Annem millete hizmet edenlere çok dua ederdi

Duaları ile niyaz aldığım, şefkati ile rızıklandığım kıymetli annemiz Fatma Topbaş’ı ebedi yolculuğuna uğurladık. Haklarınızı helal ediniz… Rabbim anneme ve cümle geçmişlerimize rahmetiyle, merhametiyle muamele eylesin. Makamı cennet olsun. Ahirette Peygamberimizin sancağı altında buluşmayı hepimize nasip etsin.

Üzüntümü tarif edemiyorum. Ama inanıyor ve biliyoruz ki Allah’tan geldik ve dönüş O’nadır. Anne, baba dünyanın en doyulmaz varlıklarıdır. Karşılıksız sever ve karşılıksız affederler. İnsan büyüdüğünü ve dünyada yapayalnız olduğunu annesi Hakk’a yürüdüğünde anlarmış.

Namaz kılarken

9 Nisan 2022 Cumartesi günü akşam namazı sonrasında annem her zamanki gibi, yatsıyı geç kılmak ve güç toplamak maksadıyla biraz uyumuş… Sonra yatsı ve teravih namazı için yeniden uyanmış… Çayını koymuş… Teravih namazını eda ederken saat 22 sularında seccadesinde ruhunu teslim etmiş. Rabbim herkese böyle yaşayıp böyle ebedi âleme gitmeyi nasip etsin.

Annem zeki bir kadındı. Eskiden köylerde, kızlar eğitim almasın diye yaşı büyük yazdırırlarmış, annemi de öyle yazdırmışlar. Çalışmayı çok severdi, evde hiç boş durmazdı. Köyde sülalemiz büyük olduğu için eve gelip gidenimiz çok olurdu. Evin yükü, misafirlerin hizmeti derken annem epeyce yıpranmıştı. Genç yaşında kalbinin delik olmasından ve teşhis edilememesinden dolayı da uzun müddet hastalıklarla boğuşmuştu.

Kalp ameliyatı olana kadar sürekli sıkıntılar çekti. Kalbi yorulmuş ve büyümüştü… Uzun yıllar yaşadığı köy hayatı zaten hep çilelidir… 2004 yılında hemşerimiz Siyami Ersek Hastanesi Başhekimi merhum Dr. İbrahim Yekeler Hocamız ameliyatını yaptı. Ondan sonra hayatı düzeldi, daha rahat etti. Ameliyat sonrasında kısmen stabil bir hayatı oldu. Tabii ki kalp yetmezliği gelişince de hak vaki oldu, ebedi âleme göç eyledi.

Zikrinden taviz vermezdi

Annem bütün sıkıntılarına rağmen zikrinden, takva hayatından taviz vermezdi. Rahmetli babası olan dedem de Yıldızeli Çağlayan Köyü eşrafından tarikat ehli bir kimseydi. Annem ondan İslami eğitimini almıştı. Birçok duayı ve sureyi de evlatlarından öğrenmek nasip oldu.

Gerçekten çok güzel bir yaşayışı vardı. Etrafındaki insanlara yol gösterir, nasihat ederdi. Dedikodusu, boş sözü olmazdı. Misafir ağırlamayı çok severdi, eli açık ve cömertti. Herkesin hayrını, iyiliğini isterdi. Ne söylesem az…

Dua etmeyi çok severdi, uzun uzun dua ederdi. Devletini milletini sever, kamunun hakkını korumayı kollamayı çok önemserdi. Bu konuda nasihatleri olurdu. Doktorları yoruyoruz, devlete yük oluyoruz diye hastaneye gitmek istemezdi. Bilhassa devlete, millete hizmet yolunda çalışanlara çok dua ederdi. Âcizane devlet kademelerinde yaptığımız görevlerde başarılı olmamız için, daha iyi hizmet etmemiz için tavsiye ve dua buyururdu.

Zaman zaman anneme; “Anne vazifeden dolayı gelemiyorum. Ben de çok gelmek istiyorum” deyince; “Sen devlete, millete hizmet ediyorsun, gelmeyi düşünme” derdi. Aslında kendisi de her anne gibi evladını görmeyi çok istiyordu ama belki de ben üzülmeyeyim diye böyle söylüyordu.

Hayalimiz vardı

Sivas’ta aileden kalan eski evimizin yerine yeni bina yapılınca altlı üstlü daire sahibi olmuştuk. Daha önce köyde ikamet eden anne babamla aynı apartmanda, hayalini kurduğumuz gibi birlikte oturacaktık. Kaderin tecellisine bakın ki evin tapusunu aldığım gün, başka bir ilçeye milli eğitim müdürü olarak tayinim çıktı.

Annem önce bu duruma üzülmekle birlikte; “Oğlum, birlikte oturmayı çok isterdim ama senin yükselmeni, daha iyi yerlerde görev yapmanı hep Allah’tan niyaz ettim, Allah da dualarımı kabul etti. Rabbim yolunu bahtını açık etsin” diye dua etmişti.

Ben Anadolu’nun bir köyünden çıkmış bir köylü çocuğuydum, annemin dualarıyla Cenab-ı Allah bana Sivas’ta, Adana’da ve Ankara gibi bir başkentte, Milli Eğitim Bakanlığımızın takdir ettiği üst yöneticilikler yapmayı nasip etti. Her makam gibi bunlar da geçiciydi elbette ki.

Vefatından iki hafta önce ziyaret edip bir hafta beraber vakit geçirmiştik. Vedalaşmamız da kolay olmamıştı. En azından vefatına yakın bir zamanda görüştüğümüz için gönlüm rahat. Belki işten güçten ziyarete vakit bulamadığım bir döneme denk gelseydi daha çok üzülürdüm.

Bu vesile ile sizlere de şunu söylemek isterim: Annesi babası hayatta olanlar, mutlaka gidin, annenizin dizinin dibine oturun, uzun uzun sohbet edin, hayır dualarını alın… İş işten geçtikten sonra pişman olmanın faydası olmaz. Başka bir şey söylemiyorum.

Allah merhume anneme ve tüm geçmişlerimize rahmet eylesin. Birer Fatiha okumanızı istirham ediyorum.

Serkan Topbaş/ İrfanDunyamiz.com

Yayın Yönetmeni Notu: Bugün insanlık olarak egoizmin, bencilliğin, çıkarcılığın, menfaatçiliğin ve bizi insanlıktan uzaklaştıran her türlü kötü duyguların girdabından kendimizi kurtarmak istiyorsak, bir boyacı sandığı ile ailesini geçindiren İsmail Amca, koyunlarını sağıp sütünü hediye eden Kerime Yenge, kurtlar kuşlar yesin diye ağaçlara aşı yapan Kadir Dede, misafir ağırlamayı seven Ahmet Amca, sözünde duran Marangoz Kara Mehmet, mesleğinin hakkını veren hademe Yaşar Abi ve teravih kılarken vefat eden Fatma anne gibi şahsiyetlerin güzel, samimi ve sade hayatlarını okumalı ve onlardan ilham almalıyız. Bizi yeniden diriltecek olan ruh bu ruhtur. İşte bu duygularla İrfanDunyamiz. com olarak güzel ve sade hayatları sizlerle buluşturma gayretindeyiz. Sizler de bu güzel içerikleri sevdiklerinizle paylaşabilir, iyiliklerin, faziletlerin, erdemlerin yayılmasına katkı sunabilirsiniz.

Sade Hayatlar ↗

Bize kaybettiklerimizi hatırlatan, ilham veren sade hayatlar tanımak için tıklayın.

Gönül Dünyamız ↗

Gönül insanlarına dair bam telinize dokunacak yazılar okumak için tıklayın.

Şunlara Gözat

Mehmet Feyzi Efendi farklı bir zattı…

İmam hatipte okurken yaz tatillerinde İstanbul gibi manevi üstadların bol olduğu bir şehirde birçok güzel …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.