Çocuklarınızdan önce kendinizle uğraşın…

Bir gün Medine-i Münevvere‘de Mescid-i Nebi‘de Kur’an okuyordum. Otuzlu yaşlarda bir arkadaş iki çocuğuyla geldi bana yakın bir yere oturdu. Büyük çocuğu dokuz, küçük çocuğu altı yaşlarında falandı. Büyük çocuğa sert bir tarzda “Kur’an oku” diyor, küçük çocuğu da durmadan sevip okşuyordu. Büyük çocuk Kur’an‘ı eline alıyor, okuyor, fırsat buldukça küçüğe vurmaya çalışıyordu. Bu durum bir müddet devam etti

Kur’an-ı Kerim okumayı bıraktım. Çocukları çağırdım, birkaç kuruş harçlık verdim. “Babanız ne iş yapıyor?” diye sordum. “Babamız öğretmen” dediler. Arkadaşı çağırdım; “Gelin tanışalım” dedim. Gelince; “Bazen öğretmenlerin de öğrenmeye ihtiyacı olur” diyerek konuya giriş mahiyetinde bir latife yaptım. “Sizin yaşınız bizden küçük, bir abiniz olarak bir nasihat etsem uygun olur mu?” dedim; “Olur” deyince şunları söyledim:

Sevgi fukarası

“Her yaptığımızı ve söylediğimizi Allah Teâlâ kayıt altına alıyor. Bir gün mahşerde Mescid-i Nebi’de sevgide adaletsiz davrandığınıza dair kayıtlar açılınca çok üzülürsünüz. Buraya geldiğiniz saatten beri sürekli küçük çocuğu seviyorsunuz, onunla ilgileniyorsunuz, büyük çocuğa gelince kaşlarınızı çatıyorsunuz ‘oku’ diyorsunuz. Hem çocuğa okumayı sevdirme yerine okumaktan nefret ettiriyorsunuz, hem de onu kardeşine düşman ediyorsunuz.

Anne babalar bazen evin küçüğüne çok ilgi gösteriler, büyüklerin de çocuk olduğunu unuturlar. Çocuğun birisi diğerinden üç yıl önce doğmuşsa onun ne kabahati var? Şunu unutmayalım, çocuklar annenin babanın karşısında her zaman çocuktur. Yaşı kaç olursa olsun annenin babanın şefkati, merhameti çocuklar için çok gereklidir. Eğer anne baba sevgi gösterme konusunda adaletsiz davranırlarsa çocukların dünyasında kalıcı problemlere sebep olurlar.

Bir insan evinin içerisinde sevgide adaleti sağlayamazsa gelecekte çocukların hayatları çok tehlikeye düşer. Sizin ilgi göstermediğiniz çocuğunuzda sevgi boşluğu oluşur. Siz boş bırakırsanız kalpleri İslam düşmanları anında değerlendirir. Onlara değer verme ayaklarıyla bağımlı hale getirirler. Bugün araştırın, bağımlılık dedikleri kötü alışkanlıklara duçar olan evlatların birçoğunun gerekçesi sevgi fukaralığıdır.”

Öğretmen arkadaş konuştuklarımızı sabırla dinledi, teşekkür etti. Dedim; “Bana teşekkür etmen güzel bir şey ama çocuklarından özür dilemen lazım ve bundan sonra da davranışlarına çok dikkat etmen gerekiyor.” Evet, bu öğretmen kardeşimize zannedersem güzel bir hatırlatma oldu. Kendisi de olgunlukla karşıladı ve öylece ayrıldık. Öyleyse söylediklerimizi özetleyelim: Siz siz olun çocuklarınızı sevgi fukarası yapmayın.

Kız erkek ayrımı

Bazıları büyük ve küçük çocuğa dengeli ve adil bir şekilde sevgi gösterme noktasında problem yaşarken, bazıları da kız erkek ayrımı yapıyorlar. Halbuki büyük de çocuktur küçük de çocuktur, erkek de evlattır, kız da evlattır. Bunlar ne kadar çirkin davranışlar. Erkeğin mi kızın mı daha hayırlı olacağını Allah’tan başka kimse bilebilir mi?

Fransa’da bir arkadaş anlatmıştı; birisinin dört tane kız çocuğu olmuş, hanımına demiş ki: “Eğer beşi de kız olursa senin üzerine evlenirim.” Tabi böyle bir şey denebilir mi? Ne kadar onur kırıcı, yanlış bir cümle. Kız mı erkek mi olacağına eşi karar vermiyor ki. Neyse, beşinci de kız olunca adam ikinci bir eş almış. İlahi adalet beş kız çocuğu da ondan vermiş. Nihayet altıncı çocuğu erkek olmuş, yani on birinci çocuğu.

Bu çocuk büyümüş 17 yaşına gelmiş, adamın bütün kazancını kumara vermiş. Adam diyormuş ki:  “Ben bunu ne yapacağım, atsan atılmaz satsan satılmaz. Bütün kazancım kumar yoluna harcadı.  Ben nerede hata yaptım ya Rabbi.” Evet, beyefendi sen en başta kız erkek ayrımı yapmakla hata ettin. Cahiliye döneminde kimileri kızları diri diri toprağa gömüyordu. Şimdi de kimileri erkekleri bağrına basıyor, kız çocuklarına mal dahi vermiyorlar. Maalesef günümüzde de bunlar yaşanıyor

Şekil A

Geçenlerde bir arkadaş bana; “Çocuklarıma karşı nasıl davranmamı tavsiye edersiniz? Psikolojik yönden ve ruhi yönden veya kalplerine sevgi koyma yönünden onlara nasıl yaklaşmalıyım?” diye bir soru yöneltti. “Çocuklarınızdan önce kendinizle uğraşın” dedim; “Çünkü siz şekil A’sınız çocuk sizde gördüklerinin aynısını taklit eder.”

Çocuk için en önemli eğitim kurumu ailedir. Ona evde vereceğiniz şeyleri Kur’an kurslarında, okullarda, şurada burada kimse veremez. Başka yerlerde verilecek olan eğitimin altyapısı ailede oluşturulur. Alt yapı sağlam olmazsa üst yapı da sağlam olmaz. Unutmayın ki şahsiyet eğitimi, ahlak eğitimi görseldir. Hatta bazı eğitimciler; “Çocuk gözden ibarettir” derler.

Bir yolculuk

Bunun bir misalini anlatayım. Bir gün Gümüşhane‘den İstanbul’a gidiyordum, otobüs Sivas’ta mola verdi. Herkes inerken genç bir arkadaş telefonla konuşuyordu. Yanında da 9- 10 yaşlarında bir çocuk vardı. Günlerden cumartesi günüydü arkadaş diyordu ki: “Şu anda babamın bahçesinde oturuyoruz.” Hâlbuki otobüsün içerisindeyiz. “Memleketteyiz pazartesi günü yola çıkacağız” diyordu ama yola çıkmıştı.

Bu minvalde da yalanları söylemeye devam etti karşıdaki kişiye. Daha sonra telefona elini kapattı, çocuğa da aynı yalanları öğretti. Belli ki karşıdaki insan çocuğunu da tanıyordu, masum çocuk babasının öğrettiği yalanları tek tek sıraladı. “İşte dedemin bahçesinde oturuyoruz, pazartesi yola çıkacağız” falan gibi. Sonra telefon konuşması bitti.

Genç adamın telefonda yalan sözler konuştuğunu duyunca otobüsten inmedim. O arkadaşa dedim ki: “Kardeşim ben dünyanın her tarafını gezen bir insanım. Bir insana Allah’ın emrini söyleyebilmek için kilo metrelerce yol kat ediyorum. Bazen problemli ailelerle görüşüyoruz, bazen sizin gibi gençler ile tanışıyoruz. Müsaade edersen size bir ağabeyiniz olarak bir hatırlatma yapmak isterim.”

Tabi ağır konuşacağımı pek tahmin etmeyerek; “Buyurun abi” dedi. “Çok üzüldüm az önceki telefon konuşmalarınıza. Bu çocuğu perişan ettin. Bu çocuk ileride okusa hukukçu, ilahiyatçı, mühendis veya esnaf olsa hatta ne olursa olsun yalancı bir insan olsa ne yapacaksın? İkiyüzlü değil iki yüz yüzlü olmasını ister misin? Çünkü az önce babasından yalan söylemeyi öğrendi.

Şimdi bu zihninde kendisine yalan öğreten bir baba imajı oluştu. Sen nasıl bir çocuk yetiştirmek istiyorsun, bu çocuktan yarın ne bekliyorsun? Yalan öğrettiğin çocuk sana doğru mu konuşacak? Yarın o yalanları sana karşı söyleyecek.” Genç adam; “Ama abi o karşıdaki kişi benim patronum. Şimdi cumartesi biz gece boyu yola gideceğiz, yarın pazar sabahı beni işe çağıracak, ben yorgun argın nasıl gideyim?”

Delikanlı ol

“Bak kardeşim” dedim: “Delikanlıca bir duruş gösterecektin, çocuklarının gözünde bir kahraman olacaktın. Çünkü onların gözünde en güçlü insan babalarıdır, en merhametli insan da anneleridir. ‘Patron ben yarın yorgun olurum, işe gelemem’ demeliydiniz. Hem bu duruşunuzla Allah’ın sevdiği bir kul olurdunuz, hem de örnek bir insan olurdunuz. Gelecekte de bu çocuğu perişan etmemiş olurdunuz.”

Baktım genç adam yelkenleri indirince son bir kez daha yüklendim: “Yazık oldu bu çocuğa, bunu hiçbir hastanede tedavi ettiremezsiniz. Bunun acısını sonraki yıllarda gördüğünüzde yüreğinize taş gibi oturur. Unutma çocuklar çiçek gibidir, iyi bakarsanız gül gibi kokar, eğer iyi bakamazsanız diken gibi batar. Ama ilk önce anne baba olarak sizin elinize batacak, sonra ilerideki ailesinin, eşinin, ailesinin eline batacak.”

Genç adam işin ciddiyetini anladı ve belki de ne yapacağını da şaşırarak benden özür diledi. “Benden özür dilesen ne olur, dilemesen ne olur. Allah’tan af dile, pişman ol, bu çocuktan da özür dile. ‘Oğlum bir hata yaptık, keşke böyle demeseydik ve bundan sonra böyle yapmamız lazım’ de. Hiç olmasa çocuk hatadan dönmeyi öğrensin, pişman olmayı öğrensin, tövbe etmeyi öğrensin.”

Bu mesajı o kardeşimize ulaştırmayı lütfettiği için Allah’a hamd ediyorum. Yazımın başında da ifade ettiğim gibi çocuk eğitiminde ilk yapacağımız şey kendimizi yetiştirmektir. Kendimizi yetiştirmek için de önce sorumluluk duygumuzu geliştirmemiz lazım. Ailemize, akrabalarımıza, iş yerimizdeki insanlara, komşularınıza karşı, hepsinden öte Allah’a karşı sorumluyuz. Bu sorumluluk duygusunu ne kadar kazanırsak inanın ki takva duygumuz da o kadar artar.

Geylani Akan/ İrfanDunyamiz.com

Çocuk Eğitimi ↗

Çocuk eğitimini batılı pedagojiyi esas almadan işleyen yazılar okumak için tıklayın.

Aile Okulu ↗

Mutlu evlilik ve huzurlu aile konusunu ele alan seçme yazılar okumak için tıklayın.

Şunlara Gözat

Hayata farklı açılardan bak…

Bir olayı veya bir nesneyi ya da bir olguyu analiz ederken herkes bulunduğu pencereden, kendi …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.