Mustafa Akgül Hoca’yla tefekkür yolculuğu

Şubat 2012’de Şehremini mahallesindeki Gül düğün salonunda Şeyh Raşid Camii’nin bir programına katıldım. Programın konuğu otuz senedir İstanbul vaizliği yapan ve iki yüzün üzerinde televizyon programına konuk olan meşhur Mustafa Akgül Hoca’ydı. Mustafa Akgül Hoca kâinattaki kevni ayetleri konu olan bir sunum yaptı. Slayt gösterisi eşliğinde yapılan bu sunum kendisi tarafından Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda, Amerika, Hindistan, Avusturalya gibi ülkelerde yaklaşık 250 kere tekrarlanmış. Sunumun en çok dikkat çeken yanlarından birisi ise uzayla ilgili hayret verici bilgiler verildikten sonra dinleyicilerin hep bir ağızdan; “Allahü ekber, Allahü ekber la ilahe illallahü vallahü ekber. Allahü ekber ve lillahil hamd” demesiydi. Belki on kere dinleyiciler tarafından bu şekilde tekbir getirildi. Her bir tekbirde ürperdik doğrusu.

Programın açılış konuşmasını yapan Şeyh Raşid Camii İmam Hatibi Osman Gülşen Hoca şunları söyledi: “Muhterem kardeşlerim biliyorsunuz Kur’an ayetlerinin dışında kâinatta bir de kevni ayetler vardır. Yaratılmış olan her şey Rabbimizin varlığını, birliğini, gücünü, kudretini göstermesi açısından birer ayettir. Geçtiğimiz günlerde Mustafa Akgül Hoca’nın konferansını izleyince, bu konferansı mahallemizdeki siz değerli cemaatimize de izletmeyi istedim. Bunun için hocamızı davet ettim, Allah razı olsun kendisi de bizi kırmadı ve buraya kadar geldi.” Bu kısa konuşmanın ardından konferansın sunumunu yapmak üzere Mustafa Akgül Hoca kürsüye geldi ve son derece ilgi çekici bir sunum yaptı. Hocamız şunları anlattı:

“Allah Teala’nın üç kitabı var. Birincisi Kur’an-ı Kerim, ikincisi kâinat kitabı, üçüncüsü de insan kitabı. Kur’an’ın ayetleri nasıl insanı Allah’a götürüyorsa, Allah’ın varlığını birliğini ispat ediyorsa, O’na teslim olmaya vesile oluyorsa, kâinat kitabı da insanı Allah’a götürüp teslim ediyor. İnsan vücudunu da iyi tetkik ettiğinizde onun da sizi Allah’a götürdüğünü görürsünüz. Bu üç kitabı okuduğunuzda her şeyi yaratan Allah’a teslim olmaktan başka çarenizin olmadığını görürsünüz. Size bu konferansımızda Allah’ın kâinat kitabından bahsedeceğiz.”

“Bir soruyla başlamak istiyorum. Muhterem kardeşlerim dünyanın kaç türlü hareketi var? Birincisi kendi etrafındaki hareketi, ikincisi güneşin etrafındaki hareketi, üçüncüsü güneş sistemi ile beraber uzaydaki Vega Yıldız’ına doğru olan hareketi… Yani toplam üç çeşit hareketi var. Bu hareketlerin rakamlarla olan değerleri nedir? Dünya saatte 1666 km hızla kendi etrafında dönüyor. Şimdi bundaki hikmetleri biraz düşünelim. En hızlı araba saatte 300 km hız yapıyor, buna göre bu hızı düşünün. Güneş etrafındaki gidişinde ise saatte 108 bin km hızla gidiyor. Güneş sistemi ile beraber Vega Yıldız’ına gitme hızı ise saatte 720 bin km. İşte biz böyle yüksek hızlı bir hareketler zincirinin ortasındayız ama hiçbir şey savrulmuyor, mesela bardaktaki suyumuz dökülmüyor. O halde bunları durduran bir Allah var. Demiştik ya kâinat ayetleri de Kur’an ayetleri gibi bizi Allah’a götürüyor.”

“Dikkat edin, kâinattaki dikkat çeken, ibret veren şeyler için “ayet” tabirini Kur’an kullanıyor. Peki, kardeşlerim bu kadar süratli giden bir dünya bir saniye fren yapsa ne olur? Herhalde her şey mahvolur, üzerinde düzen diye bir şey kalmaz. O halde gelin dua edelim Allah bu dünyaya bir saniye bile fren yaptırmasın. Âmin.”

“Dünyanın üzerinde atmosfer diye bir gaz tabakası var. Bu tabakanın içinde yüzde 79 oranında azot gazı var. Diğer gazlardan da az miktarda var. Bizim için çok önemli bir gaz olan oksijenin atmosferde yüzde kaç olduğunu bilen var mı? Yüzde yirmi bir… Bu Hazreti Âdem’den beri böyle… Bu rakam yüzde yirmi beş olsaydı dünyadaki her şey yanardı. Yüzde 18 olsaydı teneffüs etmekte güçlük çekecektik. Bizim hayatımızı sürdürebilmemiz için atmosferdeki oksijen oranının yüzde 21 olması gerekiyor. Yukarı çıkarsa da aşağı inerse de tehlikeli. O halde bu oranı yüzde 21 olarak ayarlayan ve o ayarı sabitleyen bir Allah’ın olması gerekir. Rahman suresinde; ‘Ves semmea refeaha ve vedaal mizan’ yani; ‘Semayı yükseltti ve ölçüyü koydu’ buyuruluyor. Şimdi biz hocalar bu ayeti anlatırken teraziyi iyi tutun, tartıyı doğru ölçün şeklinde anlatıyorduk. O yine doğru… Ama ilmin genişlemesiyle anladık ki Allah Teâlâ atmosferdeki havayı bozmayın diyor bize… Bu oranlara dikkat edin diyor…”

“Güneşin yüzeyi her saniye 565 milyon ton hidrojen atomunu yakıt olarak kullanıyor. Bildiğimiz kadarıyla 5 milyar senedir bu güneş bu yakıtı kullanıyor. Her saniye bu yakıtı kullanırken her saniye 4 milyon ton kadar da küçülüyor. Güneşin bir saniyede kullandığı enerji miktarı insanlık tarihindeki kullanılan enerjiden daha fazladır.”

“Ben astronomi hocası değilim, niçin bir hoca bunları anlatıyor? Dinimizle bağlantı kurmak için. Şimdi bazı öğrenci kardeşlerimiz diyor ki; ‘Derslerimiz çok sıkı namazımızı kazaya bıraksak olmaz mı?’ Sevgili kardeşlerim güneş vazifesini bir dakika kazaya bıraksa ne olur? İnsanların yeryüzünde yaşaması mümkün olmaz. Kâinatta hiçbir varlık vazifesini kazaya bırakmıyor, onun için biz de namazımızı kazaya bırakmayalım…”

“Bir Güneş, on kadar gezegen, başta ay olmak üzere altmış iki uydudan oluşan sisteme Güneş Sistemi diyoruz. “Eşşemsü vel gameru bi hüsban” yani; ‘Güneş ve ay bir hesaba göredir’ buyuruyor. Yani çocukların misketi gibi her biri bir yerde değil, belli bir plan üzere yerleştirilmişler. Astronomi âlimleri diyor ki güneşle dünya arası 150 milyon km, ay ile dünyanın arası da 384 bin km… Şimdi döner ustaları var biliyorsunuz. Eti ateşe çok yaklaştırırsa yakıyor, az yaklaştırırsa pişmiyor. İyi usta hangisi? Hem pişirip hem yakmayana iyi usta diyoruz. Şimdi biz ustalar Usta’sına dikkat çekiyoruz. Dünyayı bir tarafa yerleştirmiş, Güneş’i bir tarafa yerleştirmiş, hem ısıtıyor, hem ışıtıyor, hem yakmıyor, hem de dondurmuyor.”

“Işık güneşten 150 milyon km yolu 8 dakikada alıyor ve dünyamıza geliyor. Başka bir ifade ile saniyede 300 bin km yol alıyor. Gece dışarı çıksak kutup yıldızına baksak, acaba o yıldızın ışığı dünyamıza ne kadar zamanda geliyor? 600 senede geliyor. Yani biz bugün gördüğümüz yıldızın ışığı Fatih Sultan Mehmet döneminden çıkıyor. Demek ki galaksi o kadar büyük ki ışık bu kadar süratli olmasına rağmen 600 senede ancak dünyaya ulaşıyor. Kâinat, Allah vardır birdir diyor, insan aciz, Allah kadir diyor.”

“Şimdi 1 Güneş, 10 gezegen ve 62 uydudan oluşan Güneş sistemi Samanyolu galaksisinin içinde ne kadar kalır? Kuzey Amerika kıtasına bir tane kahve fincanı koysak, bu fincan Kuzey Amerika kıtasında ne kadar yer işgal ederse işte o orandadır. Başka bir ifade ile bir fındık tanesi Türkiye üzerinde ne kadar yer kaplıyorsa, samanyolu galaksisinde güneş sisteminin yeri o kadardır.”

“Her bir galakside büyüklüğüne göre 300, 400, 500 milyar yıldız var. Galaksimizde 300 milyar galaksi olduğu tahmin ediliyor. Her galakside 300 -500 milyar yıldız varsa bütün kâinatta kaç tane yıldız olabilir. Bilim adamları bazı rakamlar tahmin ediyorlar. Ben bu yüksek rakamları size söylemeyeyim de bunu bir misalle size aktarayım. Yeryüzündeki bütün sahillerdeki kumların sayısının on misli kadar. En yakın yıldızların arasındaki mesafe 42 trilyon kilometre. Saatte 40 bin km hızla giden bir vasıtamız olsa, en yakın iki yıldızın arası 10 bin senede kat edilir.”

İyi ki de Osman Hoca’nın bu davetine katılmış, mahalle halkıyla beraber bu güzel konferansı dinlemişim. Uzayla ilgili bu önemli bilgileri dinlerken, okulda Evrendeki Düzen konusunu işlerken bu bilgilerden yararlanmayı planladım.

Aydın Başar

Şunlara Gözat

Abdullah bin Mes’ud gerçek bir kahramandı…

Elimizdeki kaynakların bildirdiğine göre Hazreti Dâvûd aleyhis selam, babasının en küçük oğludur ve çobanlık yapmaktadır. …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.