Zor zamanlarda Kunut okumak…

“Kunût” sükût etmek, namazda dua etmek anlamına gelen ‘knt’ kökünden türemiştir. İtaat etmek, huşû üzere bulunmak, ibadet yapmak, ayakta durmak, susmak, namaz, dua, ibadet, kıyam, kıyamı uzatmak, namazda sükût etmek anlamlarına gelir. Kunût’un asıl manası, itaattir.” Fıkıh terimi olarak, “taatta bulunmak, dua etmek ve herhangi bir şerden kurtulmak ya da hayır elde etmek için namazda Allah’a sığınmak” demektir.

Peygamber Efendimiz sallellahu aleyhi ve sellem’in çeşitli vesilelerle kunût yaptığı sahih hadislerle sabittir. Kıtlık, salgın hastalık, düşman saldırısı gibi umumi felâket zamanlarında da kunût duası okunması fakihlerin çoğunluğuna göre meşrudur. Hatta bazı fakihler, kunûtun böyle zamanlara mahsus olduğunu söylemişlerdir.

Acı bir olay

Resûl-i Ekrem, Hicretin dördüncü yılında Ebû Berâ’nın teminat vermesi ile Necd çevresine irşatta bulunmak üzere 70 kurrâ (hafız, mürşid) göndermişti. Zühd ve takva sahibi olan bu güzide insanlar, hayatlarını dine vakfetmişlerdi. Bi’r-i Maûne denilen yere kadar ilerleyen bu mürşidler, Amr bin Tufeyl ve adamları tarafından kuşatılarak şehit edilmişlerdir. Peygamber Efendimiz, bu hadiseden haberdar olunca çok üzülmüş, tam bir ay boyunca sabah namazında bu zalimlere beddua etmiştir.

Hazreti Enes şöyle bildirir: “Resûlullah sallellahu aleyhi ve sellem, Kurrâ öldürüldüğü zaman bir ay kunût okudu. Rasûlullah’ın hiçbir şekilde bu olaydan daha fazla üzüldüğünü asla görmedim.” Peygamberimiz, Bi’ri Maûne’de kurrayı şehit edenlere bir ay boyunca sabah namazının farzının son rekâtında rükûdan sonra beddua etmiştir. Hatta bu kabilelerin bir bir ismini saymış, bazı mü’minlerin de adını zikrederek onların sıhhat ve selameti için dua yapmıştır.

“Allah’ım! Velid bin Velid’i, Selemetü’bnü Hişam’ı, Ayyâş bin Ebî Rebia’yı ve mü’minlerin zayıf olanlarını kurtar. Yâ Rabbi! Mudar kabilesine olan şiddet ve baskını artır. Bunu onlara Yûsuf aleyhis selam’ın kıtlık yılları gibi yap! Allah’ım! Lihyân, Ri’il, Zekvân ile Allah ve Resûlüne isyan eden Usayye kabilelerine lanet et.”

Resulullah sallellahu aleyhi ve sellem’in bu uygulaması, çağımızda mü’minlere karşı işlenen soykırım, katliam ve etnik temizleme kaşıksısında zalimlere, çağdaş Firavunlara yönelik yapılacak duayı göstermektedir. Resulullah’ın kurrânın şehit edilmesi üzerine bir ay boyunca sabah namazının içerisinde katillere kunût yapması gayet manidardır.

Gazze’ye dua

Bugün Gazzeli Müslümanların üzerine bomba yağmaktadır. Aslında katliama uğrayan, soykırıma maruz bırakılan, çoluk çocuk, kadın, yaşlı ve masum demeden hunharca öldürülen Gazzeliler değil, ümmet-i Muhammed’dir. İşgal edilen, Gazze değil, bütün ümmetin yurdudur. Orada şehit olanların, öldürülen, kolu kanadı kırılan, yaralanan ve sakat bırakılan ümmeti-i Muhammed’in fertleridir.

Özellikle sabah namazlarını içinde kunût yaparak zalimlerin kahrı, helâkı ve onların hezimeti için, dua etmek mü’minin vazgeçilmez silahıdır. Zira dua, mü’minin, Yüce Yaratıcısına bir yakarışıdır, çaresizliğini itiraf etmesi ve Allah’ın himayesine sığınmasıdır. Çünkü O, çaresizlerin, kolu kanadı kırıkların, kimsesizlerin, müstazafların Rabbidir.

Yahudiler tarafından şehit edilen Zekeriyya aleyhis selam şöyle dua eder: “Rabbim! Beni tek başıma bırakma. Sen varislerin en hayırlısısın…” Bizler de şimdi şöyle dua ediyoruz:

“Ey Rabbimiz! Gazzeli kardeşlerimizi yalnız bırakma! Senden başka onları himaye edecek yok. Onlara karşı yapılan katliamı ancak sen durdurabilirsin. Sen Kayyûm’sun. Yerin göğün idaresi senin elinde. Sen Cebbâr’sın. Sen Kahhâr’sın, Sen Müntekîm’sin. Sen Azîz’sin. Sen Kadîr’sin, Sen Kâdir’sin. Sen Melik’sin. Sen, Mâlik’sin. Sen, dilediğini yaparsın. Dilediğini zelil, dilediğini aziz kılarsın. Senin her şeye gücün yeter”

Şimdi tazarru ve niyaz ile yalvarma zamanıdır.

Prof. Dr. Kerim Buladı/ İrfanDunyamiz.com

İslam İlmihalimiz ↗

Dini sorularınıza güvenilir kaynaklardan cevaplar bulmak için tıklayın.

Kaynak Metinler ↗

İlim yolcuları için derlenmiş temel dini metinlere ulaşmak için tıklayın.

Şunlara Gözat

İnsanlar vardır baykuş gibi…

Kemal Bey, her pazar günü düzenli olarak İstanbul’da bulunan Belgrad Ormanları’na gider orada yürüyüş yapardı. …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.