Emin Saraç hocanın anlattığı ilginç olay!

“Ne kervan kaldı, ne at, hepsi silinip gitti…
İyi insanlar iyi atlara binip gitti.”
Necip Fazıl Kısakürek

Nuru yüzünden eksik olmayan, konuşmalarında insanları kırmayan, kınamayan, ilminin ağırlığını her dâim hissettiren hocaların hocası muhterem Mehmet Emin Saraç Hocamız on küsur sene fakirin imamlık vazifesini ifa ettiğim Fatih-Şehremini’nde ev sohbetlerine hiç aksatmadan devam etti.

Cemaatimizden Niyazi Pınar Hacım, mendilci Yaşar Hacım bu sohbetlerin müdavimleriydi. Bazen de Hocamızı başka ilçelere vasıtalarla götürdüklerini biliyorum.

Cemaat kalabalıktı

Son zamanlarda cemaatimizden Mustafa Kirazoğlu’nun bodrum kattaki dersinde her pazartesi günleri yatsı namazından sonra hayli kalabalık bir cemaatleri oluyordu.

Hocamızın bu sohbetlerinde birçok kerelere bulundum elhamdülillah. Hocamız bazen camimizde cemaatle namazlarımıza iştirak eder, bazen de dershane de cemaatle namazlarını eda ederdi.

Birkaç kez hatim duasını bana yaptırmış ve bana da elhamdülillah hususi dua etmişti muhterem hocam.

Hadis-i şerif okur

Hep hadis-i şerifler okur, onları etraflıca anlatır ve feyiz almamızı sağlardı. Hadis sohbetlerinin ne kadar feyizli ve bereketli olduğunu hocamızın bu derslerinde ilk defa tattım.

Kendisi rahatsızlandığında veya bir yere gitmek zorunda kaldığında, 41 sene Kasımpaşa Büyük Piyalepaşa Camii’nde vazife yapmış emekli İmam Hatip Orhan İnce Hocamız sohbetleri aksatmadan devam ettiriyordu.

Merhum Emin Saraç Hocamız, bu derslere 1976 senesinde rahmet-i Rahmân’a kavuşan Abdurrahman Şeref Güzelyazıcı Hocaefendi’nin vefatıyla başlandığını söylerdi. Kendisi şeyh olmadığını ve Ali Haydar Efendi’ye intisap ettiğini ifade ederdi.                  

İstibdat döneminde çok zor şartlar altında hafız olan babasından ahırlarda gizli gizli hafızlığını ikmal ettiğini anlatırdı.                 

İlginç olay

Mısır’da dokuz sene eğitim gören Mehmet Emin Saraç Hocamız Osmanlı’nın son şeyhülislâmı Mustafa Sabri Efendi’nin defninde bir alimin kabre inerek kefeninin ayakucunu açıp ayağının altını öptüğünü ve “Elhamdülillah bir Osmanlı ulemasının ayağının altını öpme şerefine erdim” dediğini anlatmıştı. Bir Osmanlı ulemasının ne kadar kıymetli olduğunu bize bu hatırayı anlatarak yürekten hissettirmişti. Sonradan öğrendim ki bu alim Kosovalı Ali Yakup Cenkçiler Hoca imiş.

Zor zamanlarda Kamer Suresi 45. ayeti bol bol okumamızı tavsiye ederdi.

Cuma günleri ikindi akşam arası; “Yâ Allah, Yâ Rahmân’ı bol bol okuyun” derdi.

Şeyhi Ali Haydar Efendi’nin akşam namazlarını Yasin Suresi ile kıldığını anlatmıştı.

Böyle mümtaz hocalarımın sohbet ve ilim halkalarına benim katılmamı sağlayan Yüce Rabbim’e ne kadar şükretsem azdır.

Onu anlatmaya benim gibi âciz kulun kelimeleri kifayet etmez.

Rabbim Hocamıza rahmet eylesin, onun derecesini ali eylesin. Ahirette onun yanı başına, beni de alsın. Kimi severseniz onunla birlikte olursunuz, bizde merhum Hocamızı çok sevdik Rabbim birlikte haşreylesin. Âmin.

Osman Gülşen/ İrfanDunyamiz.com

EMİN SARAÇ HOCA İLE İLGİLİ DİĞER YAZILAR

Gönül Dünyamız ↗

Gönül insanlarına dair bam telinize dokunacak yazılar okumak için tıklayın.

İrfan Mektebi ↗

Sevdirici, müjdeleyici üslupla yazılmış hayata dair yazılar okumak için tıklayın.

Merhum Emin Saraç Hocamızın bir sohbeti.

Şunlara Gözat

Mehmet Feyzi Efendi farklı bir zattı…

İmam hatipte okurken yaz tatillerinde İstanbul gibi manevi üstadların bol olduğu bir şehirde birçok güzel …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.