Mutlu olmak isteyenler için…

İçin mi daralıyor? Sebepsiz yere can sıkıntısı mı çekiyorsun? Sıkıntı senin içindeyse şayet, evinin genişliği hatta dünyanın genişliği sana fayda vermez. Bir şeyleri değiştirince veya mekânları değiştirince sıkıntının gideceğini zannedersin fakat bu zan boşunadır. Çünkü problem senin içinde ve gittiğin her yere onu da götürüyorsun. Bu durum, ağzı kokan kişinin gittiği her yerde kokuyu almasına benzer.

Gözlemlerime göre, insanların çoğu mutsuz ve tatminsiz. Zengini de yoksulu da mutsuz. Büyüğü de küçüğü de mutsuz. Birçoğunda gelecek endişesi var. Birçok kişi başarıya odaklanmış. Hedefindeki başarıyı yakalayamayanlar zaten mutsuz. Hedefine ulaşanlar ise kısa bir zaman sonra aradığı mutluluğun orada olmadığını fark ediyorlar ve mutsuz oluyorlar ya da yeni bir hedef koyarak o hedefe ulaşmak için didiniyorlar.

Olumsuzlukları görürler

Mutsuz insanlar devamlı çevresindeki olumsuzluklardan (veya olumsuz zannettikleri şeylerden) sızlanırlar. Bir bakıma mutluluklarını çevresindeki olumsuzlukların düzelmesine bağlarlar. Tabii olarak bu pek mümkün değildir. Çünkü hayatın akışı içerisinde biten olumsuzlukların- problemlerin- yerine başka problemler gelecektir. Böylece bu tip kimselerin mutsuzlukları devam eden bir sürece dönüşür.

Mutlu insanlar ise; hayatı olduğu gibi kabul ederler. Problemlerle baş etmeye çalışırlarken, çevresindeki güzellikleri fark edip onlardan mutlu olmayı bilirler. Hele bir de bu hayatın imtihan olduğunun bilincindeyse, olumsuzluklara sabrederek ve bundan kazanacağı sevapları da düşünerek onlardan bile mutlu olabilirler. Kısaca mutluluk ve mutsuzluk çoğunlukla bizim olaylara bakışımızın sonucudur.

Haydi kurtuluşa

İşte ezandaki “Haydi kurtuluşa” çağrısını bu bağlamda değerlendirmek gerekiyor. Bu kurtuluş çağrısı ne kadar da önemli değil mi; zamanımızın mutsuz ve stres topu haline gelmiş insanları için…

Gençliğimde ezanın sözleri ve manaları üzerinde düşünürdüm. Ezandaki her bir cümlenin anlamından etkilenirdim fakat; “Hayye alel felah” yani “ haydi kurtuluşa” cümlesi beni daha çok etkilemişti. Ezanın kurtuluş vesilesi olarak çağırdığı şey elbette namaz ibadetiydi. Peki, bu ibadet hakkıyla yerine getirilince, kişi nelerden kurtulurdu acaba? Aklıma gelenleri söyleyeyim, sizler ilave edebilirsiniz.

Stresten kurtuluş. Bunalmışlıktan, bezginlikten kurtuluş. Hayatın anlamsızlaşmasından kurtuluş. Kendini güvende hissedememekten kurtuluş. Tasalardan kederlerden kurtuluş. Bize hayatı zindan eden hırs ve tutkularımızdan kurtuluş. Kıskançlıklardan ve çekememezlikten kurtuluş.

Her türlü şehvetten ve duygularımıza esir olmaktan kurtuluş. Yalnızlık duygusundan, gelecek endişelerinden kurtuluş. Kendini, dünyanın merkezine oturtup, her şeyin ve herkesin kendisi için birer teferruattan ibaret olduğunu düşündüren bencillikten kurtuluş. Kendini beğenmişlikten ve kibirden kurtuluş. Kinden, nefretten kurtuluş.

Vicdansızlıktan merhametsizlikten kurtuluş. Başarıyı, hayatın tek gayesiymiş gibi düşünme yanılgısından kurtuluş. En önemlisi belimizi büken, içimizi karartan günahlardan kurtuluş. Ahirette ise cehennemden kurtuluş. Bunları çoğaltabiliriz.

Namaz rahatlatır

Yüce Kitabımız çareyi gösteriyor: “…Dikkat edin! Kalpler ancak Allah’ı anmakla huzura kavuşur.”(Ra’d, 28) buyruluyor. Başka yerlerde boş yere huzur arama. Huzur yanı başında, seccadende…

Namazın dünyada da ahirette de faydası var. Dünyadaki faydasını şöyle düşünürüm. Havadaki nem oranının yüksek olduğu sıcak ve tozlu bir günde dolaşıyorsunuz, terliyorsunuz her tarafınız yapış yapış oluyor. Bu durumda duş almak sizi ne kadar rahatlatırsa, namaz da öyledir. İnsana iç huzuru verir. Arınmışlık duygusu verir, rahatlatır.

Sevgili Peygamberimiz namaz vakti geldiğinde Bilal-i Habeşi hazretlerine; “Erihna Ya Bilal/ Haydi Bilal bizi rahatlat” diyerek ondan ezan okumasını istermiş. Kur’an-ı Kerim’in Mü’minun Suresi’nin ilk ayetlerinde, hakkı verilerek kılınan namazların mü’minlerin kurtuluşuna vesile olduğu haber verilmiştir. Başka bir ayette ise: “Ve namazı dosdoğru kıl, çünkü namaz insanı hayasızlıktan ve kötülükten alıkoyar.” (Ankebut, 45) buyurularak namaz ibadetinin faydaları anlatılmıştır.

Ali Uslu/ İrfanDunyamiz.com

BENZER İÇERİKLER

Şahsiyet Gelişimi↗

Müslümanca hassasiyetlerle yazılmış kişisel gelişim yazıları okumak için tıklayın.

Adab-ı Muaşeret

Sosyal hayattaki edep ve görgü kurallarına dair yazıları okumak için tıklayın.

Şunlara Gözat

Saatçi Osman Efendi Medine’ye doyamazdı…

Konya’nın meşhur hafızlarından Hayra Hizmet Vakfı kurucusu merhum Hasan Hüseyin Varol hocamızın hatıralarını rahmete ve …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.