İki üstadın gönüllere dokunan hatırası…

Uzun zaman önce Bursa Orhaneli’nde bir programımız vardı. Program sonrasında emekli öğretmen olduğunu söyleyen bir beyefendi evinde çay içmemiz için bize ısrar etti. Gönülden yapılan daveti kırmamak için o akşam öğretmen arkadaşın evine gittik.

Mehmet Atanur ismindeki bu arkadaşımızla tanıştık. Çok güzel muhabbetler oldu. Bir ara hayatında en çok etkilendiği bir hatırasını anlatmak için müsaade istedi. Merhum Üstad Necip Fazıl ve merhum Mehmed Şevket Eygi Bey’le olan çok güzel bir hatırasını anlattı. Aklımda kaldığı kadarıyla sizlerle paylaşayım.

Bir mektup

Mehmet Bey Balıkesirli bir ailenin çocuğuymuş. Bir okulda müstahdem olan babası yaşlı, ailesi ise fakirmiş. İstanbul’da bir üniversite kazanınca babası devrin Balıkesir Müftü’süne giderek yardım etmesi için talepte bulunmuş. Müftü Bey bir not yazarak, İstanbul’da yaşayan Mehmed Şevket Eygi Bey’e bu notu ulaştırmalarını istemiş.

İstanbul’u iyi bilmeyen genç, denilen adresi buluncaya kadar çok zorluklar çekmiş. Nihayet Mehmed Şevket Bey’in yazıhanesini bulmuş. Şevket Eygi Bey güler yüzle çok güzel karşılamış genci. O da mektubu kendisine arz etmiş. Gencin ihtiyaç sahibi olduğunu anlayan Mehmed Şevki Bey; “Bir çay iç, dinlen bakalım, bir şeyler yaparız” demiş.

Tam o esnada “Üstad geliyor” demişler bir haraketlilik başlamış. Üstad’ın kim olduğunu bilmeyen genç bir bakmış ki Necip Fazıl Kısakürek beraberindeki bir kaç kişiyle içeriye giriyor. Üstad gür bir seda ile; “Kim bu çocuk Mehmed” demiş,

Şevket Eygi Bey; “Balıkesir Müftüsü göndermiş, üniversite kazanmış bir delikanlı” deyince. Üstad: “Öyle mi?” deyip hiçbir şey sormadan eline bir kağıt almış, bir kelimelik bir not yazmış. Sonra onu gence uzatarak; “Al bu zarfı üzerindeki yazılı adrese götür” demiş. Genç Üstad’a ve Şevket Eygi Bey’e teşekkür edip oradan ayrılmış.

Genç denilen adrese gitmiş, mağazanın kapısı önünde duran Beyefendi’ye; “Bu mektubu size Üstad Necip Fazıl gönderdi” demiş. Mektubu alan adam zarfı öpüp başına koyduktan sonra; “Buyur yavrum, ne istiyorsun?” diye sormuş. Genç; “Hayır efendim, ben bir şey istemiyorum sadece mektubu getirdim” demiş.

Adam zarfı açıp mektubu okumuş. Sonra gence dönerek samimi bir ses tonuyla; “Bak evladım sen bu dükkanın sahibisin, biz de senin kiracılarınız. Sana her ay kira ödeyeceğiz. Her ayın başında geleceksin kiranı alacaksın. İlk kiran bu zarfın içerisinde” diyerek zarfı ona uzatmış.

Dört yıl sürdü

Delikanlı oradan ayrılmış, birkaç sokak sonra merak etmiş, verilen zarfı açıp bakmış. Zarfın içindeki miktarı görünce gözyaşlarını tutamamış, Çünkü bu para babasının maaşından çokmuş, Genç her ayın başında oraya gitmiş ve o adamdan bir zarf almış. Bu iş öylece dört yıl devam etmiş. Dört yılın sonunda üniversite öğrenimi bitmiş ve genç öğretmen olmuş.

Emekli öğretmen Mehmet Bey Orhaneli’deki evinde bunları anlattıktan sonra ağlamaya başladı ve şunları söyledi: “Şimdi çok merak ediyorum, acaba o kağıda Üstad ne yazmıştı? Keşke o notu alsaydım da çerçeveletip başucuma assaydım.”

Evet dostlar uydurulmuş menkıbe denilmesin diye arkadaşın ismini soy ismini ve bütün detayları yazdım. Peki biz bu hatıradan ne anlamalıyız: Ben kendimce şunları anladım. Demek ki onlar sadece yazıp çizmemişler, isimlerini gönül sayfalarına da yazdırmayı başarmışlar. Demek ki Necip Fazıl olmak, Şevket Eygi olmak böyle bir şeymiş. Biz onları yazarlık yapıyor zannederdik, meğerse onlar hem bizi aydınlatıyor hem de hayırlı işlere vesile oluyorlarmış. Çevrelerine duyarsız kalmıyorlarmış.

Onlara ve tüm büyüklerimize, geçmişlerimize rahmet olsun. Makamları cennet olsun.

Geylani Akan/ İrfanDunyamiz.com

Yayın Yönetmeni Notu: Merhum Mehmed Şevket Eygi Bey’i evinde birkaç kez ziyaret etmiş ve birlikte vakit geçirmiş birisi olarak onun merhametine bendeniz de şahit oldum. Zengin bir iş adamına; “Size bazı fakir kimseleri yönlendirirsem onlara yardım eder misiniz” dediğini duymuştum. Üstad Necip Fazıl’ın iyilikseverlik yönünü ise bu güzel hatıra ile öğrenmiş olduk. İrfan dünyamızda müstesna yerleri olan bu iki güzel mütefekkir şahsiyet, şair, yazar ve düşünür olmanın yanı sıra asıl insana fazilet kazandıran duyarlılık ve iyilikseverlikleriyle hep hayırla yad edileceklerdir.

Hatıra Arşivi ↗

Alimler, arifler, hocalar ve önemli şahsiyetlerin hatıralarını okumak için tıklayın.

İyi Haberler ↗

İyiliklere, erdemlere, örnek davranışlara dair beyaz haberler okumak için tıklayınız.

Şunlara Gözat

İz bırakan mal müdürü Neşet Özerdem

Bir mal müdürü düşünün, Türkiye’nin çeşitli yerlerinde görev yapmış ve her gittiği yerde iz bırakmış. …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.