Tır şoförünün hatırlattıkları…

Ömrümün ilk umresi için kara yoluyla kutlu Medine’ye gelmiştik. Mescid-i Nebevi‘ye girip heyecanla , Gönlümüzün Sultanı’nı ziyaret edip salat-ü selamlardan sonra şükür namazı kılıp dönüşümüzde kalmak niyetiyle Mekke’ye doğru yola çıktık. Şoförümüz mazot yerine benzin alınca gece yarısı mola verdiğimiz yerde otobüs çalışmadı. Ses yok, hareket yok çölün ortasında kala kaldık.

Neyse ki bir tırı durdurup yardım istedik. Siyahi tır şoförü arabayı bir şekilde çalıştırdı ve “Durmayıp Mekke’ye gidin durumu anlatıp düzeltirsiniz” dedi. Ben kendisine teşekkür ettikten sonra; “Borcumuz ne kadar?” diye sorunca; ’Müslümanlar kardeştir, kardeşler para için değil Allah için birbirine yardım eder’ cevabını verdi.

İman budur

Evet iman bizi kardeş etmişti bu siyahi kardeşimizle. O da kardeşlik görevini yerine getirmişti. Çok duygulandım, iliklerime kadar işleyen duygularla onu kucaklayıp teşekkür ettim. Çölün ortasında kardeşimiz bize karşılık beklemeden yardım ediyor, değil ücret teşekkür bile beklemeden yoluna devam ediyordu. Bizi kardeş eden Allah’a ham ediyorum.

Yaşadığım bu olay belki de şu ayetin bir tecellisi değil miydi?: “Allah’ın size bahşetmiş olduğu İslam, iman ve kardeşlik nimetini hatırlayın: Hani siz İslam ile tanışmadan önce, birbirine kan davası güden düşman kabileler ve gruplar idiniz de, Allah kalplerinizi kaynaştırıp birleştirdi ve O’nun nimeti sayesinde hepiniz kardeş oldunuz” (Enfal, 103)

Allah için birbirini seven ve Allah için birbirine yardım edenler Sevgili Peygamberimizin diliyle şöyle müjdeleniyorlar: “Yedi sınıf insan vardır ki Allah Teâlâ onları hiçbir gölgenin bulunmadığı bir günde, kendi (Arş’ının) gölgesiyle gölgelendirir… (Bu sınıflardan biri de) birbirlerini Allah için seven, (birbirlerinin dert ortağı olan) bir araya gelişleri ve ayrılışları bu muhabbetle gerçekleşen iki kişidir…” (Buhârî, Ezân, 36)

Bir vücudun organları

Değerli kardeşlerim, kardeşlik konusunda onlarca ayet ve hadis olmasına rağmen nedense kardeşliğin mahiyetini bir türlü kavrayamıyoruz. Suriyeliler bizim neyimiz olur, Iraklılar bizim neyimiz olur, Doğu Türkistanlılar bizim neyimiz olur; bir türlü idrak edemiyoruz. Bugün başta Filistin‘de olmak üzere İslam dünyasında acı varsa bizim rahat ve konfor içinde gaflete dalmamız helal olmaz.

Bugün Filistin‘deki acılar uykumuzu kaçırmıyorsa demek ki biz kardeşliğin anlamını henüz kavrayamamışız. Bakın İki Cihan Güneşi Efendimiz sallellahu aleyhi ve sellem ne buyuruyor: “Müminler birbirlerini sevmekte, birbirlerine acımakta ve yekdiğerini korumakta tek bir vücut gibidir. Vücudun herhangi bir uzvu rahatsız olursa öteki organları da bu yüzden rahatsız olur ve uykusuz kalır.” (Buhari, Edep 27)

Efendimiz söz konusu kardeşliğin icaplarını da şöyle özetlemiştir: “Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, haksızlık yapmaz, onu düşmana teslim etmez. Müslüman kardeşinin ihtiyacını gideren kimsenin Allah da ihtiyacını giderir. Kim bir Müslümandan bir sıkıntıyı giderirse, Allah Teâlâ o kimsenin kıyamet günündeki sıkıntılarından birini giderir. Kim bir Müslümanın ayıp ve kusurunu örterse, Allah Teâlâ da o kimsenin ayıp ve kusurunu örter.” (Buhari, Mezalim 3; Müslim, Birr 58)

Müslümanlar kardeştir

Rabbimiz bizleri birbirimize kardeş ilan etmiş ve bununla birlikte kardeşliğin gereklerini de bizlere hatırlatmıştır. Ayet-i kerimede şöyle buyurulur: “Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını bulup düzeltin ve Allah’tan korkup sakının; umulur ki esirgenirsiniz.” (Hucurat, 10) Gerçek imanın ölçüsü de bu kardeşlik duygusunun hayata yansımasıdır. Bu hakikati Peygamber Efendimiz şöyle ifade etmiştir: “Hiçbiriniz, kendisi için istediğini din kardeşi için de istemedikçe olgun mü’min olamaz.” (Müslim, iman, 71)   

Kardeşliğin gereklerinden biri de iyiliği emredip kötülükten sakındırmaktır. Ayet-i kerimede bu hususta şöyle buyurulur: “Mü’min erkekler ve mümin kadınlar birbirlerinin velileridirler. İyiliği emreder, kötülükten sakındırırlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler ve Allah’a ve Rasûlüne itaat ederler. İşte Allah’ın kendilerine rahmet edeceği kimseler bunlardır…” (Tevbe, 71).

Rabbimiz bir kutsi hadiste samimi kardeşliği ihya edenleri seveceği müjdesini vermiştir: “Benim rızâm için birbirlerini sevenlere, benim rızâm için bolca sarf edenlere, birbirlerini sevmede samimî ve içten davranan sâdıklara, akraba ve dost ilişkilerini kesmeyenlere veya birbirlerini ziyaret edenlere sevgim hak olmuştur.” (Ahmed bin Hanbel, Müsned, V, 229)

Ah kardeşlik

Bu ayet ve hadislerden anlıyoruz ki iman kardeşlerimizi sevmek, korumak, gerektiğinde yardımına koşmak dini vazifemizdir. Kardeşlerimizin canı, malı, namusu bizim için mukaddes olduğu bilinciyle kendi canımız, malımız, namusumuz gibi korunacaktır.

Hatta bir adım ötesini Ebu’l Hasan Harakani şöyle ifade ediyor: ‘’Dünyanın bir yerinde bir müslümanın ayağına diken batsa, o diken önce benim kalbime sonra onun ayağına batar’’ Mevlana’nın da çok nakledilen güzel bir sözü vardır, der ki: “Hocam Şems bana: Dünyanın bir yerinde üşüyen Müslüman varsa ısınmaya hakkın yok diye öğretti. Biliyorum ki bir yerlerde üşüyenler mutlaka var. Ondan sonra hiç ısınamadım…’’  

Son olarak küçük bir hatıramı paylaşmak isterim. Üniversite’de  okumak için Konya‘ya gitmiştim. Mehmet Öksüz adında yaşlı bir Allah dostuyla tanıştım. Hastaydı, ziyaretine gitmiştim. Sohbet, muhabbet derken; “Sana bir teklifim olacak dedi. Gel seninle ahiret kardeşi olalım. Mahşer günü hangimize şefaat hakkı verilirse diğerine şefaat sözü verelim.” dedi. Elimi tuttu ve sözleştik.

Kısa zaman sonra ebediyete göçtü. Ondan sonra onu hiç unutmadım. Hep dualarımda ve niyazlarım da oldu. Kardeşlik böyle güzel, anlamlı, duygulu bir hadise. Üstad Sezai Karakoç‘a kaç kardeş olduğu sorulduğunda; ‘’Bir buçuk milyar kardeşiz‘’ cevabını vermiş.

Mevla’mdan niyazım kardeşliğimizi diriltip yeniden, harabeye dönen gönül coğrafyamızı ihya edelim. Yeryüzünün bu kardeşliğe, İslam kardeşliğine her zamankinden daha çok ihtiyacı var…

Recep Uzun/ İrfanDunyamiz.com

İrfan Mektebi ↗

Sevdirici, müjdeleyici üslupla yazılmış hayata dair yazılar okumak için tıklayın.

Gönül Dünyamız ↗

Gönül insanlarına dair bam telinize dokunacak yazılar okumak için tıklayın.

Şunlara Gözat

İstanbul’da bir mevlid hatırası…

Konya’nın meşhur hafızlarından Hayra Hizmet Vakfı kurucusu merhum Hasan Hüseyin Varol hocamızın hatıralarını rahmete ve …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.