Allah onlara iyi davranmamızı istiyor

Yıllar önce bir sohbetimde ana- babaya iyi davranmak üzerine konuşuyordum. Sohbetimde bulunanlardan yaşı benden epeyce büyük olan biri; “Hocam! Anneniz babanız sağ mı?” dedi. “Hamdolsun ikisi de sağ” dedim. “Allah uzun ömürler versin” dedikten sonra; “Hocam onlar sana, küçükken nasıl davrandılar? Şimdi nasıl davranıyorlar?” diye sordu.

”Hamdolsun küçükken de şimdi de iyi davrandılar. Küçükken eğitimim için gayret gösterdiler. Gerçi yanlışları vardı ama iyi niyetle benim iyiliğime zannederek yaptıkları yanlışlardı bunlar” dedim. “Hayrola niçin bunları sordun?” diyerek konuşmasına fırsat verdim.

Sert huyluymuş

“Hocam” dedi; “Benim babam çok sert bir kimseydi. Karşısında konuşamazdık bile. Onun kendi doğruları vardı bir de dayağı. Bizim fikirlerimize hiç değer vermezdi. Eğer birisi bizi şikâyet ettiyse haklı da olsak haksız da olsak dayağı yerdik kardeşimle birlikte. İlkokulda derslerimiz iyiydi ama ortaokula göndermedi. ‘Okuyanlar  anarşist oluyorlar’ derdi.

Bizim köyden liseye giden birisi mafya işlerine bulaşmış, köyde kötü bir iz bırakmış. Onun yüzünden köylü, çocuklarını uzun sure liseye göndermemişler. En fazla Kur’an kursuna gönderiyorlarmış. Köy hocasına gidip hatim ettik ve bizim eğitim bitti. Onun yanında çiftçilik-hayvancılık yaptık ama doğru dürüst para vermezdi. Bizim ihtiyaçlarımızı o görürdü, tabi kendi zevkine göre.

Sonra bizi everdiler yine kendi arzularına göre. ‘Falanın kızına dünür gidiyoruz’ dediler. Karşı çıkmak ne mümkün. Fikrimi bile almadılar. Allah’tan evlendiğim kişi iyi birisi çıktı. Anlayışlı, merhametli birisi…

Fakat biz onların oğlu-gelini değil kölesiyiz sanki. Çok çalıştırıyorlar ihtiyaçlarımız için doğru dürüst para bile vermiyorlardı. Zaten beraber yiyip içiyoruz. Hanımın özel ihtiyaçlarını bile alamıyordum. Çünkü param yok. Babamdan isteyemiyordum. Varlık içinde darlık çekiyorduk. Anam da çok geçimli birisi değildi. Basit sebeplerden hanımı hırpalar dururdu.

Evden ayrılmış

Bir gün hanımdan bir şeyler yapmasını istemişler. O da biraz gecikmiş. Hakaretin bini bir para. Yediğimiz içtiğimize kadar başa kaktı babam. Sanki rızık veren o. Dayanamadım gittim, ilçeden iş buldum. Hanımın anasının evinden getirdiklerini yükledik ilçeye göçtük.

Bunu hazmedemedi babam. Bize darıldı. Bir kaç sene sonra barıştı ama hala mırın- kırın. Bayramlarda torunlarını ayırır. Diğerlerine on verirse bizimkilere beş verir. Hocam! Sizin ana-babanız böyle olsa onlara güzel davranabilir miydiniz? Benim içimden babama karşı saygı gelmiyor.”

Şöyle dedim: Bak Abicim, bu konuda zor bir sınavdasın. Rabbim kolaylıklar ve sabırlar versin. Böyle anam-babam olsa nasıl davranırdım bilemem. Ama sana şunu söyleyeyim. Kur’an-ı Kerim’de birkaç yerde ana-babaya güzel davranmakla ilgili kesin emir var ve bu konuda istisna yok. “Anne-babanız size iyi davranırsa onlara iyi davranın” demiyor. Veya “Onlar size kötü davrandıklarında onlara güzel davranmayabilirsiniz” de demiyor. Bu konuda kesin olarak; “İyi davranın” diyor.

Onlar size göre saygıyı, güzel davranışı hak etmemiş olabilir. Ama bu konuda Allah’ımızın hatırı için saygı gösterip iyi davranabiliriz. Ki bu sadece Allah rızası için olmuş olur. Allah celle celaluh ise sırf kendi rızası için yapılan şeylerin mükâfatını en güzel şekilde verir.

Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de mealen şöyle buyuruyor: “Rabbin sadece kendisine kulluk etmenizi, ana-babaya da iyi davranmanızı kesin bir şekilde emretti…” (İsra, 23)

Şu ayette de anne baba müşrik bile olsalar onlara iyi davranmak emrediliyor: “Nitekim Allah azze ve celle bu konuda şöyle buyurur: “Eğer anne baban, hakkında bilgin olmayan bir şeyi bana ortak koşman için seni zorlarlarsa bu durumda onlara uyma ama yine de onlara dünyada iyi davran; yüzünü ve özünü bana çevirenlerin yolunu izle; dönüşünüz yalnız banadır, O zaman yapıp ettiklerinizin sonucunu size bildireceğim.” (Lokman, 15)

Allah’a karşı işlenmiş en büyük suç şirk olduğu halde Cenab-ı Allah, şirk koştukları halde onlara iyi davranmamızı istiyorsa bunu iyice bir düşünmek lazım. Anlayan için daha fazla uzatmaya gerek yok.

Ali Uslu/ İrfanDunyamiz.com

Şunlara Gözat

İz bırakan mal müdürü Neşet Özerdem

Bir mal müdürü düşünün, Türkiye’nin çeşitli yerlerinde görev yapmış ve her gittiği yerde iz bırakmış. …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.