir medeniyet inşa edilemez.
Medresemizin kuruluşunun temel gayesi, kadim medreseyi günümüz müsbet ilimleriyle meczederek, bütünleştirici bir anlayışla, İslam’ın hiç bir değerinden taviz vermeden, İman, İslam ve İhsan olmak üzere üç temel sacayağı üzerine oturtulmuş bir ilmi anlayışı yaygınlaştırmaktır.

Bir diğer önemli hedefimiz ise Türkiye’nin içinden geçmekte olduğu bu süreçte devlet ve millet kaynaşmasına önem vererek halkımızın arasındaki kardeşlik şuurunu arttırmaktır.

Türkiye’nin her yerinden talebelerimizin olmasıyla, ülfet ruhuyla, hamdolsun medresemizde kardeşlik tablosunun bir örneği net bir şekilde ortaya konulmaya çalışılmaktadır. Günümüz Türkiye’nin en zaruri ihtiyacı olan “kardeşlik ruhunu” tesis edebilmek için bölgemizde elimizden gelen bütün çaba ve gayreti göstermeye mecburuz.

Medrese ve ilahiyat ikiliği konusunda ne düşünüyorsunuz?

Medresemizde  İmam Hatip Liselerinin ve İlahiyat Fakültelerinin kıymetli  hocalarına ve talebelerine karşı onları küçük gören bir anlayış kesinlikle bulunmamaktadır. Medrese-ilahiyat ikiliğine karşı bu ikisinin birbirini desteklediği ve birbirini tamamladığı bir anlayış benimsenmektedir.

Hamdolsun medresemizde İmam Hatip Lisesi ve İlahiyat Fakültesi talebelerine en güzel şekilde destek olmaya gayret etmekteyiz. Yapılan bir çok akademik tezde, medresemizin hocalarından ve kütüphanesinden istifade edilmektedir. Hocalarımız bu tür konularda yardımcı olmaktadır.

Ayrıca medresemizde, ehil öğrencilerimiz akademik alanda kariyer sahibi olmaları için teşvik edilmektedir. Aldıkları görevlerde, ehliyet ve liyakat düsturlarına bağlı kalmaları yönünde telkinde bulunulmaktadır. Zaten medresemizden icazet almanın ön şartı da talebelerimizin ilimde ehliyet ve amelde takva sahibi olmalarıdır.

Diyanet İşleri Başkanlığına bakışınız nasıl?

Diyanet teşkilatımız, bizim temel varlığımızı ifade etmesiyle, çok önemsediğimiz ve saygı duyduğumuz bir kurumumuzdur. Bu teşkilatımızın ihtiyaç duyduğu, mihrab, minber ve kürsü kadrosunun karşılanması hususunda, kendileriyle beraber hareket ederek ehli sünnet ve cemaat ölçüleriyle donanımlı vatanperver talebeler yetiştirmek için çaba sarf ediyoruz.

Cumhuriyet tarihi boyunca takdir edilmesi gerekir ki Diyanet İşleri Başkanlığımız tüm baskı ve zorlamalara rağmen Ehl-i Sünnet ve cemaat prensiplerinden taviz vermemiş, itikadi ve ameli mezheplere bağlı kalarak fetvalar vermiş ve tebliğ ve irşat faaliyetlerini sürdürmüştür. Bu bakımdan bir çok hayırlı hizmete imza atan Diyanet teşkilatımıza zarar verecek her türlü söylemlerin karşısındayız.

Muhterem Seydam son olarak ne söylemek istersiniz?

Kadim geleneğimizin devam ettirebilmek için çalışıyoruz. Yapmış olduğumuz tüm bu faaliyetler özelde Kahramanmaraş ve Türkiye’miz için umumda ise bütün ümmet coğrafyamızın hayrı ve selameti içindir. Tüm kardeşlerimizin dualarını bekliyoruz. Allah bu yolda ayaklarımızı kaydırmasın, nefislerimizi şımartmasın ve bizleri kendi rızasından ayırmasın. Amin.

Aydın Başar/ İrfanDunyamiz.com/ Özel Röportaj

Hatıra Arşivi ↗

Alimler, arifler, hocalar ve önemli şahsiyetlerin hatıralarını okumak için tıklayın.

İyi Haberler ↗

İyiliklere, erdemlere, örnek davranışlara dair beyaz haberler okumak için tıklayın.

Şunlara Gözat

Dişçi Mehmet Efendi’nin zikri…

Allah dostlarını sevmek ne büyük kazanç, öyle değil mi kardeşlerim. Bu, insana Allah’ın bir lütfu, …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.