İhsan Şenocak hocayı eleştirenler haklı mı?

Normalde popüler tartışmalardan uzak kalmayı tercih ederim. Ancak hakikatin perdelenmemesi adına zaruri bir açıklama yapmak zorunda hissettim kendimi.

İhsan Şenocak Hoca bir tweet atmış ve bir çağrıda bulanarak Müslüman hanımefendilerin tesettür hassasiyetine dikkat çekmiş. Bu beyanı olumlu olumsuz eleştirenleri hayretle izliyorum. Genellikle yapılan eleştiriler usul ve zamanlama başlıklarında toplanabilir. Bu başlıklara dair şahsi değerlendirmemi şu şekilde takdim etmek isterim.

1. Usul eleştirisi yapanlar:

Ne hikmetse toplumuzda bir hakikati anlama gayretinden çok usulü böyle olmamalıydı, şeklinde bir eleştiriye şahit oluyoruz. Şimdi düşünelim, bir uçurum kenarındayız ve oradan düşmemiz hayatımıza mal olacak bir tehlikeye kapı aralamakta.

Biri de bize sesini duyurmak ve bizi bu tehlikeden haberdar etmek için aklına gelen kelime ve seslerle bize bağırıyor. Onun bu çabaları ile biz hayatımıza mal olacak bu tehlikeden kurtulsak; “Beyefendi neden kaba bir tonla veya bana yakışmadığını düşündüğüm şeylerle bana seslendin, bu size hiç yakışıyor” der miyiz?

Adamcağız göz göre göre gelen tehlike karşısında bir şekilde bize sesini duyurmak için can havli ile bu kadarını yapabilmiş. Ortada bir hakikat vardı; bizim uçurumdan aşağıya düşmemiz. Karşıdaki kişi bu hakikati duyurmak için refleks ile “hop, hey, lan, lun” diye bir şey demişse bu mu önemli yoksa ölüme götürecek tehlikeden kurtulmak mı önemli?

Tabi ki böyle bir durumda da olsa usulü koruyabilmek de önemli. Ama usulü tartışıp oradan kısır bir tartışmaya yol aramak yerine bir defa da hakikate bakmak, oradan uzlaşmaya gitmek daha mantıklı değil mi?

2. Zamanlama eleştirisi yapanlar

Şimdi bunu söylemenin zamanı mıydı? Bu eleştiriyi çok duyduk anlaşılan duymaya da devam edeceğiz. Halbuki hakikat hangi zamanda hangi zeminde olursa olsun hakikattir ve değişmez. Yukardaki örnekten hareket edelim. Kişi uçurumdan düşeceğini fark etse sorun yok. Onun göremediği tehlikeyi karşıdan kişi görse ve tam zamanında onu uyarsa uyarılan kişi de şimdi zamanı mı diye itiraz etse ne kadar mantıklı olur?

Allah aşkına elimizi vicdanımıza koyalım. Diğer emir ve yasaklar da olduğu gibi tesettür konusunda da ulemanın hatırlatma ve tebliğ görevi yok mu? Usul ve zamanlama tartışmalarına hakikati kurban etmekten ne zaman vazgeçeceğiz?

Hoca ne demiş? Hakaret mı etmiş? Böyle olmak zorundasın diyerek elinde bir yetki var da insanları zorlamış mı? Yok, yok, yok… O zaman her türlü önyargı ve ön kabulden uzaklaşıp söylenen şeye bir bakalım.

İslam’ın kızı, spor da yapsan yolda da yürüsen tesettür emrini vereni unutma demiş. Hatta daha genel bir ilke çıkaracak olursak, ey Müslüman inandığım gibi yaşa demek istemiş. Bendeniz böyle algılıyorum.

Hocayı sevip sevmemekte herkes serbest. Usul ve zamanlama acısından da eleştirebilirsiniz ki bu konudaki kanaatimi söyledim, ama bir de ne söylediğine bakıp ona göre konuşsak ve bütün fikirlere karşı bu seviyeyi koruyabilsek ne güzel olurdu.

Allah Teala hakkı dile getirenlerden ve ona kulak verenlerden razı olsun.

Dr. Fatih Çınar/ İrfanDunyamiz.com

BENZER YAZILAR

Gönül Dünyamız ↗

Gönül insanlarına dair bam telinize dokunacak yazılar okumak için tıklayın.

İrfan Mektebi ↗

Sevdirici, müjdeleyici üslupla yazılmış hayata dair yazılar okumak için tıklayın.

Şunlara Gözat

Firavun’un ilahlık iddiası…

Kibirlenmek, büyüklük taslamak, ayetlere karşı aldırışsız davranmak, hakikate kulak tıkamak da fısktır. Kibirlenmek (istikbar); büyüklük gösterisinde …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.