Patlamış mısırın başına gelenler

Gül bahçesinde girip çıkmakla gül kokmazsın pîrim. Belini bükmeden, eline koluna gül dalı dolamadan, ayağına diken batmadan bu yollar geçilmez imiş.

Patlak mısır misâli vardır hani; ufak tanecik kendi hâlinden şikayet eylermiş. Bir ucum sivri, beni sevmek bana dokunmak isteyenler sivri yanım dolayısıyla ellerini geri çekiyorlar, beni sevmiyorlar diye inler dururmuş.

Bir gün ona uzanan bir el onu almış ve başka mısır tanecikleriyle birlikte derin bir kaba koymuş. Kaçmaması için de kapağını sıkı sıkı örtmüş.

Tanecik, başına neler geldiğini anlamaya çalışıp, yanındakilerle konuşmaya başlayacakken bir de bakmış ki üzerinde bulunduğu alan git gide ısınıyor.

Sıcaklık arttıkça başlamış mısır tanecikleri bir oraya bir buraya zıplayıp kaçışmaya… Ama ne çâre. Kapak sımsıkı kapalı, kaçış yok…

Artık yorgun düşen tanecik kendini bırakmış. O anda kapak açılmış. Bir de ne görsün! Herkes bir değişik hâllere girmiş. Kimi buluta benzemiş kimi kuzuya…

Herkes birbirine sen kimsin diye sormaktaymış. O esnada içine konduğu şeyin duvarından bakmış ki kendisi de kendisi gibi değil…

Ardından kendilerine uzanan el onları almış başka bir kaba koymuş. Ve başlamış söylemeye, “Siz ne de güzel ne tatlı olmuşsunuz. Mis gibi de kokuyorsunuz…”

Kendine neler olduğunu düşünen tanecik söylenenleri duyunca anlamış ki, kaçmaya çalıştığı, oflayıp pufladığı o sıcaklık onu güzelleştirmiş…

Anlamış ki sıkıntı çekmeden, acıya dayanmadan güzel olunmuyor. Sen sıkıntıya dayanınca da tadın da güzelleşiyor, görünüşün de, kokun da…

Esad Erbili Hazretlerinin bu misâle uygun pek güzel bir sözü vardır. Buyururlar ki: “Yastığımı dikenden yapar isem, rüyâmda gülü görürüm!…”

Yastığı dikenden olup gül bağında gül derenlere selâm olsun…

Ârızın yâdıyla nem-nâk olsa müjgânım n’ola

Zâyî olmaz gül temennâsıyle vermek hâre su… Fuzûlî

(Gül gibi olan) yanağını andıkça kirpiklerim ıslansa şaşılır mı? Güle kavuşmak için dikene su vermek boşa değildir. (Gülden kasıt Gül Peygamberdir. Şair diyor ki: Nasıl ki güle kavuşmak için dikene su vermek gerekir; Hazreti Muhammed sallellahü aelyhi ve sellem’e kavuşmak için de dikene benzeyen kirpikleri sulamak yani onun aşkıyla ağlamak gerekir. Bu ağlayış zayi olmayacaktır.

Not: Bu yazının kaynağını bulamadık.

İrfandunyamiz.com

Yayın Yönetmeni Notu: Allah Teala sabrı yaratmıştır ki bu nimet sayesinde kulları âli derecelere yükselsin. Acı çekmeden, ıstırap duymadan, hüzün ve çilelere gark olmadan olgunlaşmak mümkün değildir. Bundan dolayıdır ki Cenab-ı Allah her insanı çeşitli sıkıntılarla sınamakta ve böylece o kimseye olgunlaşma kapılarını aralamaktadır.  Sabırlı olmak belki de hayattaki yapılması en zor şeylerden birisidir. Kendimizi ve çocuklarımızı sabır konusunda terbiye etmemiz gerekmektedir.

KISSA HAVUZU↗

En güzel kıssa ve hikayelerin derlendiği özel arşivimize ulaşmak için tıklayın.

MENKIBE DERYASI↗

Özenle seçilmiş geleneksel eğitici menkıbeler okumak için tıklayın.

Şunlara Gözat

Celalettin Ökten Hoca sade yaşardı…

Bu yazımda size, Türkiye’de İmam-Hatip Okullarının açılması için gece-gündüz çalışan, yani cihad eden ve neticede …

Bir yorum

  1. Hocam annem babam durdan yuzume elini sirtima elseme terlik vuruyo

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.