Yaşlı mezarcı ne demek istedi?

İstanbul’u gezmek isteyenlere ilk götürdüğüm yerlerden birisi Edirnekapı Şehitliği’dir. Burada yüzlerce yıllardır binlerce şehit ecdadımız yatmaktadır. Geçtiğimiz günlerde Şehitliği ziyaretimiz sırasında mezarların temizliğini yapan yaşlı bir amcamızın sözleri dikkatimi çekti. Sık sık aynı sözleri tekrarlıyordu: “Zor olanı yapıyor, kolay olanı yapmıyor. Zor olanı yapıyor, kolay olanı yapmıyor.”

Allah Allah ne demekti bu? Dikkatimi çekti, amcanın yanına gittim; “Amcacığım kolay gelsin” dedim. “Sağ ol evladım sana da kolay gelsin” dedi. Hemen konuya girdim: “Merak ettim, deminden beri hem mezarların otlarını temizliyor hem de ‘Zor olanı yapıyor, kolay olanı yapmıyor. Zor olanı yapıyor, kolay olanı yapmıyor’ diye tekrar edip duruyorsunuz. Ne demek bu?”

İyice merak ettim

Her halinden gün görmüş birisi olduğunu belli eden amcamız şöyle cevap verdi: “Bak evladım benim ismim Cafer. Buralara gelirim Allah rızası için buradaki sahipsiz, bakımsız mezarları temizlerim. Temizlerken de etraftaki diğer mezar taşlarına bakarım ve içimden hep bu sözü söylemek gelir. Yani insanlar bu dünyada camiler, çeşmeler, okullar yaptırıyorlar. Öğrenciler okutuyorlar, onlara yardım ediyorlar. Yani zor olanı başarıyorlar. Fakat yapılması daha kolay olan ama insanların yapmadığı bir şeyi unutuyorlar. İşte ona şaşırıyorum evladım.”

İyice merak etmiştim. Cami yaptırmak, okul yaptırmak, birine yardım etmek epey önemli salih amellerden. Bundan daha kolay olan ama insanların yapmadığı şey neydi acaba? Bir cevher bulmuştum, onu açığa çıkarmalı ve onu daha fazla konuşturarak istifade etmeliydim. Cafer Amcaya sordum: “Peki, amcacığım bana şu işin aslını anlatır mısın? Kolay olan nedir?”

Şöyle dedi: “Evladım, insanlar sabah kalktığı zaman ilk önce kendine güler yüz göstermeli. Bedenini selamlamalı. Ev halkına tebessüm etmeli. Sonra dışarı çıktığında apartmanda gördüğü komşusuna, otobüse binerken, otobüs şoförüne güler yüz göstermeli. İşyerine vardığında işçi olsun patron olsun, amir olsun memur olsun etrafına güler yüz göstermeli. Ama günümüzde insanlarımız aslında yapılması üç beş saniye sürmeyen tebessüm etmeyi unutuyor. Onun yerine daha zor olan surat asmayı tercih ediyor. Ya da surat asmasa bile, yüzü don yağı gibi duruyor. Böyle olmayalım evladım.”

Kimde hüner var

İşte böyle dostlar. Ariflerin nerede, ne zaman, ne şekilde karşımıza çıkacağı belli olmaz. Amcamızın sözlerinden gerçekten çok etkilendim. Tebessüm etmek bu kadar da zor olmamalı. İki Cihan Güneşi Peygamberimiz sallellahu aleyhi ve sellem bakın ne buyuruyor: “Din kardeşini güler yüzle karşılamak gibi (tabiî) bir iyiliği bile sakın küçük görme!” (Müslim, Birr 144. Ebû Dâvûd, Libâs 24)

Ve yine o nebiler serveri şöyle buyuruyor: “(Mümin) kardeşine tebessüm etmen sadakadır. İyiliği emredip kötülükten sakındırman sadakadır. Yolunu kaybeden kimseye yol göstermen sadakadır. Yoldan taş, diken gibi şeyleri kaldırıp atman da senin için sadakadır.” (Tirmizî, Birr, 36)

Alimlerimiz bir Müslümana çatık kaşla bakmaktan sakındırmışlardır. Güler yüzlü olmayan kimse mü’min sıfatlı değildir. Din düşmanları hariç, müslim gayrimüslim herkese karşı güler yüzlü olmalıyız. Onlara karşı güler yüz göstermezsek onları İslam’a çekebilir miyiz? Cenab-ı Allah ayet-i kerimede şöyle buyuruyor: “Ona yumuşak söz söyleyin. Belki öğüt alır, yahut korkar.” (Taha, 44)

Bir başka ayette Rabbimiz şöyle buyuruyor: “O vakit Allah’tan bir rahmet ile onlara yumuşak davrandın! Şayet sen kaba, katı yürekli olsaydın, hiç şüphesiz, etrafından dağılıp giderlerdi.” (Ali İmran, 159)

Fahri Sarrafoğlu/ Yüzakı Dergisi

• Böyle bir derdiniz var mı?
• Selât-ü selam hassasiyeti…
• Seyda Muhammed Konyevi’den Güzel Eser
• Mehmet Feyzi Efendi farklı bir zattı…
• Celalettin Ökten Hoca sade yaşardı…