Tarihselci meallere dikkat edin…

Esefle belirtelim ki yeni meal/tefsir çalışmalarının bazıları, Arap dilinin belagat başta olmak üzere inceliklerine vakıf olmayan, fıkıhtan, kelamdan, hadisten, ahlaktan ve insanlık tarihini bilmekten yoksun şahıslar tarafından hazırlandığı için hatalarla doludur.

Meallerin çoğu; emekten, köklü olmaktan, ilmilikten, belagattan, heyecan ve aşktan mahrum olmaları münasebetiyle insanları sarsmıyor. Eskiden; “Muhammed Hamdi Yazır meal yazmasaydı Türkçe meal yazılır mı idi?” sorusunu soranlar, bu mealden yapılan aşırmalara dikkat çekmişlerdir. Maalesef bu soruyu soran da en çok aşırmayı Yazır’ın mealinden yapmıştır.

Aşırma olayı

Daha sonraları Muhammed Esed meali çıkınca, yeni meal yazarlarının çoğu ondan aşırma yapmaya başlamışlardır. Hatta Esed’in bazı kavramlara verdiği anlamlar moda gibi salgın hâlde kullanılmıştır. Bazen takip ediyoruz meal yazarı, Muhammed Esed’in mealindeki kelimelerle sadece oynamış. Eşanlamlı kelimeler kullanmış. Onun kullandığı kavramları seçerken bile kafa yormamış.

Abdülkerim Süruş ülkemize gelip takvayı tanımlayınca ve Muhammed Esed mealinde aynı tanımı kullanınca bizim tefsir hocalarımız irca eksenli bu tanıma “mal bulmuş mağribi gibi” yapışmışlardır. Zaman zaman lafızları buharlaştıran Esed’in mealindeki hatalar aşırma meallere aynen aktarılmıştır. Aşırma meallere kaynaklık eden Esed’in mealinde kullandığı manalar, onların meallerinden uçacak olsa ortada ne kalacağını merak ediyorum.

Tarihselci mealler

Tarihselci anlayışla yazılan mealler de piyasaya çıkmaya başladılar. Bu mealler bir boşluğu doldurmak için yazılmak yerine, modernitenin önünü açmak amacıyla yazılmışlardır. Tarihselci ve hermönetik anlayışla yazılan meallerdeki hitap cümleleri; “Ey Mekkeli müşrikler”, “Ey Medineli Müslümanlar”, “Ey Medineli münafıklar” biçimindedirler.

Aynı mealler çok seçici davranarak öyle kelimeler kullanıyorlar ki okuyucuyu ruhen tarihin içerisine hapsediyor. Ayetlerin mesajlarını Rudy Paret’in ifadesiyle 610- 632 arasına mumyalıyor. Biz şahsen bu çalışmaların masum olduğuna inanmıyoruz. Kur’an mesajlarının tarih içerisine mumyalanması pozitivist eksenli modern dünya görüşünün/ Allahsız bir medeniyetin sadece yollarını açar. Böyle felsefi bir yaklaşımın masum olduğunu nasıl savunabiliriz.

Müslümanların akıllarıyla alay eden ve işleri firavunların rejimlerini tahkim etmek olan modern müfessirlerin(!) meal ve tefsir çalışmalarına bakma imkânları bulduk. Arapçaya yeni başlayan çocukların bile yapmamaları gereken “sarf” hatalarına şahit olduk. Onlar Müslümanları küçük görüp akıllarıyla alay etmeselerdi bunları dile getirmeyecektik.

Hatalar çok

Sözün özü; meal yapmak için müfessirin taşıdığı şartların tamamını kuşanmak gerekir. Çünkü “her meal bir tefsirdir.” Eğer bu şartları kabul etmeden cahilleri Kur’an ayetleri üzerinde konuşmaya cesaretlendirirseniz, Allah’ın ayetlerini sadece oyuncak edindirirsiniz. Meal yazarlarının müfessirlerin taşımaları gereken niteliklerle mücehhez olduklarına inanmıyoruz. İnanmayışımız bir ön kabulden ziyade onların yaptıkları galat hatalardan kaynaklanmaktadır.

Biz, bireysel yapılan meal çalışmalarını doğru ve yeterli bulmuyoruz. Hele de ilmin konularının genişlediği, bilimsel bulguların arttığı bir zamanda tek kişilik meallerin hataları hâliyle çok olacaktır. Kolektif meal yapalım derken Diyanet Vakfı’nın beş kişiye hazırlattığı fakat kimsenin bir birinin bölümünü dikkatlice okumadığı, içerisinde fıkıhçılar olmasına rağmen fıkhi içerikli ayetlere yanlış anlamlar verildiği grup meallerini de onamıyoruz.

Meal, Arap dilinin bütün alanlarında uzmanlaşmış 10’a yakın dilci, din ilimlerinin usulünü bilen kişiler, hadisçiler, kelamcılar, siyerciler, fıkıhçılar, tarihçiler, antropologlar başta olmak üzere içerisinde doktor, mühendis, biyolog, astronom, kozmolog vb. ilim adamlarının da olduğu bir komisyon tarafından yapılmalıdır. En azından ilgili alan uzmanlarına yerine göre sıkça müracaat edilmelidir.

Hidayet kitabı olan Kur’an, hidayeti bozuk kimselerin meal çalışmalarıyla ana hedefinden uzaklaştırılmış olur

Türkçe bilmeli

Bütün bunlar kadar önemli olan bir başka husus, meal bir çevri olduğuna göre Türk dilini en iyi bilen uzmanlar bu çalışmanın içerisinde aktif görev almalıdırlar. Zira meal yazarlarımızın en önemli hatalarından biri de Türkçeyi yeterince bilmemeleridir. Bu hususu önemine binaen bir defa daha yineliyoruz; Türkçe meal hazırlayanların en büyük sorunu Türkçeyi iyi bilmemeleridir. Tüm meallerdeki ifade bozukluklarıyla alakalı mücelled eserler yapmak mümkündür. Sözün hülasası; teklif ettiğimiz şekilde, ideal bir meal komisyon çalışması yapılırken iyi bir tefsir de beraberinde yazılmış olacaktır.

Yukarıda değinmiş olduğumuz iyi bir meal ancak kurumlar tarafından hazırlanabilir. Çünkü masraflı bir proje ve aynı zamanda ciddi bir takım çalışmasıdır.  Bu projenin de uygulamada hataları olacaktır ama diğerlerine göre daha az olması muhtemeldir. Hataların aza indirgenmesi seçilecek insan unsuru ile alakalıdır. İstikameti bozuk ve dine bakışı arızalı adamları bir araya getirirseniz sadece yanlışları topluca onamış olursunuz. İlmi yeterlilik ve istikamet olmadan bu çalışmalar hayırlı neticeler vermez.

Hidayet kitabı olan Kur’an, hidayeti bozuk kimselerin meal çalışmalarıyla ana hedefinden uzaklaştırılmış olur. Kurumsal bağlamda sivil yapıların böyle bir projeye sahip çıkmaları gerekir. Çünkü resmi kurumlarda bilgiyi özgürce üretmek oldukça zordur. Resmi kurumlar resmi ideoloji ile çatışan hakikatleri terör suçu gibi kabul etmektedirler. Fakat sivil dediğimiz kurumlar bir grup, kanaat önderi vesayeti ve düşüncelerinin dinleştirilmesi krizi yaşıyorlarsa, ortada sivil kurumdan zaten bahsedilemez.

Bazı hatalar

Meallerdeki hataları şimdilik referans göstermeden sadece ana başlıklar hâlinde sıralayacağız. Zira meal hatalarının ana nedeni bu sıralayacağımız usul kurallarına riayet edilmediğindendir. İlerdeki bir çalışmamızda ise meallerin sayfa numaralarıyla bu hataları okuyucuyla buluşturmak istiyoruz.

Bu kadar hatanın varlığı insaf ehli kimseleri düşündürür mü? Umuduyla yazıyoruz ki bir insaflı Müslüman, Allah’ın kitabına “bizim de bir mealimiz olsun” mantığı ile yaklaşan bu hatalı çalışmalardan Allah’ın kitabını kurtarır. Ciddi bir komisyon çalışmasının kurulmasına öncülük eder.

Tespit ettiğimiz kadarıyla meallerdeki hataları şu başlıklar altında toplamak mümkündür:

1- Sarf ve nahiv hataları. Bu hatalar sehven olabildiği gibi Arapçaya vakıf olamamaktan da olabilir. Meallerde bu tür hatalar oldukça yaygındır.

2- Belagat ilmini bilmemekten veya iyi kavrayamamaktan kaynaklanan hatalar. Kur’an’da teşbihler, istiareler, mecazlar, kinayeler ve daha başka birçok söz sanatı kullanılmaktadır. Belagat bilmeyenler bu sanatların geçtiği ayetlere yanlış anlamlar vermekteler ve ortaya çok farklı manalar çıkmaktadır. Meal yazarlarının çoğunun hiç belagat bilmediğini söyleyebiliriz. Ortaya koydukları eserler bu hakikate tanıklık etmektedir.

3- Cahiliye dönemi Arapçasını ve şiirini bilmemekten kaynaklanan hatalar.

4- Kur’an’n bütünlüğüne vakıf olamamaktan ortaya çıkan hatalar. Bu tip hatalar sanki Kur’an’a çelişki yüklemektedir. Kur’an bu durumdan münezzehtir. Meal hazırlayanın Kur’an bütünlüğünü iyi kavraması şarttır.

5- Kur’an’daki deyimleri bilmeyip düz anlamlar vermekten kaynaklanan hatalar. Kur’an’da çok fazla deyim vardır. Meal yazarı deyimleri öğrenmeden meal hazırlamamalıdır. Elimizdeki meallerin yazarları deyimlere gerekli özeni gösterememişlerdir.

6- Peygamber Efendimiz’in tefsirini bilmemekten kaynaklanan hatalar.

7- Hadisleri ve sünneti bilmemenin sebep olduğu hatalar.

8- Sahabe ve tabiin tefsirini bilmemekten kaynaklanan hatalar.

9- İnsanlık tarihinin bilinmemesi neticesinde ortaya çıkan hatalar.

10- Ayetlere mutlak tarihselci yaklaşımın sonunda düşülen hatalar.

11- Kur’an’ın nüzul coğrafyasını, kültürel ortamını ve İslâm tarihini bilmemekten kaynaklanan hatalar.

12- Fıkıh ilmini bilmemenin neden olduğu hatalar. Bazı meallerin hazırlayıcıları fıkıh hocası olmalarına rağmen büyük yanlışlara düşmüşlerdir.

13- Kelâm ilmini bilemekten kaynaklanan hatalar. Kelâm ilmini bilmelerine rağmen bazı meal hazırlayıcıları tuttukları Kelâmi yola göre ayetlere yanlış ve ön yargılı anlamlar vermişlerdir.

14- İlmi disiplinlerin etkisi altında kalınarak düşülen hatalar. Bu tip hatalar meal hazırlayıcısının akademik çalışmalarını öne çıkarması sonunda ortaya çıkmıştır. Bazı durumlarda Fıkıh ilmi, bazı durumlarda Kelâm ilmi anlamı etkilemiştir.

15- Bir önceki maddeye ek olarak söyleyebiliriz ki bazı mealler Tasavvuf ilminin etkisinde hazırlanmıştır. Kur’an’da olmayan anlamlar Kur’an’a yüklenmiş ve yüz yıllar sonra ortaya çıkan tasavvufi terimler mealde yerlerini almıştır. Bu tip hatalar kasıtlı yapılmıştır.

16- Başka bir mealden kopya çekildiği için örnek alınan mealdeki hataları tekrar etmeye bağlı yapılan hatalar. Meal yazarları fotokopi gibi çalıştıklarından kendilerinden önceki hataları araştırma ve düzeltme zahmetine girmemişlerdir.

17- Yükselen değerlere göre ayetlere anlam vermekten kaynaklanan hatalar. Bu şekildeki hatalar ideolojilerin de Müslümanlar arasında yerleşmesine ve meşruiyet kazanmasına sebep olmuşlardır.

18- Meal çalışmalarının bir tefsir çalışması olduğunu unutup daha  önceden yazılmış olan klasik tefsir kaynaklarını okumamak ve incelemekten kaynaklanan hatalar. Bu alandaki boşluk ve ilkesizlik “köksüz meal” çalışmalarına cesaret kazandırmıştır.

19- Gelişen teknolojinin etkisinde kalarak ayetlere bilimsel anlamlar vermekten kaynaklanan hatalar. Bu hatalara düşen meal hazırlayıcıları Kur’an’ın ilk muhataplarının ümmi insanlar olduklarını akıllarına getirememişlerdir.

20- Cazibeli cümle kalıplarını düşünmeden alıp başkalarını taklit etmenin neden olduğu hatalar. Örneğin; Abdülkadir Süruş ve Muhammed Esed takva kavramına nasıl bir anlam yükledi ise sonraki çalışmalar bu anlamı esas almışlardır.

21- İslâmî ilimlerin usullerini bilmemekten kaynaklanan hatalar.

22- Vücuh ve nazair ilmine vakıf olamamaktan dolayı düşülen hatalar. Meal hazırlayıcıları hangi anlamları tercih edeceklerini zaman zaman bilememişler ve ciddi hatalara düşmüşlerdir.

23- Kur’an’daki müphem lafızları bilememenin neticesinde zamirlerin yerlerini tayin edememeye bağlı yapılan hatalar.

24- İdeolojik ve ön kabullü yaklaşımlar sebebiyle düşülen hatalar.

25- Türkçeyi iyi bilmemekten dolayı çeviride yapılan hatalar.

Meal hazırlayıcılarının düşmüş olduğu genel hatalar bunlardır. Bu hataların çoğu dille ilgili sorunlardır. Bu münasebetle de meal yazarlarının hem metin dili olan Arapçayı hem de çeviri dili olan Türkçeyi tüm kuralları ve kültürü ile beraber mükemmel derecede bilmesi elzemdir.

Buraya kadar yazdıklarımızın özeti; dili iyi anlamak için bir takım öncüller vardır. Bu öncüller ne kadar iyi bilinirse dil o kadar iyi bilinir. Bu öncüllerin en önemlilerinden birisi de, dilin bağlamıdır: “Kur’an metninin anlaşılabilmesi için önce onun dil dokusu, dokuyu oluşturan sözcük ve tümcelerin yapı ve delalet yönlerini, sözcüklerin kök manalarıyla sonradan müktesep delalet zenginliklerini; ayrıca anlamın oluşmasında etkisi ve katkısı olan dil dışı unsurları, kısaca kültürel, toplumsal, tarihsel ve olgusal bağlamları bilmek gerekmektedir.” (Kılıç, Sadık, Mak: “Dil ve İnsanın Tarihselliği Bağlamında Dini Metin” Dil ve Din sempozyumu, Erzurum, 2001, s.98)

Dilde yetersiz, hadis ve sünnet konularında reddiyeci tutum sergileyen  kişiler vahyi anlama faaliyetinin iki anahtarını da kaybetmişlerdir. Ellerinde bu öncüllerin olmadığı meal/tefsir hazırlayıcıları önce ciddiyetlerini takınıp ayetleri oyuncak edinmemeli; dilde ve dinde derinleşmeli.

Kur’an’ın Kur’an’la, Kur’an’ın sünnetle ve Kur’an’ın sahabe tarafından yapılan tefsirlerini iyi bilmeliler ve klasik kaynakları da yeterince tanımalıdırlar. Aksi hâlde hevalarından konuşmuş olurlar ki bir değeri olmaz…

Dr. Mehmet Sürmeli/ İrfanDunyamiz.com

İstikamet Yazıları ↗

İslam’ın şuur boyutuna vurgu yapan yazıları okumak için tıklayın.

Kaynak Metinler ↗

İlim yolcuları için derlenmiş temel dini metinlere ulaşmak için tıklayın.

Şunlara Gözat

Selât-ü selam hassasiyeti…

Yüce Allah, Hazreti Muhammed sallellahu aleyhi ve sellem’in kendi katındaki değerinden dolayı ona salat-ü selam …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.