Göz aydınlığı çocuklar yetiştirmek için…

Hazreti Havva, Hanne, Amine, Hatice, Fatıma mabed evlerin “üsve-i hasene”leri, baş öğretmenleridirler. Neyin nasıl yapılacağı ya da nasıl niyaz edileceğini en güzel onlar gösterdiler. Allah’ın emirlerine itaat ettiler, iffetlerini korudular.

Çocuklarını daha doğmadan Allah’a adadılar. O’ndan, kovulmuş şeytana karşı yavrularını ve nesillerini korumasını niyaz ettiler. (Âl-i İmrân 35-36) En güzel şekliyle eş ve anne oldular; nimet anında şükrettiler, sıkıntıda sabrettiler.

Mabed evler

Onları örnek alan İslam kadınları da “mabed evlerde” iffet abideleri olur, ahlakı dillerinden ziyade yaşantılarıyla anlatırlar. Yapmadıklarını söylemez, söylediklerini önce kendileri yapar, söz ve fiillerinde daima ilahi rızayı gözetirler.

Kadın her nev’i ibadetini “mabed evin” hususi bölümünde yapar, orada niyazda bulunur, orada Meryem olur, orada murada erer, orada miracı yaşar.

Gecenin bir yarısında “teheccüt”, güneşten sonra “işrak”, “kuşluk”, akşamın ardından “evvabîn” namazlarını orada kılar, en halis ibadetlerine orası tanık olur. Evin duvarlarını maddi argümanlar yerine tekbir, tevhit, tasliye sesleriyle tezyin eder.

Ulu hocalar

Hazreti Âdem, İbrahim, Zekeriyya ve Allah Resulü sallellahu ala nebiyyina ve aleyhim ecmaîn “mabed evler”in hem ulu hocaları, hem de yöneticileriydiler. Onlar tam bir teslimiyet içerisinde her şey gibi evladın da hayırlısını istediler.

Hazreti Zekeriyya ilerleyen yaşında çocuk talep ederken, “Allah’a ibadet eden salih nesil” niyazında bulunmuştu. Buna göre “mabed evde” doğacak çocuk dünyaya kul olmak için gelecekti. Onlar iyi hal ve niyetlerin karşılığını; “Efendi ve iffetli” (Ali İmran, 39) çocuklara sahip olarak gördüler.  (İmtihan için bunun istisnası da olmuştur.)

Göz aydınlığı

Baba olan peygamberler, önce çocuklarına karşı sorumluklarını yerine getirdiler, sonra hayırlı olmaları için niyazda bulundular.

Hazreti İbrahim oğlu İsmail’i ilahi emir gereği önce ekinin ve suyun olmadığı vadiye bıraktı, İsmail orada yetişti; sonra İsmail’i Allah yoluna adayışın gereğini yaptı, yere yatırdı; Ona bedel olarak göklerden kurban geldi.

Hazreti İbrahim Allah’a kul bir baba olarak vazifesini ifa etti ardından; “Allah’ım! Bizi sana boyun eğenlerden kıl” diye dua etti; Hazreti İsmail’in neslinden “Ona itaat eden bir ümmet çıkarması” temennisinde bulundu (Bakara, 124, 138) İbrahimî duanın da bereketiyle o soydan Allah Resulü sallelahu aleyhi ve selem dünyaya geldi.

Ebeveynler evi doğru tarif eder, birbirlerine ve çocuklarına karşı sorumluluklarını yerine getirirlerse nikâhları ibadet, evleri de mabet hükmünde olur. Eşler “mabed evler”de nikâhın da verdiği ünsiyetle birbirlerini haramdan korurlar. Kin, nefret gibi kötü hasletler “mabed evler”de istihaleye uğrar, muhabbet ve ülfete dönüşürler. “Mabed evde” yardımlaşma, orada tam bir tesanüt vardır.

Çocuklar Allah’ı, peygamberi, kitabı, kıbleyi, seccadeyi hâsılı kulluğu “mabed evler”de öğretmen ebeveynlerin nezaretinde tanırlar. “Göz aydınlığı” çocuklar orada yetişir.

Dr. İhsan Şenocak/ İrfanDunyamiz.com

BENZER İÇERİKLER

Çocuk Eğitimi ↗

Çocuk eğitimini batılı pedagojiyi esas almadan işleyen yazılar okumak için tıklayın.

Aile Okulu ↗

Mutlu evlilik ve huzurlu aile konusunu ele alan seçme yazılar okumak için tıklayın.

Şunlara Gözat

İlk Japon Müslüman kimdi?

Japonya’nın en eski ve en büyük İslamî kuruluşu olan Japonya İslam Merkezi Başkanı Dr. Salih …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.